Arslantürk AKYILDIZ Kerbela Akşamları
Tarih : 2013-05-29
Tüm Yazılar

Arslantürk AKYILDIZ



    Kerbela Akşamları.. Müslüm Oğuz’un daha önceki dört kitabından sonra yayınladığı yeni eseri..
    Üstün Ofset ve Matbaacılık tarafından, 399 sayfa olarak basılan belgesel kitap, sahasında önemli bir boşluğu doldurmuştur. Editörlüğünü Yard. Doç Dr. İrfan Murat Yıldırım’ın yaptığı bu kitap, tarihin kaydettiği en korkunç,  sonuçları itibarıyla en etkin olayların başında gelen Kerbela Faciasını, tarihi yönüne sadık kalarak, bir kronolojik sistem içerisinde verilmesi açısından çok önemlidir. Bu alanda daha önce bazı kitaplar yayınlanmıştı. Ancak bunun diğerlerinden en bariz farkı, roman formatında olmasına rağmen elden geldiğince Tarih disiplini içerisinde, belgesel mantıkla yazılmasıdır. Kitabın kapağında da belirtildiği gibi “Kerbelanın gerçek romanıdır”.
    İslam peygamberi Hz. Muhammed’in (s.a.s.) hakka yürümesinin akabinde ortaya çıkan olaylar ve Muaviye’nin iktidar hırsı ile çevirdiği entrikalar, oğlu Yezidi’n gerçekleştirdiği insanlık tarihinin en çirkin, en hayasız, en uğursuz ve kanlı olayının romanıdır Kerbela Akşamları.
    Yüce Allah Tatrir ayetinde; “ Ey Ehl-i Beyt, Allah sadece sizden her türlü günahı gidermeyi ve sizi tertemiz kılmayı diler” (Azhab 33.ayet ) Daha sonra indirilen  Meveddet ayetinde de: “Ey Muhammed! De ki : “Ben bu tebliğime karşı sizden yakınlara, Ehl-i Beyt’ime  sevgiden başka hiçbir ücret istemem” (Şura , 23. Ayet ) ayet-i kerimelerine rağmen, iktidar olma hırsıyla kalpleri taşlaşan, gözleri  kör olan, vicdanları kararanların döktükleri Ehl-i Beyt kanının acı romanıdır bu kitap.
    Alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimizin(s.a.s.),  Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’i kastederek  “Onları seven beni sevmiş, onları kızdıran beni üzmüş olur” buyruğuna rağmen kalpleri İslam nurundan mahrum, Allah adını kullanarak, Allah’ın Cennetle müjdelediği Ehl-i Beyte yapılan zulmün, dolayısıyla; dilde canlarını feda edeceklerini iddia eden, ancak Allah’ın Resulüne hakaret edenlerin romanıdır Kerbela Akşamları.. Gerçi günümüzde kalpleri kararan, gözleri kör olan, zulmü, haksızlığı meslek edinenlerin sayısı hiçte az değil. Tıpkı bu tüyler ürperten vahşette olduğu gibi.
    Allah Resulünün veda haccı sonrasında Gadir-i Hum’daki Veda Hutbesinde : “ Ey insanlar; Ben size iki paha biçilmez, iki ağır emanet bırakıyorum, onları tutar, onlara sarılırsanız benden sonra ebediyen sapkınlığa düşmezsiniz. Bu iki şeyin birincisi Allah’ın kitabıdır, onda hidayet vardır. Allah’ın kitabı ile amel edinin ve ona yapışın; ikincisi Ehl-i Beyti’m, ıtretim, soyumdur. Gerçekten de lütuf sahibi ve her şeyi bilen Allah, bana haber verdi ki, onlar havuz başında bana kavuşuncaya kadar birbirlerinden ayrılmazlar.” Yazık… Dünya hırsı ile Allah’ın emriyle Peygamber tarafından söylenen insanlığın sapmasını önleyecek bu paha biçilmez emanetlere ne çabuk sırtlar dönülmüş, kalpler Allah nuruna kapatılmıştır..
    İslam’ı rayından çıkarmak isteyen Ebu Sufyan, Muaviye, Yezid gibi İslam adına hareket ettiklerini iddia eden  zalimlere karşı, İslam bayrağının dalgalanması için her şeyini ortaya koyanların gerçek romanıdır.. Hz. Ali, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin’in mücadeleleri Allah’ın emirlerine ihanet edenlere karşı başlatılan bu kutsal  mücadelenin en güzel şekliyle anlatıldığı romanın adıdır Kerbela Akşamları..
H. 60 ( M.680) yılının 28 Recebinde Medine’den başlayan ve yaklaşık beş buçuk ay süren bu kutsal yolculuk H. 61 ( M.681 ) Muharrem ayının on’un da Fırat nehrinin kenarınki  Kerbela çölünde nihayetlenir. Fırat’ın serin suyunun  Ehlibeyt tarafından içilmesinin yasaklandığı, çocukların su, su  diye ağladığı, feryatların arş-ı alaya çıktığı uğursuz belde, Kerbela..
    Davası uğruna her şeyini Allah yolunda feda eden Hz. Hüseyin’in susuzluktan dudağı kuruyan ve nihayetinde takati tükenen 6 aylık ciğer paresi olan oğlu Ali Asgar kucağında iken   Yezidin zalim askerleri tarafından  atılan bir ok ile boğazından vurularak şehit edilmesine karşı sergilediği tefekkür ve vakarın romanıdır Kerbela Akşamları. “ Zillet ile yaşamaktansa, şeref ile ölmek evladır” anlayışını avucuna dolan yavrusunun kanını, göğe serperek, “ Şahit ol Ya Rabbi” nidasındaki asalet, Allaha tam teslimiyetin en güzel örneğidir. Kerbela meydanında İslam düşmanlarına karşı verilen 72 şehitten sonra kendisi meydana çıkacaktır imam. Yiğitçe , inandığı ve iman ettiği Allah uğruna, şerbetlerin en güzeli ve manalısı olan “Şehadet şerbeti” ni içerken, mübarek dudaklarından “ Allah’ın adıyla, Allah’ı anarak, Allah’ın yolunda ve  Resul Allah’ın dini üzere dünyadan ayrılıyorum” sözleri dökülüyordu..  Kerbela’nın mesajı bundan daha iyi nasıl verilirdi..?
    Artık; Kebela’ da Zeynep…, Medine’de Ümmü  Seleme, ümmü Benin.., Yerde vicdanı olan insanlar, Gökte  melekler  ağlıyor.. Bütün Peygamberler, cennet ehli mümin ve Salih kullar, Hatem-ül Anbiya Muhammed Mustafa’ya, cennet hanımlarının seyyidesi Fatımatü’z-Zehra’ya, Müminlerin Emiri Aliyyü’l Murteza’ya baş sağlığı diliyorlar...
    İslam’ı rayından çıkarmak isteyenlere karşı Allah’ın en sevimli kulları olan Ehl-i Beyt, üzerlerine düşeni kendine yakışır şekilde yerine getirmişlerdir. Kendine İslam ümmeti diyen, ancak İslam’a en büyük kötülüğü yapan zalimlere karşı, gerçek iman sahipleri olduklarını mübarek kanlarını ortaya koyarak ispatlamışlardır.. Kendilerine teklif edilen göz kamaştıran dünya servetlerine, şöhrete, makamlara dönüp göz ucuyla dahi bakmadan imanlarının gereğini yerine getirmişlerdir. Çünkü onları Allah övmüştür, Peygamber sevmiştir..
    Kerbela Akşamları bu iman aşıklarının, İslam’ı rayından çıkarmak isteyen zalimlere karşı verdikleri, çağlara damgasını vuran büyük mücadelesinin romanıdır. Yazar bu güzel eserin adeta özetini arka kapakta bakın nasıl veriyor;
Ok attılar, Allah’a, Resulüne ve insanlığa!
Okladılar, İmam’ı, oğlunu, kardeşlerini, yârenlerini, okladılar!
Allah’tan, Peygamberden, insanlıktan utanmadan,
Tathir’i, Meveddet’i, Mübahale’yi, Salavatı unutup,
Peygamber canı Ali Asgar’ı okladılar!
 Kerbela’da taşı, toprağı, kumu, Fırat’ı okladılar!
Sadece yetmiş iki şehidi değil, Kerbelayı’da okladılar!
Ehlibeyt: “Bize bir yudum su verin!” diye feryat etti..
Vallahi feryadı da okladılar, suyu da okladılar!........

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.