Cabbar ŞIKTAŞ 24 Nisan ve talihsiz açıklamalar
Tarih : 2014-04-27
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



 

                İddia şu; Türkler 24 Nisan 1915 yıllarında Ermenileri soykırıma uğratmış ve yaklaşık 1,5 Milyon Ermeniyi katletmişlerdir(!)

                Ermeniler bu iddialarını haklı çıkarabilmek için çeşitli dünya devletlerinde meclis kararları çıkartarak, Türkiye'yi tazminat ve toprak vermeye mahkum etmeye çalışmaktadırlar.

                Ermeni Diasporasının en etkin olduğu ülkelerden birisi ve dünyanın jandarması olan ABD'de bu kararı çıkarmak için yıllardır mücadele vermekte, yaptıkları bu çalışma ile kendi barbarlıklarının üzerine örtmeye çalışmaktadırlar.

                Yıllar sonra Türkiye'de bir ilk gerçekleşti.

                Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı  Recep Tayyip Erdoğan 24 Nisan 1915 iddiaları öncesi, ülke için önemli bir gün olan 23 Nisan'da bir açıklama yapmış, Ermenilerin elini güçlendirir mahiyetteki açıklama da,  "Türkler tarafından katledildikleri ileri sürülen Ermenilere" taziye mesajı yayınlamıştır.

                Bu manidar açıklamanın ardından, Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’da düzenlenen “Doğu Ortaklığı” konulu zirvede Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan Türkiye’yi eleştirince; Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Sarkisyan’a sert çıkarak, "Türkiye'den temsilci yok ama ben buradayım" diyerek tepkisini göstermiştir.

            Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül  tüm hakaretlere rağmen bir süre önce Ermenistan'a maç izlemeye gitmiş, Erivan sokakları karışmış ve yine Türk bayrağı yakılmıştır.

            Başbakanımız durup dururken kendi halkını katil gösterircesine, katledildikleri iddia edilen Ermenilerle ilgili başsağlığı mesajı yayınlamış ve açıklamasının ardından  yine Erivan'da Türk bayrakları yakılarak Türkiye aleyhinde sloganlar atılmıştır.

            Bununla yetinilmemiş, Serj Sarkisyan Türkiye'yi "Doğu Ortaklığı" konulu zirvede küçük düşürmek, mahkum etmek, kamuoyu oluşturmak maksadıyla aleyhte konuşmalar yapmıştır.

            Tepeden tırnağa kin, öfke ve nefret yüklü Ermeniler, Türk halkını soykırım yapmakla suçluyorsa oturup biraz düşünmek gerek.

            Yakın tarihimizde, 1992 yılında, Dağlık Karabağ bölgesi Hocalı, Ağdam, Şuşa, Kelbecer'de savunmasız, silahsız, binlerce çocuk, kadın, yaşlı ve genci vahşice, işkence ederek katleden Ermeniler değil miydi?  

            Karabağ'da ki mazlum Azerbaycanlıların kanı henüz kurumazken, henüz dağ taş feryat çığlıkları ile yankı bulurken, Iğdır, Van, Ağrı, Kars, Erzurum  ve diğer illerde  toplu mezarlarda şehit olan Türk milletinin  sayısı bilinmezken,  "soykırıma uğradık edebiyatı yapmalar, tarihçilerin karşılıklı konuşsunlar teklifine suçluluk psikolojisiyle sıcak bakamayanlar, arşivlerin açılmasına razı olamayanlar"  ancak ve ancak kuru gürültü yaparak Taşnak partisi ve Diasporanın varlığını sürdürmesini sağlayabilirler.  

            Yaşam kaynağı Türk düşmanlığı olan, aşırı milliyetçi Taşnak Partisi ile  Fransa ve Amerika'da yoğunlukla üstlenen Ermeni Diasporası varlıklarını bu sayede idame ettirmektedirler.

            Azerbaycan topraklarının yüzde 25'lik bir kısmı olan Karabağ'ı işkal eden Ermenilerin, soykırım iddiasında bulunması gerçekten gülünç bir durumdur.

            1915 olaylarından bu yana, her iki ülkeye iyi dikkat edildiğinde, iyi analiz edildiğinde ortaya şu manzara çıkacaktır;

            1915 sonrası yani 29 Ekim 1923 Türkiye Cumhuriyetinin ilanından önce ve sonra ve bu günümüze kadar Türkiye'de yaşayan Ermeniler hiçbir şekilde soykırıma, baskıya maruz kalmamış, bilakis Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ile aynı hak ve özgürlüklere sahip olmuşlardır.

            Oysa ki, geçmişi bir Türk şehri olan Erivan'da 1915 yılından sonra günümüze kadar bir tek Türk'ün yaşamasına izin verilmemiş, camiler tahrip edilmiş, Türk köylerindeki izler silinmiş, mezarlar ortadan kaldırılmıştır.

            Kimin ırkçı, kimin barbar olduğu tarih sayfalarında mevcuttur.

            Bizler Tarihçilerin işini yapmaya kalkışmayalım. Bırakalım tarihçiler kimin haklı olup olmadığını ortaya çıkarsın. Ama bu, Ermenilerin suçluluk duygusunu öne çıkardığından Ermeniler ve akıl hocaları kesinlikle kabul etmemektedirler.

            BİR TALİHSİZ AÇIKLAMA'DA EŞ BAŞKAN ÖNDER'den

                Iğdır Belediyesi meclis üyesi ve aynı zamanda parti iç tüzüğü gereği eş Başkan olarak görev alan Av. Şaziye Önder, 24 Nisan Ermeni iddiaları ile ilgili açıklama yaparak kısaca,  "Ermenilerin soykırıma uğradığını, bu coğrafyada yaşam izlerinin silindiği, bu vesile ile 24 Nisan'da  Türklerin Ermenilere yaptığı soykırımı kabul ederek lanetlediğini" beyan etmiştir.

                BDP Iğdır Belediyesi Eş Başkanı Şaziye Önder'in bu çok iddialı açıklaması, her kurtuluş bayramında isimleri zikredilen, Hamit Bey, Kerem bey, Ali Mirze Bey, Ahmet Haso Bey, Yusuf Ağa, Şamil Bey, Hasan Nado bey ve Ekber Tufan bey,  Ermeni katliamlarının önünü alabilmek için kendi silahlı guruplarını oluşturmuş,  Kazım Karabekir Paşa ile aynı saflarda Allah Allah diyerek  bölgemizin kurtuluşunda mücadele etmişlerdir. Kurtuluş savaşında Ermeni çetelerinin daha çok katliam yapmaması, daha çok insanımızı tandır damlarına, camilere toplayıp yakmamaları için mücadele eden  değerlerimizi, yani  Kürt ve Azeri liderlerini soykırım yapmakla suçlaması ciddi manada üzüntü yaratmıştır.

                Iğdır Belediyesi Eş Başkanı  Şaziye Önder'in bu talihsiz açıklaması bölge halkını  Azeri ve Kürtleri derinden yaralamış, şehrin belediye başkanlığı koltuğunda oturan birinin ve hem de bu coğrafya insanı olmasına rağmen Ermeni taraftarı tutum sergilemesi Başbakanın açıklamalarından daha çok yaralayıcı olmuştur.   

  1. kemal asan 2014-04-27 09:50:58

    Cabbar bey ben en çok eş başkan hanımefendinin sözlerinden şaşırdım.kendisi yanılmıyorsam Kürt bir vatandaş.Sormak lazım ona ailesinden ermeni,ler tarafından katledilen kimse yokmu.ben ığdırda her aileden muhakkak ermenilerin öldürdüğü bir aile ferdi vardır diye düşünüyorum.durum bu olunca kalkıpta ermeni katliamından bahs etmek doğru değil.sormak lazım hıncak ve taşnak örgütleri doğu anadoluda kime karşı silahlanmışlardı.son olarak şunu söylüyorum.ne yaparsak yapalım ermenilerle dost olamayız.zaten onlarda bizimle dost olmak istemiyorlar.yetişen tüm nesilleri öfke ve nefretle dolu yetiştiriliyor.hayırlı günler diliyorum.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.