Cabbar ŞIKTAŞ Hiçbir Partide Demokrasi Yoktur
Tarih : 2013-06-28
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



                Her parti sözde, daha çok demokrasi, daha çok özgürlük için yola çıkar. Parti tüzüklerinde özgürlük ve demokrasiden o kadar çok söz edilir ki, partilerin eteğinde Namaz kılası gelir insanın.
               Fiiliyatta bunun böyle olmadığı, parti içinde uygulanan lider baskısı ve dayatmasıyla başlar. Lider partililere emrettiği gibi, eğer iktidar olursa halka da aynı şekilde emretmek ister…
                Lidere itaat etmeyen, lider otur dediğinde oturmayan, kalk dediğinde kalkmayan kişi hiçbir zaman seçilemez, bir yere gelemez, özgür ifadelerini geldiği yerde söyleme olanağı bulamaz.
                Kişi isterse deha olsun, bilim adamı olsun, ürettiği fikirler ile dünyaya yön verecek kabiliyette olsun. Hiç sorun değil, özgür düşünemez, özgür konuşamaz, özgür davranamaz. Şayet özgür düşünüp davranacak olsa, lideri istifa et istediğin yere git der ve elinin tersiyle partinin çöplüğüne fırlatır…
                Kendi partisinden seçilmiş olan Milletvekili ve Bakanını azarlayan lider, halkı çok kolay azarlayabilir.
                Lider partinin kendisiyle var olduğunu, kendisi olmaz ise partinin yok olacağını düşünür. Bu düşünce zamanla partililerde etkin bir görüş haline gelir. Partililerin lidere olan itaati, aslında lider’den çekindikleri içindir. Gelecekte siyaset yapacak olanların da, siyasetten nemalanmak isteyenlerin de lidere gösterdikleri bağlılık gerçekte samimi bir bağlılık değildir. 
                Sonuçta parti içi demokrasi, hiçbir partide yoktur. Her partide lidere yakın olan, liderin gözüne giren, partiye yardım edenler daha çok ön planda olurlar…  Bu durum da ülke yönetiminin emin ellere teslim edilmediğinin bir göstergesi olmaktadır.
                YEREL SEÇİMLER YAKLAŞIYOR
                Yerel seçimler yaklaştığından siyasi parti teşkilatları ve genel merkezleri giderek hareketlenmekte, aday adayları, il teşkilatları ve genel merkezlerde bire bir markaj yaparak çalışmaktadırlar.
                Yukarıda da belirttiğim gibi ahbap çavuş ilişkileri ile aday belirleme yolu izlenirse, bu idarenin emin ellerde olmayacağı anlamına gelir. Yok, eğer lidere veya partiye uzak olsa da, toplum nezdinde itibarı yüksek olan kişiler tercih edilse kentler, “şehrul-emin” yani emin kişilere teslim edilmiş olur…
                Size gelenler mutlaka olacaktır. Asıl önemli olan sizin teklif götürebilmenizdir. Bir siyasi partinin başarısının altında yatan sırda buradadır. Ben adayım diye gelen kişiler mutlaka değerlendirilecektir. Eğer ki partinizin vizyon, toplum kabulü noktasında aday adayları ile ilgili sorun olduğunu düşünüyorsanız, toplumun genelinin kabul göreceği bir adayı siz gidip bulmalısınız.
                Bu sizi ve partinizi alçaltmaz, bilakis yüceltir.
               İŞSİZLİK HAD SAFHADA
                Ülkede genel bir işsizlik, memnuniyetsizlik var.  Dövizin bir anda yükselmesi, piyasaların dalgalanması, bütün sektörlerde olumsuz bir hava estirdi.
                Bu olumsuzluktan Iğdır esnafı da yeteri kadar nasibini almış durumda. Suriye krizi ile başlayan Nakliye, taşımacılık sorunu giderek büyüyor. Bir ülkede Nakliye sorunu varsa fabrikalar çalışmıyor demektir. Fabrikalar da çalışmıyorsa krizin boyutunu anlatmaya gerek yoktur sanırım. Iğdır Belediyesi tarafından bir türlü verilemeyen Ruhsatlar inşaat sektörünün durmasına, Iğdır ticaretinin bitmesine sebep olmuştur… 
    Iğdır’ı ayakta tutan belli başlı birkaç kalem ticaret vardır.
    Bunların başında, Tarım, Hayvancılık, İnşaat ve Nakliyecilik gelmektedir.  
    Tarım ve Hayvancılık sizlere ömür.
    İnşaat bitti… Iğdır’da kat sorunları çözüm beklerken, Halfeli yerleşkesinde 12 bin dönüm sulu tarım arazisi imara açılıyor.
    Nakliyecilik her geçen gün çıkmaza doğru ilerliyor.
    Yani olması gereken Serbest bölge yok, Nahcivan sınır kapısıyla yapılan ticaret çok sınırlı ölçekte… Anlayacağınız krizin kendini en derin hissettirdiği illerden birisi de Iğdır’dır. 
    Yatırım ihalelerini alan firmaların nerdeyse tamamı Iğdır dışından.
    Birçok kurum iğneden, ipliğe ne alsa Iğdır dışından almakta, Iğdır esnafını potansiyel hırsız gözünde görmekte, Iğdır’ın kalkınması için yapılması gereken iş ve işlemler Iğdır dışındaki firmalar aracılığı ile temin edilmektedir… 
    Iğdır’ın kalkınması için kurulan Iğdır üniversitesi Iğdır ekonomisini değerlendirecek, sorunlarını tespit edecek bir bilimsel çalışma yapmış mıdır acaba? Yapamaz, çünkü öyle bir çalışma yapsa Üniversitenin Iğdır’a hiçbir katkı sağlamadığı ortaya çıkacaktır.
    Elbette bu bir tek üniversiteyle sınırlı değildir. Birçok kurum aynı şekilde çalışmakta, olanaklarından Iğdır esnafını yararlandırmamaktadır…

  1. Guest 2013-06-28 11:14:07

    saygilar.agzina, kalemine, beynine,parmaklarina, saglik,isde bu.böyle giderse igdirlini igdirdan sürecekler......

  2. Guest 2013-06-30 07:31:18

    sayın şıktaş,kalemine dimağına sağlık.otoriter parti ve liderleri,insanları,yöneticileri ve adaylarını.liyakatına göre değil sadakatına göre değerlendiriyor.bu da çağın gereklerine,kamu yönetimine bilime akla aykırı olduğu gibi bizim gibi Allah'a inanan insanlar için ilahi emre de aykırıdır.çünkü bizim peygamberimiz emanetin ehline teslim edilmesini emir etmektedir.<br /> saygı ve sevgilerimle.30/06/2013 ankara<br /> ibrahim Durak

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.