Serdar ÜNSAL MÜSLÜM OĞUZ’UN YENİ KİTABI ÇIKTI
Tarih : 2011-02-18
Tüm Yazılar

Serdar ÜNSAL



Değerli hemşerimiz yazar eğitimci Müslüm Oğuz’un yeni kitabı “TEK BAŞINA” çıktı.Yıllardır Edebiyatla iç içe olan yazdığı şiir ve roman hikayelerle Azerbaycan sevdasını anlatan Müslüm Oğuz yazdığı son kitabı “TEK BAŞINA”da Azerbaycan’ın bağımsızlığa giden  yolda verilen onurlu mücadeleyi akıcı bir üslupla anlatıyor.

Yazar kitabın arka kapağına şunları yazıyor.
Azatlık Meydanı.
1990 Yılının 19 Ocağını 20 Ocağa bağlayan gece...         ;
Kadın, erkek, çocuk, genç, yaşlı yüz binlerce insan...    \
Yer karlı, buzlu... Hava dondurucu soğuk... Isınmak için meydanın yüzlerce yerinde ateşler yakılmış... Ateşlerin başında kümelenen namuslu, gayretli, cesur oğul ve kızla: tek yürek olmuş "Azerbaycan' a azatlık!" diye haykırıyorlar... Birden ürperten bir uğultu duyuldu .<insanlar ne oluyor diye etraflarına baktılar. Azerbaycan'ı iki yüz yıldan beri sömüren eli ve gözü  kanlı Rusya’nın sarhoş ve zalim generali katil  Yazov ; "Başla! diye emir verince, motorları çalışır vaziyette bekleyen yüzlerce tank ve zırhlı araç  bir anda korkunç bir homurtuyla Azatlık Meydanı'na girmeye başladılar.
Tanklar karşılarına dikilen insanları eziyor. Zırhlı araçlar otomatik silahlarıyla tarıyor, ambulansları, doktorları, hemşireleri bile kurşunluyorlardı.   
Meydan kopmuş el ve ayaklarla, delik deşik olmuş vücutlarla dolmaya başlamıştı...   
Yaralı gençler, kan sızan yumrukları havada, "ölmek var, dönmek *
yok!" diye haykırarak tankların üzerine atılıyorlardı...
Azatlık Meydanı KERBELA ya dönmüştü.
Mazlum Azerbaycan halkı, AŞURA KATLİAMI’nı yaşıyorlardı.
"Bakü kanlı kasırga, Bakü kanlı fırtına,   
Yarı canım ordadır, Azatlık Meydanı'nda   
Mavi, yeşil, kırmızı renkler gülistanında," diye haykırıyordu Lefor-tovo zindanında Halil Rıza... Çığlıkları duyuyor musun Dünya? Kanı görüyor musun Dünya?

Ve o çığlığın ardından gelen azatlık, bağımsızlık……

Yazarımız kitabın girişinde Elçibey’in  3 renkli bayrağa sarılı tabutunun alınışını Azerbaycan’a gönderilişini anlatır..

Girişte şöyle der:”Kızıl ordunun halkınıza yaptığı zulüm ve hakaretleri, namusunuzu ve şerefinizi çiğnemesini unuttuysanız ve umursamıyorsanızsa,haydi durmayın için! Şerefsizin olmayan şerefine, şerefsizce kadeh kaldırın! “ve Azaldığa giden 20 Ocak olaylarını anlatır:”

Diğer bir bölümde,”Azeri balasının bahtı karanlık…Oğlumun başını dizlerimin üzerinde kestiler..Kanı yüzüme fışkırıyor…Zalim Ermeni !Az mı ekmeğimi yedin?Muhammedi(s.a.v)tanımıyorsan İsa’dan da mı utanmadın?..”diyor.

Azaldığa giden yolda can veren kan verenlerin başına gelecekler şöyle anlatılır.:”O gün gelirde kızıl imperya dağılırsa,bizler yine makamlarda koltuklarda, ülkeyi yöneteceğiz.”Vatan !Millet!Bayrak!” için mücadele edenler unutulacak üvey evlat muamelesi görecek,ya zindanın ya da sürgünü boyluyacak!..

Bir başka bölümde Ermenileri Azerbaycan’ın başına musalla eden Ruslar’dan bahsederek,” Azerilerin başını Ermenilerle karıştıralım ki oturdukları yerde otursunlar azatlık onların neyine diyen” bir Rus komutanın Türk düşmanlığını da anlatmış oluyor.

Elçi beyden bahsederken de onun verdiği azatlık mücadelesini anlatarak Elçi bey için şu ifadeyi kullandı “sen artık halkın adamısın!Allahın adamısın!seni Allaha emanet ediyorum!”
Kitabın büyük bölümünde Karabag konusuna da yer veren yazarımız şöyle der:Haydi dostlar Karabaga!Karabagın serin sulu bulaklarından su içmeye

Gazi Karslı vatan sevdalısı dostum Hüseyin Özmen !sende..

Ama önce Karabagımızı Ermeni eşkıyalarının işgalinden kurtarmak gerek haydi durma !Silahını kuşan,atına bin dört nala sür..Karabagda buluşalım Bahtiyar Vahapzade’nın”Ölüme hazır olmayan millet hürriyetini kazanamaz ”sözüne de yer verir ve kitabını şu şiirle bitirir

Ben senin sevdalın!

Ben,”TÜRK DEVLETLERİ BİRLİGİ” sevdalısı,

Bir garip Müslüman Türk evladı Müslüm Oğuz!

Seni seviyorum Azerbaycan,

Ta o uğursuz işgal günü

22 Nisan 1920de

Bakü’yü işgal eden kızıl ordunun döktüğü

Sel gibi akan kana gözyaşıyla bakarak

Yüreğinden kopup gelen bir sesle

“Bir kere yükselen bayrak bir daha inmez”

Diye haykıran Mehmet Emin Resulzade gibi..

Seni seviyorum Azerbaycan

Senin uğrunda

Hüsranlar elemler yurdu Sibirya sürgününden

Bir daha geri dönmeyen yüzbaşı Atabala gibi ..

Seni seviyorum Azerbaycan

Her akşam vakti, güneşin kızıllığında

Evinin üzerine çıkıp,

Sibirya ufuklarına bakarak,

“Yüzbaşı Aatabala!”diye feryat eden,

Sevgili Aybike gibi…

Seni seviyorum Azerbaycan,

İstiklal savaşçısı evlatların

Ahmet Cevat gibi,Resul Rıza gibi,

Seni seviyorum can Azerbaycan,

Biricik oğlu Tebriz’i

Senin uğrunda kurban veren,

“Vatan delisi ”şairimiz

Halil Rıza gibi

Seni seviyorum Azerbaycan,

Azatlık meydanında vurulup, ölmeden önce,

Yarasından akan kanıyla,duvara,,

“Elveda Azerbaycan!”yazan şehit gibi…,

Seni seviyorum Azerbaycan,

“Kalk ayağa azat ol,

Ya tamam yan, Azerbaycan:

Azatlıgıdır sene mehlem,

Mene derman Azerbaycan.”diyen

Mehemmed Hüseyin Şehriyar gibi…

Seni seviyorum Azerbaycan,

Ebulfez Elçibey gibi…

Seni seviyorum Azerbaycan

İlteriş olgumuz ile ilay kızımızın babası,

“Vatan delisi!”Muallim İrfan Murat Yıldırım gibi…

Seni seviyorum Azerbaycan,

Yeşil Iğdır’ımı  sever gibi…

Seni seviyorum Azerbaycan

Türkiye’mi sever gibi…

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.