Cabbar ŞIKTAŞ Abluka altındayız, destek olmalıyız
Tarih : 2016-12-28
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



Abluka altındayız, destek olmalıyız 

            Biliyorum hiç kimsenin yüzü o manada gülmüyor.

            Bir ülkede her gün TV ekranlarında, gazete manşetlerinde şehit haberi, katliam haberleri, çatışma haberleri, ölüm haberleri dinleyen bir toplumun bırakın yüzünün gülmesini, psikolojisinin berbat olduğunu bilmemek bile hata olur.

            Ülkemiz hem PKK ile, Hem FETÖ ile ve hem de bir zamanlar sırtlarını sıvazladığımız IŞİD ile savaşıyor.

            Bunlar yetmezmiş gibi batılı ülkelerin dost görünüp arkamızdan kuyumuzu kazmaları, Türkiye'yi her platformda köşeye sıkıştırmaya çalışmaları, aleyhimize olan  ve eteklerinde bulunan  bütün  pislikleri üzerimize atmaya  çalıştıkları bilinmektedir.

            Tüm bu olumsuzluklarla mücadele etmek zorunda kalan Türkiye, bir de kendi içiyle uğraşmak durumunda.

            BU AŞAĞILIK YARATIKLARLA NASIL YAŞANILIR

            Düne kadar FETÖ'nün borazancılığını yapan, IŞİD'in, EL NUSRA'nın, EL KAİDE'nin insan toplama merkezi olan,  sözde din adına çıkıp bu topluma vaaz veren ve sözde dini anlatan bu kişiler, üzülerek söylemeliyim ki, bu ülkeyi bu hale soktular.

            Kimisi yıllarca FETÖ'nün çanağını yaladı, şimdi saf değiştirip emperyalist,  Siyonist,  ABD, İSRAİL ve AB'nin  çanağını yalıyorlar.  

            Onların istediği gibi davranıp, Türkiye'yi iç savaşa sokmak için ellerinden gelini yapıyorlar.

            Ancak yanıldıklarını bilmiyorlar. Bu halk sizler gibi fitnecilerin oyununa gelmeyecek kadar  zeki ve sevgi doludur.

            FIRAT KALKANI

            Fırat kalkanı hareketi eğer bir ülkenin huzurunun tesisi noktasında gerekli ise elbette olmalı, savunulmalı, arkasında durulmalıdır.

            IŞİD ve  PYD Suriye topraklarından ülkemize karşı bir tehdit oluşturuyorlarsa, ki oluşturuyorlar,  elbette Fırat Kalkanı harekatı olmalıdır.

            Sınır ötesinde böyle bir operasyona kalkışmak elbette zor bir iş, Türk askeri 15 Temmuz darbe girişiminin ardından bağırsaklarını temizlemiş olsa da, ciddi yaralar almış bir ordudur. Onun için hem toparlanma süreci yaşamakta, hem de yüklenmiş oldukları ağır sorumlulukların, zorluklarının bilincindedirler.

            Evet şehit verdiğimizde yüreğimiz yanıyor. Acılı ailelerin, anne babaların, eşlerin, yetim çocukların yüzüne bakamıyoruz aslında. Hepimiz bir şekilde göz göze gelmek istemiyoruz. Çünkü her ne kadar acımız olsa da şehidin ailesi kadar acımız derin olmuyor. Çabucak unutabiliyoruz. Hayat devam ediyor deyip yolumuza devam ediyoruz. Ama hepimizin bilmesi gereken bir gerçek şudur ki, ateş düştüğü yeri yakıyor. Bizler sadece üzülüyoruz.

            GERÇEKTEN ŞAŞIYORUM

             Türk milleti iş başa düştü mü yapamayacağı iş yoktur.

            15 Temmuz öncesinde bu ülke ve kurumları ağır aksakta olsa bir şekilde işliyordu. Özellikle terörle mücadelede hep bir şeyler yapıyorduk ama, aslında hiçbir şey yapmıyorduk...

            15  Temmuz oldu ve ülkede her şey değişmeye başladı. FETÖ bağlantılı memurlar devlet kademesinden uzaklaştırılmaya başlandı. Yüz binlere varan  memur ya tutuklandı, ya da görevden uzaklaştırıldı.

            Yargı, Polis, Asker, Eğitimci ağırlıklı olmakla beraber bütün kurumlarda temizlik yapıldı ve halende devam ediyor.

            İşin doğrusu FETÖ ile iç içe olunduğu dönemde ülkenin kilit noktaları bu FETÖ'cülere teslim edilmişti. Yani teknik ekip bunlardandı. Yetişmiş eleman bunlardandı. İstihbarat bunlardaydı.  Ve bu elemanların tamamı görevden uzaklaştırıldı.

            Bağırsaklarını temizleyen ülkemizde elbette teknik, yetişmiş eleman sıkıntısı yaşanmıştır, yaşanmaktadır.  Hele hele istihbaratta çok az sayıda bilgi sahibi kişi kalmıştır.

            Ama tüm bu olumsuzluklara rağmen, bir de üstüne üstlük ülke topyekun muhasaraya alınmış bir ortamdayken, bunca olayla mücadele etmekte, bunca terör örgütleri ile mücadele etmekte,  ülkenin bekası için gece gündüz mesai yapıldığı görülmektedir.

            Şaşırdığım konu bu işlerin nasıl yapılabildiğidir. Demek ki Türk milleti iş başa düştü mü, yapamayacağı iş yoktur.

            40 Kişiyle Çin sarayını basan Kürşad gibi fetih edemeyeceği  hedef yoktur.

            KİRİPTOLAR KENDİLERİNİ HİÇBİR ŞEKİLDE KAMUFLE EDEMEZLER

            Moda kamufle modası, Rio karnavalında ki gibi... Suç örgütleri kılıktan kılığa girip hedef şaşırtsalar da boş iş, devlet kaplumbağa misali ağır ağır yürür, ama hedefe varıncaya kadar yürüyüşüne devam eder.

            Yani hangi kılığa girerseniz girin, devlet sizi girdiğiniz delikten bulup çıkaracak ve yargıya teslim edecektir.

            CÜBBELİ TİCARET

            Neyse ki güzel bir haberle içimiz serinledi. Cübbeli Ahmet  Cehennem ateşinin yanmadığı kefen imalatına başlamıştı, terlik'te üretiyordu, şimdi de içimizi serinletecek su üretimine başladı.

            Hz. Peygamberimizin (saa)'ın saçlarının yıkandığı suyu üretiyormuş... Çok sağ olsun. Duyduğumuz bu haberle içimiz serinledi doğrusu, su gibi aziz ol Cübbeli hoca... Ticaretini Allah ve Peygamber üzerinde yapıyorsun ya mübarek adamsın yani(!)  

             CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN DOĞRU YOLDA

            Sırf muhalefet olsun diye de muhalefet etmek doğru değildir. Bu gün muhalefet etme günü değildir. Bu gün birlik ve beraberliğe ihtiyacımızın olduğu bir gündür. Bu bağlamda Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hamlelerini desteklemek gerekiyor.  Bende destekliyorum.

            2016 YILINI GERİDE BIRAKIYORUZ

            2016 yılında yazdığım son yazı. Allah ömür verirse, 2017 yılında buluşmak ümidiyle yeni yılınızı şimdiden kutluyorum.

            Yeni yılın ülkemize huzur ve barış getirmesini diliyorum. 

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.