Arslantürk AKYILDIZ Hocali'dan Yükselen Feryat
Tarih : 2007-10-01
Tüm Yazılar

Arslantürk AKYILDIZ



1992 yılının 25-26 Şubat gecesi, ezeli Türk yurdu olan Hocalı kentinde, bütün insani değerleri ayaklar altına alan korkunç bir trajedi yaşandı. Rus destekli Ermeni askerleri burada, çoğu savunmasız kadın ve çocuklardan oluşan 613 kişiyi vahşice katlettiler. 1000'den fazla kişinin ciddi yaralar alarak kurtulduğu bu vahşette 1275 masum insan esir edilmişti. 150 kişiden halen haber alınamamıştır.

Dağlık Karabağı Ermeni yurdu yapmak için, uzun zamandır terör estiren Ermeniler, Ağdam, Fuzili, Kelbecer gibi yerleri ele geçirdikten sonra, önemli bir konuma sahip olan Hocalı'ya gözlerini dikmişlerdi. Hocalı’nın ele geçirilmesi ve Türklerin imha edilmesi Karabağ’ın Ermenileştirilmesinin en önemi aşaması olacaktı. Buradaki insanlar katledilirken, hem stratejik öneme sahip Hocalı bölgesi ele geçirilecek, hem de diğer bölgelerde direnen Azeri Türklerine gözdağı verilecekti... Nihayet bütün insanlık değerleri çiğnenerek korkunç plan uygulamaya konuldu. Katliam yaparak, insanları evlerinden, yurtlarından kovmak suretiyle gözdağı vermek hususlarında çok tecrübeli olduklarını, Hocalı’da sergiledikleri vahşetle bir kez daha gösterdiler. Ermenilerin katliam sicilleri tarihte de görüleceği gibi çok kabarıktır. Ermenilerin sicil defteri karıştırıldığında bir birinden kirli, birçok kanlı sayfa ile karşılaşırsınız. 1914-20 arası Anadolu'da, Kafkaslarda ve Azerbaycan'da bu vahşetin daha korkunçlarını yaşatmadılar mı..? Iğdır'dan, Erzurum'dan, Bitlis'den, Kars'tan, Van'dan, Ağrı'dan, Nahcıvan'dan, Gence'den, Şamahı'dan, Zengezur'dan, Zengibasar'dan, Vedibasar'dan, Bakü'den………... Yükselen feryatlar, Hocalı’dan yükselen feryada karışmış, arş-u alada adalet gününü beklemektedirler.

"Ermenilere soykırım yapıldı" yalanları ile adeta dünyayı ayağa kaldıran Ermeniler, yaptıkları katliamları ve sergiledikleri vahşetleri ustalıkla gizlemesini ve çarpıtılmasını büyük bir maharetle başarmışlardır.

Atalarımızın " kanı kan ile yıkamaz lar" felsefesinin gereği olarak, büyük millet olmanın ağırlığı ile sergilediği barışçı tutum, onlar tarafından bir zafiyet olarak algılandı. Maalesef bizlerin, yaşanan onca vahşete, acıya ve ihanete rağmen sessiz kalmamız, gerekli tepkiyi yerinde ve zamanında veremeyişimiz, haklı olduğumuz davada haksız pozisyona düşmemize sebep oldu. Bugün birçok ülkede, hak etmediğimiz bir linç girişimi ile karşı karşıyayız.

Gelinen noktada, Dünyanın belli başlı devletlerinin bize siyasi olarak olumsuz baktıkları gerekçesinin payı elbette ki vardır. Bize karşı olumsuz önyargılarını birçok olayda gösteren çevreler, bu olayda da aynı tutumu sergilediklerini görmekteyiz. Ancak, burada durup düşünmemiz gerekmiyor mu? Olayların bu şekilde gelişmesinde bizim hiç mi suçumuz yok ? Bu olaylar karşısında gerekli dik duruşu sergileyebildik mi, gerçekleri dünyaya gerekli şekilde anlatabildik mi….? Maalesef bunların hiç birini tam manası ile yapamadık ve gelinen acı durumla karşı karşıya kaldık.

Bugün dünyanın birçok ülkesi, bizleri hiçte hak etmediğimiz şekilde, barbar, katil olarak görmektedir. Bizi bu şekilde karalayan devletlerin kanlı tarihlerini görmezden gelerek, bize bu gözle bakmaları ne kadar acı…., değimli?

Bütün bu gelişmeleri iyi bir şekilde değerlendirmek zorunluluğu kapıya gelip dayanmıştır. Artık olayların gelişmesine seyirci kalmanın bir vebal ve milletimize haksızlık olduğunu idrak etmemiz gerekmektedir. Artık adalet duygusunu bırakıp, haklı olduğumuz davada gür sesimizi yükseltmemiz kaçınılmaz bir hal almıştır.

Arş-u alada adalet gününü bekleyen, Ermeni kurbanı olan binlerce şehitle birlikte yıldönümünü andığımız Hocalı şehitleri, bizden silkinmemizi ve haklı davamıza sahip çıkmamızı beklemektedir….

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.