Cabbar ŞIKTAŞ BENDE "EVET" DİYORUM
Tarih : 2017-01-05
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



BENDE "EVET" DİYORUM

            MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli ile birçok konuda fikir ayrılığım olduğundan eleştirmiş birisi olarak, Başkanlık sistemiyle alakalı hem mecliste ve hem de halk oylamasında ortaya koyduğu "Evet" kararına saygı duyuyor destekliyorum. 
            Peki neden??? 
            -Çünkü düne takılıp kalırsak ülkemiz ciddi zarar görecektir. 
            -C. Başkanı geçmişte şu hatayı yapmıştı tartışmasına girilemeyecek kadar ciddi gelişmeler var ülkemizde. 
            -Düşmanlarımız dört koldan saldırıyor. 
            -Yüzümüze gülen, kuyumuzu kazanların sayısı bir hayli fazlalaştı. 
            -Başkanlık sisteminin yaratacağı hiçbir değişiklik olmayacaktır. Yani bu gün neyse, yarında aynısı olacaktır.
            -Şu anda ülkenin sevk ve idaresini, yönetimini C. Başkanı Sayın Erdoğan'dan başkasına verilse, bu gün ki gibi terörle mücadele edilemez. Özellikle FETÖ her kim gelirse gelsin o gelen liderle kesinlikle anlaşır, onu kesinlikle kandırır.
            -Nefsimizle değil de ülke ve dünya gündemiyle entegre olup bazı gerçekleri görmemiz gerekmektedir. Eğer bazı şeylere vakıf olursak, tavrımız Sayın Bahçelinin tavrı gibi olur. 
            -Ve şunu hiç kimse unutmasın ki, FETÖ henüz daha temizlenmiş değildir. Bu örgüt gerçekten çok tehlikeli ve sinsi bir örgüttür. Bununla mücadele bitmeden maceraya atılmanın hiçbir manası yoktur. 
            -PKK, IŞİD vb. Örgütlerle FETÖ temas halinde, bunları istediği gibi kullanabiliyor. Son yapmak istediği Kürt halkını sokaklara dökmekti. Kürt halkı onurlu duruş sergileyerek bunlara alet olsaydı, aksi halde  ülkede şu anda kaos hakimdi. Bazı gerçekleri iyi muhakeme etmek, yorumlamak gerekmektedir. Hissi çıkışların hem ülkemize, hem de halkımıza zarar vereceği kaçınılmaz bir gerçektir.   
            -Sayın Bahçeli'yi destekliyorum. Başkanlık sistemini şahsım adına onaylıyorum. 

            -Ak Parti'nin içinde ve etrafında bulunan FETÖ'cüler yıllarca bizleri bu partiden bilinçli bir şekilde uzak tuttular. Yıllarca ne işe girebildik, ne ekmek sahibi olabildik... Bilinçli bir şekilde ötekileştirdiler, uzaklaştırdılar, hırpaladılar, ajan yaftası vurdular, küçük düşürmeye çalıştılar, rapor yazdılar. Bütün bunlar olurken tavrımızı koymuş, duruşumuzu sergilemiş, baş eğmeyeceğimizi vurgulamışızdır.

            Bizatihi şahsımla alakalı telefonlarım dinlenmiş, yetmemiş Vali Ahmet Pek bizzat arayarak tehdit etmişti.

            Bu süreçleri yaşayan ve bu zorluklara o günün koşullarında göre göğüs geren biri olarak, bu gün hata yapmamamız gerektiğini düşünüyorum.

            Dediğim gibi geçmişi sorgulamak bize bir şey kazandırmaz. C. Başkanı Sayın Erdoğan bizleri "kandırdılar" demedi mi? Kandırılmayan nerdeyse kalmamıştı ki zaten. Tekrar bu kişilerin oyununa gelip ülkeyi bunlara teslim etmeye hiç niyetim olmadığından, her ne kadar Meclis üyeliği görevim bitmiş olsa da ve tekrardan söylüyorum birçok konuda kendisini eleştirmiş olduğum Sayın Devlet Bahçeli'nin almış olduğu kararı onayladığımı, Başkanlık sisteminde "Evet" oyu kullanacağımı şimdiden açıklıyorum.
            Zaten başkanlık sistemi, resmi olmasa da uygulanıyor. Hiç kimsede ne itiraz edebiliyor.

            HAVLAMASINI BİLMEYEN İT, SÜRÜYE KURT ÇAĞIRIRMIŞ

            Yeni Şafak gazetesinin yazarı Kemal Öztürk "Teröre karşı şok dalgası nasıl oluşur" başlığı ile kaleme aldığı yazısında şu ifadeleri kullanmıştır: "Türkiye'de yaşayan yabancılar: Iğdır'da yaşayan Caferiler İran büyükelçiliğine, Fethiye'de yaşayan Almanlar Alman büyükelçiliğine, Kaş'ta yaşayan İngilizler İngiliz büyükelçiliğine, İstanbul ve Ankara'da bulunan Amerikalılar ABD büyükelçiliğine toplu olarak gitseler. Orada Türkiye ile savaşan terör örgütlerine karşı hükümetlerini mücadele etmeye çağırsalar. Bu ülkenin batı medeniyetinin bir parçası olduğu kadar, doğu medeniyetlerinin en önemli temsilcisi olduğunu, buna saygı göstermelerini isteseler. Nasıl olur?" diye kaleme almıştır.

            Iğdır'da yaşayan Caferileri bilinçli ve kasıtlı olarak yabancı uyruklu göstermiş olan fitneci, kripto yazar Öztürk, bizleri İran konsolosluğuna gitmeye çalışmıştır. 
            Bende Kemal beyi IŞİD'e, EL NUSRA'ya, TALİBAN'a ve mümkünse bir zamanlar çok yakın olduğu PKK'ya göndermek istiyorum. . 
            Gidip onlara desin ki, ya ayıptır, günahtır, bırakın bu silahları, gelin devletinizin şefkatli kollarına teslim olun.  
            Birde sizin gibi şu gazete paçavrası köşelerinden fitne yağdıran dinci görünümlü yazar ve yorumculara yollamak istiyorum sizi.  Onlara da deyin ki, yeter artık bu ülkeye ettiğimiz ihanet. İnsanları bölüp parçalamaktan vazgeçin. Fitne yaratmaktan, çatışma çıkarmaya çalışmaktan beri durun. Sevgi, birlik, dostluk mesajları verebiliyorsanız verin, veremiyorsanız bari susun insanlar kaynaşıp karışsın. Dostluk kardeşlik bağlarını pekiştirsin deyin.
            -Bende hükümete dediğimi yineliyim bari, bu şom ağızlıları, havlamasını bilmeyenleri susturun ki ülke huzura kavuşsun.  

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.

Kerbela

Kerbela Sayfası