İsteklerimiz bitmeyebilir, taleplerimiz çok ve sıkıcı da gelebilir.
         Asıl sorunda bu bence, her gün, sürekli istekte bulunmamız, bir zaman sonra nede çok istekte bulunuyorlar algısı yaratır. Doyumsuz, mutlu olmayan, her gün yeni bir istekte bulunan toplummuşuz gibi algılanabiliriz. Olsun zararı yok, yeter ki sorunlarımız çözülsün. Varsın kim nasıl algılamak istiyorsa öyle düşünsün.
         Oysaki yapılmasını istediğimiz yatırımlar yapılmış olsa, aynı şeyi tekrardan istememiz söz konusu bile olmaz. Taleplerimiz aylarca, yıllarca sürüncemede bırakıldığından, bugün yarın diye diye yıllar geçtiğinden ve bu süre zarfında bizlerde sürekli olmasını istediğimizden çok şey istiyormuşuz gibi bir algının doğması normaldir.
         Aslında kimin ne düşündüğü çokta umurumuzda değil. Bizim umurumuzda olan yarın zehir solumaya başlayacak olmamızdır. Havalar soğudu, bugün yarın kaloriferler yakılacak, kalitesiz yardım kömürleri bacalardan tütmeye başladığında, bu şehirde yaşayanlar nefes alamayacak, içten içe sitem edeceklerdir.
         Öyle bir sis bulutu kaplayacak ki şehrimizi, günlerce, aylarca güneşe hasret kalacağız. Geceleri sokağa çıkamayacak, gündüzleri içimizi karartacak bir havayla yaşayacağız.
        Ne ilginç değil mi, etrafımız doğalgaz boru hattıyla çevrili iken biz doğal gaz kullanamıyoruz. Şehrimizin dibine kadar boru hattı çekilmiş olmasına rağmen, bizler doğal gazın nasıl bir şey olduğunu bilemiyoruz.
         Enerji bakanı: aylar, yıllar önce "gerekirse kendimiz çekeriz dağıtım şebekesini" demişti demesine ama henüz ne gelen var ne boru hattını çeken... Her şey sözden ibaret olduğundan, bizlerde önemli bulduğumuz bu ve benzeri konuları sürekli gündeme taşımaktayız.
         METSAMOR'DA KAPATILMADI
         Ermenistan'ın Başkenti Erivan'da, Türkiye sınırında bulunan Metsamor Nükleer santrali eski teknoloji olmasına rağmen, depremde hasar görüp tadilat geçirmesine rağmen henüz kapatılmamıştır. Iğdır ve bölge için büyük bir risk oluşturmaya devam etmektedir.
         Bu konu binlerce kere gündeme getirilmiş, kapatılması istenmiş, Atom enerjisi yetkilileri yaptıkları incelemede "risklidir" raporu vermiş olmasına rağmen hiçbir adımın atılmamış olması kabul edilir gibi değildir...
         Suriye'de Muhaliflerin yaptığı kimyasal zehir katliamından duyulan tedirginlik, ne hikmetse Doğu'yu tehdit eden Metsamor'a duyulmamıştır. Umursamazlık, ne olacaksa olsun anlayışı, varsın kim ölecekse ölsün vurdumduymazlığı izah edilecek gibi değildir.
         ÜNLENDİ BARAJININ İHALESİ YAPILDI
         50 yıllık geçmişi olan ve her dönem yapılan projede ismi değişen Demirsıhan-Ünlendi, barajının ihalesinin yapıldığı açıklandı.
         Geçtiğimiz hafta Cuma günü ihalesi yapıldığı belirtilen Ünlendi Barajının inşaatına başlanacağı belirtilirken, şayet yapılacak olursa, bölgenin içme suyu ve tarım sulamasında önemli bir açığını gidereceği, yeni tarım arazileri oluşturacağını bilinmektedir.
         HIZ SINIRI VE YÜKSEK CEZALAR
         Elbette herkes hız sınırına riayet etmeli ki, kazalar da meydana gelmesin. İyi güzel'de, Alikamerli, Yaycı, Çarıkçı, Küllük, istikametinde veya Melekli istikametinde yerleşim bölgelerine 30, diğer yerlere 50 km. hız sınırı konulmuştur... O yolda bu hızla nasıl gidilir? Yol'a emniyet şeridi yaptırmak yerine, hız limitini düşürerek mi kazaları önleyeceğiz?
         Yol'da radar uygulaması yapan Trafik polisi, uygulama yapacağı noktaya varırken bile bu hız sınırını ihlal eder.
        Önceki hafta Hazar Kolejinin yapmış olduğu sınav günü Alikamerli mıntıkasında yapılan radar uygulamasında, onlarca araç'a 30'la gitmesi gerekirken, 50 km. 60 km. hızla seyrettiklerinden ötürü 350 küsür TL. para cezası kesilmiştir.
         Elbette daha yüksek hızla araç kullananlara söylenecek sözümüz yoktur ama bu hızın altına düşmek de kazaya sebebiyet verebilir.
         Umarım İl Emniyet Müdürlüğümüz konuyu bir daha masaya yatırır ve vatandaşında canı fazla yanmaz.

Tweet