Cabbar ŞIKTAŞ KAVAK YELLERİ VE DENSİZLİK
Tarih : 2007-08-21
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



Geçtiğimiz hafta Kanal D'de yayınlanan "Kavak Yelleri" dizisinde, İslam dininin önemli şahsiyetlerinin isimleri bir köpeğe konuldu.

Dizi de köpeğin ismini önce Ali koymak istediler, sonra Mehmet ve sonunda Hüseyin'de karar kıldılar…

Bu üç ismin seçilmesi sizce tesadüfmüdür?

Peki tesadüfse neden köpeğe, Aydın, Doğan ve çoğaltabileceğimiz binlerce isim varken özellikle, İslam Dininin temelini oluşturan, Peygamberin ismi Mehmet, onun eniştesi ve amcasının oğlu; yarı, yaranı, Ali ve onun oğlu Kerbela Şehidi Hüseyin'in isimleri konuldu…

Danimarka’da Domuza Peygamberimizin ismi verildiğinde genelde Dünya, özelde de Ülkemizin duyarlı insanları ayağa kalkmış ve protesto etmişlerdi. Peki Kavak Yelleri dizisinde böyle bir olay meydana geldiğinde suskunluğu tercih etmek neyin nesi…

Olayı "Caferiler kızdı" basitliğine indirme gayretleri hiçte yakışık almamıştır.

Takiyeciliğin böylesi görülmemiştir.

Nasıl olsa Ali ve Hüseyin'i seven Şiilerdir. Evet Peygamberi de seven demek ki yalnızca Şiilermiş…

Bu ne demek oluyor, Benim Peygamberimin ismini benim ülkemdeki bir satılmış televizyon gözümün içine baka baka bir köpeğe koyacak, bende takiyye edip susmayı tercih edeceğim…

Eğer bu suskunluk Cumhurbaşkanlığı sürecini irtica hortluyor diye etkiler endişesiyle susuluyorsa, biliniz ki bu suskunluk daha da kötü bir imaj ortaya koyacaktır.

Çünkü tepkisinden korktuğunuz kişilerinde aynı noktada hassasiyeti vardır. İrtica karşıtı kişilerin inançları ve hassasiyetleri en az bizim kadardır.

Kanal D'de yayınlanan dizide bilinçli bir şekilde İslam Peygamberinin, Ali ve Hüseyin'in isimlerinin böylesi alçakça bir şekilde kullanılması ve bu olay karşısında suskun kalınması hiç yakışık almamıştır…

Ali'yi seven Alevilerin büyük bir bölümü susmayı tercih etmiştir. Caferilerden yalnızca İstanbul da erdemli bir tepki konulmuş ve netice alınma noktasına gelinmiştir. Acıdır ki; Sünni kesimden ise çıt çıkmamıştır…

İşte sorun burada düğümlenmiştir beyler. Hani peygamberimiz anamızdan babamızdan daha yakındı bize. Hani Haydar-ı Kerrar Ali başımızın tacıydı. Hani Hüseyin cennet gençlerinin efendisiydi…

Bırakalım takiyye yapmayı…

Bizler gerçeklerden kaçtığımız sürece, işte bugün olduğu gibi hep arkası kaçak, duyarsız, duygusuz, inançsız, kişiliksiz ve kimliksiz yaşamaya mahkûm olacağız.

Kanal D'de yayınlanan diziye tepki koyulmadığı taktirde, bilinsin ki yarınlarda daha birçok İslam diniyle ismi özdeşleşen ulvi kişilerin isimleri ayaklar altına alınacak, aşağılanacak ve bu işlerde hesabı olanlar emellerine ulaşacaklardır…

Bir toplumu ayakta tutan dinamikleri vardır. Milli ve manevi değerleri olmalıdır. Devlet, Vatan, Bayrak milli birliği temsilen din ve yerel kültür ise manevi birliği temsilen toplumun çimentosudur. Bu çimentonun direnci ile oynanıyor. Bina yıkılmamalı, yıktırmamalıyız. Çünkü hepimiz içinde oturuyoruz.

İşte bu noktada sevgili Iğdırlılar önümüzdeki Pazar günü İnci Düğün Salonunda yapılacak olan "İmam Mehdi'nin Doğum Günü" programı daha bir anlam arzetmekte olup Peygamberimiz ve onun pak Ehl-i Beyt'ine sevgimizi sunmamız açısından daha bir anlam arzetmektedir.

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.