Cabbar ŞIKTAŞ 15 TEMMUZ YILDÖNÜMÜ
Tarih : 2017-07-10
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



15 TEMMUZ YILDÖNÜMÜ

Bir yıl önce maskeleri düşmüş, gerçek yüzleri ortaya çıkmış ve vahşice saldırılarını sergilemişlerdi.

Bu ülkenin 40 yılını yok ettiler.

Bir sümüklü sözde liderin ardına takılan yüzbinlerce insan, yıllarca bu ülkeyi hem sömürmüş, hem de kendilerine tabi olmayanların haklarını gasp ederek kendi iktidarlarını oluşturmuşlardı.

Öylesine ahlaksızca davranıyorlardı ki, kendilerini üstün kişiler olarak görüyor, FETÖ’nün haşa ilahi bir gücü olduğuna inanıyorlardı.

Önlerinde kimse duramıyor, siyasi iktidarların gücünü sonuna kadar kullanarak nüfuslarını genişletiyorlardı.

Onlara tabii olmadan ne bürokrat olabiliyor, ne ticarette mesafe alınabiliyor ne de siyasi güç sahibi olunabiliyordu.

Düşünsenize vatandaşı olduğunuz ülkenizde yabancı gibisiniz. Sizi ne dinleyen var, ne anlayan var, ne de umursayan vardı.

İşe girmek için illa da FETÖ’nün dershanesinde, okulunda, üniversitesinde okumalıydınız.

Ticarette bırakın zengin olmayı, yaşamınızı idame ettirebilmek için bile onların referansları ile ticaret yapabiliyordunuz.

Derken 17/25 hadisesi patlak verdi. O gün operasyon yapılan bakanlara belki de kızdınız. Vay anasına devleti soyuyorlar falan deyip eminim ki tepki de gösterdiniz. İnanın ben o gün mutlu olmuştum. Hatta o yolsuzluk yapan, birilerinin önüne yatan bakanlara FETÖ’nün gerçek yüzünün ortaya çıkmasına vesile oldukları için teşekkür bile etmiştim.

FETÖ ile Ak Parti’nin yollarının ayrıldığı gün 17/25 Aralık tarihi aslında Türkiye için bir milat olmuştu. Devleti yöneten ve tek başına iktidar olan Ak Parti o gün irkilmiş, uyanmış ve 15  Temmuz öncesinde FETÖ’nün ümüğünü sıkmaya başlamıştı.

Terörist Fetullah Gülen ABD’den Türkiye’ye beddualar okuyor, örgütünü sinsice 15 Temmuz darbe girişimine hazırlıyordu.

Devletin tüm imkanlarını yıllardır hoyratça kullanan, her alanda yetişmiş örgüt üyesi elde eden, devletin bütün kılcal damarlarında varlığını sürdüren FETÖ’cü teröristler, 15 Temmuz günü aldıkları talimatı uygulamaya koydular ve darbe yapıp ülkeyi ele geçirmeye çalıştılar.

Ülke böyle bir darbe girişimine hazırlıksız yakalanmıştı. Allah’tan 17/25 Aralık olayı vuku bulmuştu ki, devleti yönetenler ve FETÖ’cü olmayanlar bir şeyler olabileceğini hissediyorlardı.

Kısa süreli kargaşanın ardından Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan TV ekranına bağlanarak halkı sokağa davet etti ve FETÖ’cü darbeciler, darbe yapamadan, halk tarafından darbeye uğradılar.

Ve kısa sürede her şey kontrol altına alınmaya başlandı.

FETÖ’cüler hemen mevzi değişip devletten yana tavır alıp FETÖ karşıtı görüntü vermeye başladılar. Ama onlarında maskeleri bir yıl içerisinde yavaş yavaş düşmeye başladı.

Bir yılda kamu ve özelde çalışan on binlerce kişinin FETÖ ile bağlantısı tespit edilmiş ve hukuki süreç başlatılarak bir kısmı tasfiye edilmiştir. 

Peki bitmiş midir?

Kesinlikle hayır.

Henüz bir o kadar daha kamu ve sivilde iştigal eden FETÖ’cü bir şekilde kendisini gizlemiş veya birilerinin koruması altında yaşamlarını devam ettirmektedirler.  

Açık ve net konuşmak gerekirse, şu anda Türkiye Cumhuriyeti’nde FETÖ tehdidi yok diyenler kesinlikle yanılıyorlardır. Hatta bir adım ileri gedecek olursak, tehdit yok diyenler, kripto FETÖ’cüdür de diyebiliriz.

FETÖ bir projedir ama Küresel bir projedir.

Arkasında ABD, İsrail, AB ve Türkiye’ye düşman bütün ülkeler destek vermektedir.

Tehlike henüz bitmemiştir. Şu anda bile kripto FETÖ’cüler birbirileri ile yine iletişim halinde, yine birbirilerini koruma peşinde ve yine güçlüler.

FETÖ’nün Yargıda, Asker’de, Polis’te, Eğitim’de ve bilumum kurumlarda ki yapılanması bir yıllık zaman diliminde çözülmeye çalışıldı. Ancak FETÖ’cülere operasyon yapanlar arasında, onları yargılayıp tutuklayanlar arasında ve hatta serbest bırakanlar arasında FETÖ’cü olduğu görülüp bilinen ve tutuklanan hakim, savcı, polis ve jandarma’nın da  olduğu zaman geçtikçe ortaya çıktı. Kendilerini bu şekilde kamufle eden, sözde FETÖ’cülere operasyon yaparak, mahkum ederek hedef şaşırtmak isteyen FÖTÜ’cüler halen bile devletin kılcal damarlarında birer kanser hücresi gibi uyumaktadırlar.

Demem o ki, teröristi yakalayan, sorgulayan, mahkum edenlerin kendileri bile bu FETÖ örgütünün mensubu oldukları için tutuklanmışlardır.

Ya da Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı ile FETÖ’cüleri ihbar edenler, mahkum edilmekte, ismi zikredilmemesine rağmen ceza verilmekte ve sanki bir dayanışma içine girilmektedir.

Evet FETÖ darbe girişiminin üzerinden tam bir yıl geçti. 249 şehidin ve binlerce yaralının anısını yaşatmak için ülke genelinde etkinlikler düzenlenecek, şehit ve gazi aileleri ziyaret edilecek, meydanlara inilerek “demokrasi nöbeti” tutulacaktır.

Iğdır’da da aynı şekilde Iğdır Valisi Enver Ünlü ve çalışma arkadaşları 11 Temmuz’da başlayacak olan 15 Temmuz haftasının hazırlığını yapmış 11 Temmuz itibariyle etkinliklere başlayacaklardır.

DEMOKRASİ NÖBETİNDE BENDE VARIM

11 Temmuz’da başlayacak ve 15 Temmuz’a kadar sürecek olan demokrasi nöbetlerinde hiç şüphe yok ki izdiham olacaktır. Kimisi canı gönülden gelecek, kimisi kerhen gelmiş olmak için gelecek, ben de ülkem için gideceğim. FETÖ’nün bir daha böyle bir kalkışmaya yeltenme cesareti göstermemesi için gideceğim. Terörün her türlüsünün karşısında durmak için gideceğim.

Ama biliyorum ki, ikili oynayan, perde gerisinde FETÖ seviciliği yapan, FETÖ seviciliği yaptığı halde, bu davranışı görülüp bilinmesine rağmen dokunulmayanlar yine baş köşelerde yerlerini alacaklardır.  

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.