Ekrem BAYDAR GİYDİR GİTSİN
Tarih : 2007-10-01
Tüm Yazılar

Ekrem BAYDAR



Anlatacağım olay, Iğdır'ın yakın kölelerinden birinde geçiyor. Ancak ben köyün adını şimdilik açıklamak istemiyorum Eminim ki okuyucuların birçoğu, hangi köy olduğunu tahmin etmişlerdir. Adam, Almanya'ya ilk gidenlerden.(Adama şimdilik Bay X.diyelim.) Bay X... babası ile birlikte at arabası çalıştırıyor. Köyden Iğdır'a, Iğdır'dan da köye yük taşıyor. Yazın da genellikle şehre, kavun, karpuz getiriyor kazandığı parayı da orada burada yiyen bir tip. Zavallı babası da yaşlı olduğu için, artık söz geçiremez olmuştur Kısaca haylazın, sorumsuzun teki... Bay X... Almanya'ya gittikten sonra 15- 20 yıl, babasını ne aramış, ne de sormuş..baba; artık yaşlandığı için at arabasını da çalıştıramaz durumda olduğu için, küçük oğlu aynı işi bir müddet devam ettirir.Ancak bununda da Bay X'ten geri kalan bir bir tarafı yoktur. Babaymış anneymiş umurunda değil. Aradan bir süre geçince atlardan biri hastalanır ve ölür. Çaresiz kalan babanın yapacağı bir şey yoktur artık. Yıllar sonra bir mektup alır, mektup oğlu Bay X'ten gelmiştir".Baba yakında köye geliyorum. Bütün sıkıntılardan kurtulacaksınız. Ben artık eski Bay X... değilim senin ve annemin ellerinden öperim" Mektubu okuyan baba çok sevinir ancak yaşayabileceği tüm sıkıntıların en alasını yaşamıştır zaten. Artık ölüm döşeğindedir. Bir iki hafta sonra Bay X... köye gelir. Anne çoktan ölmüş, baba da ölümle pençeleşmektedir. Küçük kardeşi de büyümüş koca adam olmuştur. O akşam hasret giderip, hoş beş sohbetten sonra, uyu-yorlar. O sabah uyanan Bay X...bir an önce köyün içine çıkıp, eski arkadaşlarına ve diğer köylülere hava atmak için can atıyor. Kahvaltıdan sonra, lacivert takım elbisesini, yakası kolalı beyaz gömleğini, çiçekli pembe kravatını takıp kulplu grundig marka radyosunu da eline alarak köyün kahvesine doğru yürüyorlar. Yolda kardeşi her ne kadar, radyoyu taşımak istese de "Sen bozarsın " deyip vermiyor. Radyonun sesini sonuna kadar açmış, radyoda çalan "Uca dağ başında, nar şirin olur" türküsü nerede ise köyün öbür başından duyulacak Yanlarından geçen bir at arabasını görünce, Bay X... kardeşine sorar." Bu köyde hala at arabası var mı"? Kardeşi de "var ağabeyi, bizimki de duruyor. Atın biri ölünce, tek atla çalıştıramadık. Babam ağabeyin gelince, "sana bir at daha alırız. Böylece sıkıntılarımızdan da kurtulmuş oluruz" dedi. Bay X... bu sözü duyunca hiç oralı olmamış gibi yürümeye biraz daha hızlı devam etti. Bu davranışa bozulan kardeşi içinden; "Sen önceden de bir bok değildin zaten, bir de mektubun da "sizi bu sıkıntıdan kurtaracağım" diyorsun. ,"Nah,. Kurtarırsın. Sen önce kendini bu hindi gibi kabarmadan kurtar. İyi ki bir radyon da varmış" diye homurdanır. Bu arada kahveye de gelmişler artık. Kahvedekilerle selamlaşıp, hal hatır sorduğunda dahi, radyo hala aynı sesle birinci türküyü bitirip ikinci türkü olan "amanın ninnah ninnah" türküsünü çalıyordu. Eski arkadaşları buyur ettiler Radyosunu ve başındaki pembe boyalı tavuk tüylü şapkasını masaya koyup, uzun olan ceketinin kollarını biraz yukarı çekip oturdu. Onun bu hareketi kardeşini çoktan gıcık etmişti zaten ama nedense susuyordu. Çaylar gelmiş sohbet iyiden iyiye derinleşmişti. Bu anlatıyor köylülerde bunun anlattıklarını atın sineyi kovması gibi başını sallayarak onaylıyorlar. Bay X… devam ediyor "böyle Köymü olur, şu pisliye bak her taraf at pisliği bu koku bu sinekler sizleri rahatsız etmiyor mu? Avrupa'da böyle şeylere rastlayamazsınız deyil at pisliğine, atın kendisine bile kolay kolay rastlayamazsınız bu sözleri duyan ve biraz ötede oturan veli yanındaki arkadaşına P…E bak sanki kendiside aynı pislikten çıkmamış, atın kıçından çıkan kokuyu hiç duymamış gibi deyip çayını yudumladı. Arkadaşı da veliye kravatının kısalığına baksana öküzdili gibi üstelik bizim yonca tarlasının başındaki papatyaların hepsini de kravatına yapıştırmış sanki it oğlu it" Radyoda türkü bitince Bay X… radyonun sesini kapatıp "bu çantalı radyolar Almanya'da yeni çıkmış bende bunu babama aldım en iyi markadır grundıngtir bizim firma çıkarıyor" diyerek hava atmaya devam ediyor. Bu davranışları kardeşini daha da çileden çıkarmıştır kardeşi içinden "sen önce babana bir at al" diyerek mırıldanır tam bu sırada haber gelir Bay X…in babası ölmek üzere kahvedekiler ve Bay X… eve gelinceye kadar baba son nefesini verir. Herkesin telaşı geçince defin hazırlıklarına başlanır. Köyün imamı teneşirde cenazeyi yıkarken Bay X…de kardeşine 100 mark uzatarak "git Iğdır'dan babama kefen al getir" der ardından seslenerek "en iyi kefenden al babama layık olsun" diyerek o anda da köylüye havasını atıyor. Bir süre sonra kardeşi birkaç metre gri renkli amerikan bezi ile gelir. Köylü amerikan bezini görürken homurdanmaya başlar bunu duyan Bay X… kardeşine bir tokat yapıştırarak "ben sana demedim mi? Kefenin en iyisini al babama layık olanını al". Canı burnuna gelen kardeşi artık dayanamaz "beni niye vuruyorsun babanın… Babam düğüne mi gidecek sanki süslüyüp püslüyorsun giydir gitsin işte" der. O günden sonra Bay X… in köyde kalıp kalmadığını bilmiyorum.

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.