Cabbar ŞIKTAŞ AKLIMIZLA ALAY ETMEYİN
Tarih : 2016-08-11
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



AKLIMIZLA ALAY ETMEYİN

          Her ne kadar doğuda, yolun izin olmadığı, kervanların geçmediği bir bölgede yaşasak da, devlet kademelerinde söz sahibi olmasak da, sözümüz, yanar döner; bir gün FETÖ'cü, bir gün Ak Partili olanlar kadar itibar görmese de, her şeyi görüyoruz, okuyoruz, biliyoruz. Bari aklımızla alay etmeyin.

            17-25 Aralık tarihini Ak Parti'nin FETÖCÜ'LERLE savaşının başladığı tarih olarak kabul edersek, bu tarihten sonra halen FETÖ'cülerle ilişkilerini sürdüren, himmetini ödeyen, maddi ve manevi desteğini esirgemeyenler ile o tarihten sonra herkesin duyacağı şekilde, çocuklarını okuldan alan, tavrını net olarak ortaya koyanlar ayıklanmalıdırlar.

            Aksi halde deve kuşu misali başlarını kuma sokup kendilerini kimsenin görmediğini varsayanlar, hiç kusura bakmasınlar. Dün bu millete yaptığınız eziyeti kimse unutmadı. Şimdi birileri tarafından korunup muhafaza edilmeye çalışılsanız da boş iştir. Sizleri Ak Parti içinde bulunan bazı arkadaşlarınız müdafaa ve muhafaza etse de boş iştir. Ak Parti'nin içinde, demokrasi meydanında bulunsanız da, 17-25 Aralık'tan sonra eğer ki bu teröristlerle diyaloglarınızı kesmemişseniz yeni kaçışınız boş iştir.

            Dün, işi bilinçli şekilde kulak arkası eden bir Davutoğlu vardı. Şimdi o şansınız yok. Şimdi olayın üzerine kararlılıkla giden bir Cumhurbaşkanı ve Başbakan var.  Ancak bir şansınız var. Ak Parti içinde bulunan FETÖCÜ'LERİN dayanışması sonucu birbirilerini gizleme olayı var. Nur Cemaati çatısı bir bütün olarak kabul edildiğinden, Nur Cemaati'nin üyelerinin koruyup kollaması var. Araya sıkışıp kaynayıp karışmak var.

            Ama benden sizlere bir tavsiye, kurumun başında bulunan idareci olarak sizden kurumunuz içinde ki FETÖ'cülerin isimlerini istediklerinde, bizde yok derseniz, sizde zaten kendinizi ele vermiş olacaksınız. Zira sizden FETÖ'cü ismi isteyen, kurumda kimin FETÖ'cü olup olmadığını zaten biliyor. Yani sizin yok demeniz çokta bir anlam ifade etmeyecektir.

            Ya da mikrofonu alıp eline bağıran, FETÖ'ye hakaret eden, demokrasiyi savunanın, geldiği koltuğa kimin referansıyla geldiği herkes tarafından fevkalade bilinmektedir. Yani boşuna çırpınmanın hiçbir manası yoktur.

            Bir de ilginç olan, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a tam bağlıyım. Öl de ölelim diyen bazı tipler var. Bu tipler, Cumhurbaşkanı FETÖ ile savaştığında boy gösterir, bağır çığır ederler. Ancak PKK'ya laf dediğinde çoğusundan çıt çıkmaz. Bir çoğu PKK terör örgütünü lanetliyorum diyemez. Şehitler için üzüntüsünü beyan edemez ama FETÖ ve benzeri konularda mangalda kül bırakmazlar.

            Demem o ki, bari aklımızla alay etmeyin. Kimin hangi amaç ve gaye içerisinde olduğunu biliyoruz. Biz bildiğimiz halde susarken, her tarafı "defo" ile dolu olanlar bağır çığır ederek üste çıkmaya çalışıyorlar.

            Bakınız, bu memleket hepimizin. Bu memleket batarsa hepimiz boğuluruz. Biz istiyoruz ki bu memleket batmasın. Bu memleketin kaynaklarını tarumar edenler, har vurup harman savuranlar istiyoruz ki ayıklanıp kapı dışına konulsun.

            Ancak görüyoruz ki sanki bir koruma kalkanı oluşturulmakta, birlikte fotolar çekip bu arkadaş bizimle görüntüsü verilmektedir.

            Yine söylüyorum bu işin şakası yok, kim nerede her ne yapmışsa kayıt altındadır. Belgelidir. Eğer sizler gaflete düşerek birilerini muhafaza etme gayreti içerisinde olursanız, bedelini birlikte ödersiniz.

            FETÖ'nün 15 Temmuz'da yapmış olduğu alçak darbe girişimine gösterilen tepkinin şiddetini görüp, kuyruk kısanların, yarın genişe çıkıldığında birer çakal gibi davranacağını hepimiz bilmekteyiz. Bu kişiler kendilerini FETÖ karşıtı, yada Ak Parti taraftarı gibi gösterip uyuyan hücreye dönüşmeden önce kapı dışarı edilmeli, işledikleri suça göre cezalandırılmalıdırlar. Aksi halde bu ülkenin damarlarına sızacak, ihanet görevlerini sürdüreceklerdir.

            Devlet mutlaka gereğini yapacak, ancak bunu yaparken sapla samanı birbirinden ayırmalıdır. Günahsızları ayıklamalıdır.

            Şimdi yapılan incelemeler, görevden almalar genelde FETÖ örgütüne direk veya dolaylı olarak bağlı olanların, sülüklünün ağzını burnunu sildiği peçeteyi yiyenlerin, tırnağını, kılını teberrik sayıp evine götürenler üzerine odaklanmış durumda. Bir de kurumlar bazında verilen işler söz konusu... FETÖ'cü olduğu için 17-25 Aralık'tan sonra bile harıl harıl iş verilen, desteklenen, dernekler kurup güç birliği oluşturanlar incelenmelidirler.

            Iğdır'lı Iğdır'da iş bulamazken, dışarıdan gelip Iğdır'da resmi kurumda işe girenler sorgulanmalıdır. Cemaatin emriyle sözleşmeli olarak işi alınanlar, masa maşı yetkin ve etkin görevlerde çalıştırılanlar sorgulanmalıdır.

            Devletin doğrudan alım ihalelerini bakkaldan sakız alır gibi dağıtanlar sorgulanmalıdır.

            Örneğin Sodes projeleri ile kimler ihya edildi. Kurumlar ve Üniversite doğrudan alım ihalelerini ve genel ihalelerini kimlerden yaptı. Bu kişiler nerenin üyesi! Şimdi makas değiştirip hangi derneğin başına geçtiler bunlar sorgulanmalıdır.  

            Aslında ben söylüyorum ama biliyorum söylemesem de bu çalışmaların bir şekilde yapılacağını. Çünkü artık inlerine girildi. Ne var ne yok didik didik edileceğinden hiç şüphem yok. Ancak yinede hatırlatmakta yarar gördüğüm için vurgulamak istedim.

            Bazı şeyleri yazmıyoruz, yazmadığımızın da farkındayız. Siz değerli okuyucular da yazmadığımızı zaman zaman söylüyorsunuz. İşte bu yüzden yazamıyorduk... Böylesine alçak bir örgütün nerede ne yapacağını kestiremediğimiz için yazamıyorduk... Kendi halkına acımadan kurşun sıkan bu beyinsizleri bildiğimiz için yazamıyorduk... Anlı secdeye giden birer Yezit, Muaviye olduklarını bildiğimiz için yazamıyorduk...  

            Neyse ki artık bittiler. Yok olacaklar inşallah. İnşallah yeni sözde dindar geçinenler artık ülke yönetiminde söz sahibi olamaz, hadlerini aşmalarına izin verilmez. İnşallah bundan sonra ülkemiz hızlı bir büyümenin, kalkınmanın yaşandığı bir ülke olur.

              Son söz olarak şunu söylemek istiyorum, Cumhurbaşkanı'mızın da dediği gibi  "Milletim bize yardım etsin, bu Fetö'cülerden kurtulmak için el ele verelim" sözünden ilham alarak kimse kimseyi koruyup kollamaya kalkışmasın. Unutulmasın ki bir zamanlar Ergenekon, Balyoz suçlaması karşısında o an yurt dışında olan subaylar hiç tereddüt etmeden Türkiye'ye gelip teslim olurken, bu gün çil yavrusu gibi kaçışanları, ABD'ye sığınanları görünce kimin gerçek vatan evladı olduğunu görmekteyiz.  Sizlerde gerçek vatan evladıysanız üzerinize düşeni yaparsınız. 

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.

Kerbela

Kerbela Sayfası