14 yıllık Ak Parti hükümetinin her türlü olanaklarını kendi kişisel egoları ve keyfi tutumları ile kullanan, devletin imkan ve yatırımlarını gelişi güzel çar çur eden ve kimseye hesap vermeme cesaretini gösteren bazı kamu kurumu müdürlerinin bu tutumları basın mensupları olarak bizlerin nazarından kaçmamakta, rahatsız etmekte ve  yazdıklarımızın dikkate alınmadığı kanaati uyanmış bulunmaktadır.

 

                1-Ak Parti hükümeti seçim telaşı ile hiçbir kurumda olması gereken denetim mekanizmasını çalıştırmamış, hükümet adına göndermiş olduğu  kamu kaynakları Kurum yetkilisinin keyfi tutumu ile harcanmış ve hiçbir müfettiş, mali suçlardan sorumlu Emniyet birimi olumsuzlukların üzerine gitmemiştir.  
                2-Yatırımcı kuruluşların gelen ödenek ile, yaptıkları iş birbirini tamamlamamakta, bu güne kadar yapılan ihalelerin hakkaniyet boyutuyla yapılıp yapılmadığı hiçbir şekilde incelenmemiştir.
                3-Mülkü idare, yani Vali kurumlar üzerinde denetim mekanizmasını çalıştırmamış, bazı kurum yöneticileri  izinsiz olarak günlerce il dışında bulunmuşlardır.
                4-Bazı kurum yöneticileri, ihale ile mal aldıklarında bünyesinde sigortalı işçi çalıştıran esnafı değil, kendilerine yakın kişileri tercih ederek haksız rekabeti teşvik etmektedirler. 
                5-Kurumlar üzerinde oto kontrolü sağlayacak olan mülki amirler, kurum yöneticileri ile iş anında ast, üst ilişkisini ortadan kaldırarak gayriciddi bir görüntü sergilemektedirler.
                6-Görüntü itibariyle partizan, fiiliyatta ise farklı diyalogların kurulduğu  açık seçik görülmektedir. Bu duygusal yaklaşım kurumun faaliyetlerini aksatmakta, kaliteyi düşürmekte, çok kişi ile hiçbir işin yapılmadığını göstermektedir.
                7-Bir gün ansızın hiçbir kurum denetlenmemiş, kurum çalışanlarının keyfi tutumları takip edilmemiş, izinsiz il dışına çıkışı soruşturulmamış, işe gitmeyenlere gerekli yaptırımlar uygulanmamış, yaptıkları ihaleler takip edilmemiş ve ihaleyi alan firma ve şahıslar işi ne düzeyde yaptı, hangi kalitede bitirdi, hangi sürede tamamladı hiçbir şekilde bakılmamıştır.
                8-Basın olarak gördüğümüz olumsuzlukları yazdığımızda, mülkü amir tarafından yazdığımız yazıların akıbetiyle ile ilgili tarafımıza bilgi verilmemiş, açıkçası vasıflı yayın yapan basın mensupları dikkate alınmamıştır.
                9-Elbette her bireyin bir siyasi görüşü olabilir. Biz basın mensupları da buna dahiliz. Ancak ne zaman ki siyasi görüşümüzü işimize karıştırırsak, işte o zaman başında bulunduğumuz kurumu kendi fikrimiz doğrultusunda siyasallaştırmış oluruz. Bu gün Iğdır'da kurum yöneticisi olan kişilerin öncelikle dikkat etmesi gereken konu bu olması gerekirken, bazı kurum yöneticilerinin bilinçli bir şekilde ayrımcılık yaptığı görülmekte ve kaygıyla izlenmektedir.
                10-Vasıflı ve süreli yayın yapan Hudut Gazetesi, Güven Gazetesi, Yeşil Iğdır Gazetesi, Aydın Gazetesi ve Iğdır Gazetesi tüm olumsuzlukların üzerine ortak imzayla gidilecek ve hangi kurum amiri keyfi muamele içerisindeyse, kişilik hakları gözetilerek deşifre edecektir.
                Sevgili okuyucularımız;
                Bizler yıllarını basın işçiliğine adamış olan Iğdır basını, uzun zamandır bir araya gelmiyor, fakat  bireysel yayınlar yaparak şehrimizin sorunlarını dile getirme gayretimizi sürdürüyorduk.  Ancak görülmektedir ki, bizim çoğunlukla ortaya koyduğumuz hoşgörüyü birileri vazifemiz olarak algılamakta, dikkate almamakta ve  umursamamaktadırlar.
                Bundan sonra önemli konuları basının ortak sesi olarak kaleme alacak, yayınlayacak ve çözümünü  sağlayıncaya kadar da konunun üzerine gitmeyi sürdüreceğimizi kamuoyuna önemli duyururuz.
                NOT: SİZ DEĞERLİ OKUYUCULARIMIZIN DA GÖRDÜKLERİ SORUNLARI TARAFIMIZA BİLDİRMELERİ RİCA OLUNUR.

    ORTAK BASIN                    BİLDİRİSİ

Tweet