Dün iftar sonrası Vali konağının önünde yaşanan kargaşaya şahit olduk.

Birkaç kişi kavga sonucunda kendilerini kovalayan kişilerden korunmak için Vali konağına doğru hızla koşarak sığındılar...

Sonradan edinilen bilgiye göre, Vali konağına sığınan kişiler başka yerlerde birtakım olaylar yaşamış ve devamı da Valinin evinde son bulmuştu...

Olayın perde gerisinde olup biteni henüz bilmiyorum.

Bildiğim şey insanların satırlarla biribirini kovalıyor olmasıdır.

Bölünmeyen hangi malları var ki böylesine öfke ve kinle biribirilerine saldırıyorlar.

Kavga sözün bitimiyle başlar.

Görüyoruz ki insanlar konuşmak yerine kavgayı tercih ediyorlar. Merak ediyorum, acaba bugüne kadar kavga ederek kim sorununu çözmüştür.

Bizler insanız...

Bizler orman da yaşayan hayvanat gibi biribirimizi kaparsak, onlardan ne farkımız kalır.

Etrafına üç beş kafadar toplayan, bellerine satırları takan gençliğin hali hiçte iç açıcı değildir.

Elbette kendi polisimiz kendimiz olmalıyız. Ancak çok eğitimli bir toplum olmadığımızdan, devletin kolluk kuvveti Polis ve Jandarma'ya önemli görevler düşmektedir.

Suç çetesi oluşturan kişileri gözetim altında tutmalı, arama ve kontrollerini sıklaştırmalı, adli işlem başlatmalıdır.

Aksi halde bana nasıl olsa kimse birşey demiyor mantığı hakim kılınacak ve güçlüler, güçsüzler üzerinde baskı kurma, haraç alma, gasp etme, darp etme eylemlerine meyilleneceklerdir.

Iğdır'da yaşanan satırlı kavgalar, toplumun huzurunu bozmakta, vatandaş bu tür olaylardan muzdarip olmaktadırlar. Özellikle Valilik yolunda yaşanan tatsız, nahoş hadiseler daha sıkı kontrol edilmeli, meydan çapulculara bırakılmamalıdır.

Yüce Allah toplumumuzu islah etsin...