Ekrem BAYDAR SORUMLULUK DUYMAK
Tarih : 2007-10-01
Tüm Yazılar

Ekrem BAYDAR



Cuma günü Valiliğimizin ve Belediyemizin ortaklaşa düzenlediği "kuş gribi" ile ilgili bir toplantıya katıldım. Toplantı önemliydi ve hayati önem taşıyordu. Salonsa hınca hınç doluydu. Çeşitli kurum yetkilileri, sivil toplum örgüt temsilcileri, köy muhtarları, siyasi parti temsilcileri ve halktan birçok kişi toplantıya iştirak etmiş, Sayın Valinin ve diğer konuşmacıların açıklamalarını heyecanla bekliyorlardı. Ön sıralardaki yüksek rütbeli subayların çokluğu, belli ki sorunun ne derece vahim ve önemli olduğunun bir göstergesiydi. Kendimce mutlu olmuştum. Katılım oldukça yüksekti. Halkımız büyük bir sorumluluk örneği göstererek, Bahu Düğün Salonunu gerçekten tıklım tıklım doldurmuştu. Bir ara ayağa kalkarak salona şöyle bir göz gezdirdim; Mutluluğum daha da arttı. Çünkü salonda hiç boş yer kalmamıştı. Büyük bir çoğunluluk sorumluluk duygusuyla oradaydı. Bir süre sonra, Sayın Valimizin salona gelmesiyle tüm dikkatler merakla kürsüye doğru yöneldi. Sayın Valimiz salondaki katılımcıları selamladıktan sonra son derece anlaşılır bir dille "KUŞ GRİBİ" hakkında açıklamalar yaptıktan sonra sözü il sağlık müdürlüğüne, il tarım müdürlüğüne ve hayvan sağlığı şube müdürlüğüne bırakarak halkın kafasındaki tüm soruları silmeğe çalıştı. Sorun gerçekten de büyüktü. Bu sorun sadece Iğdır; ın, Doğubayazıt; ın, Aralık; ın ya da Çin; in Tayland; ın Rusya; nın sorunu değil, tüm insanlığın sorunudur. Zaten toplantının temel amacı da buydu. Sayın Valimiz gerekli açıklamalardan sonra sözü basın mensuplarına vererek onların sorularını almak istedi. Çünkü basın, halkın sesidir, dilidir, kulağıdır. Bu bilinçle bir gazeteci arkadaşımız söz alıp birkaç sorusunu peş peşe sıralayınca, yer yer salondan çıkanlar oldu. Neden çıktılar anlamadım. Kendimce birkaç sebep aradım ama daha sonraki davranışlar benim düşündüğüm sebepleri sildi götürdü kafamdan. Dışarı çıkmalar çoğalınca Sayın Valimiz; "Çıkmayın konuşmalarımız daha bitmedi" uyarısında bulunmasına rağmen çıkanlar çok oldu. İşte tam bu sırada başta duyduğum mutluluğum, hevesim kursağımda kaldı. Yavaş yavaş salon boşalmaya başlayınca, Sayın Vali bir iki uyarıda daha bulunmak zorunda kaldı. Toplantının başında gösterilen sorumluluk tam bir sorumsuzluk örneğine dönüştü. Oysa bu sorun, herkesin, hepimizin sorunuydu. Bu kadar sorumsuz davranamazdık. Tabiri caiz ise bu kadar da saygısız olamazdık. Ne kadarda sevinmiştim. Tam Iğdır; a Iğdırlılara yakışan bir davranıştı baştaki duyarlı davranış! Herkes sorumluluğunun bilincindedir sanmıştım. Mutlu olmuştum. Ne kadar şanssız bir il olduğumuz, beklide bu kadar sorumsuz ve vurdumduymazlığımızdandır. Avrupa; da kuş gribine ilk defa Türkiye; de, Türkiye; de de Iğdır; da; rastlanıyor. Gelin görün ki biz daha bu sorunun götürülerinin farkında bile değiliz. Yerel basınımızın bu konuda göstereceği hassasiyete, eğitici ve öğretici yayınlara eminim, ancak, halkımızın da bu konuda son derece hassas olması gerekmektedir. Karşımızdaki düşmanı tanımıyoruz. Vebayı, sıtmayı, veremi, kızamığı tanıyoruz. Tanıdığımız içinde onlardan korkmuyoruz Ama bunu, bu "KUŞ GRİBİ" denen yeni düşmanı tanımıyoruz henüz. Ne biz tanıyoruz ne de dünya! Tanımadığımız düşmanımız en tehlikeli düşmanımızdır. Nerede ne zaman saldıracağını bilemeyiz Herkese ve her kesime görev düşüyor. Başta öğretmenler olmak üzere, köy imamlarına, muhtarlara, daha çok görev düşüyor. Yetkili yetkisiz herkes üzerine düşeni yapıp, toplantı salonlarını terk etmezse düşmanı en az zararla yok etmemiz hiçte zor olmayacaktır. Ben o gün sorumsuzluk örneği göstererek daha toplantı bitmeden. Salonu terk edenlerin adına başta sayın valimiz olmak üzere toplantıyı düzenleyen tüm yetkililerden özür diliyorum.

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.