Cabbar ŞIKTAŞ Kafalar Karışıyor
Tarih : 2007-04-13
Tüm Yazılar

Cabbar ŞIKTAŞ



Iğdır Siyasetini mi düşünelim, yoksa dünya siyasetini mi?..

Her gün yeni bir gündemin yaratıldığı dünyamızda, hem olayları anlama, kavrama, öğrenme zorluğu yaşıyoruz, hem de takip edemiyoruz.

Güvenmesek de, yaygın basından öğrendiklerimizle yetinip, kendi beynimizde gelişmeleri yorumlamaya, manalar çıkarmaya çalışıyoruz...

Ortadoğu'da yaşanan sıcak gelişmeler, Irak, İran, Suriye, İsrail, Türkiye ve ABD'nin bölgedeki yaşattıkları ile yaşadıkları hepimizi düşünceye sevk etmekte, yarınların kaygısıyla yaşamaya sürüklemektedir...

Geçenlerde ulusal medyada yer alan ve sanal alemde mail aracılığı ile yayılan son olay yeni bir gündem oluşturdu...

Haberlere göre Kuzey Irak Kürtlerinden 60 bin insan Azerbaycan ve Nahcivan'a yerleştiriliyormuş... Azerbaycan ve Nahcivan'da ciddi paralar harcanarak bu insanlara mülk alınıyormuş... Bu haber Azerbaycan medyasında da çok ciddi şekilde kaleme alınmış ve kamuoyuna duyurulmuştur...

Bölge ülkeleri arasında gelecek vadeden Azerbaycan ve koridor oluşturmada önem taşıyan Nahcivan'ın huzurlu yaşam sürmesi, birilerinin hem iştahını kabartmakta, hem de rahatsız etmektedir.

Bu iki ülkeye maksatlı ve bilinçli yerleştirilmek istenen Kürt nüfus, yerleşik bir yapıya kavuştuktan sonra yine aynı gizli ve kanlı eller devreye girerek böl parçala yok et işgal et mantığını hakim kılacaklardır... Azerbaycan yönetimi bu söylentilerin doğruluğunu savunmuyor. Ancak ateş olmayan yerden de duman çıkmaz.

Gerek Azerbaycan'da ve gerekse Nahcivan'da böyle bir durumun vuku bulmuş olması yarınlarda bölgede hesabı olanların şimdiden hangi çalışma içersinde olduklarını gösterir bir tablodur...

Bu aralar yazılarımda sıkça şunu anlatmaya çalışıyorum. ABD, AB ve İsrail'in bu bölgede çok ciddi hesapları var ve hesaplarının tutması içinde Saros benzeri onlarca Vakıflar harekete geçirilmiştir.

Ortadoğu’da, Ortaasya’da planlı ve eşzamanlı yapılan hareketler, kaygıyla izlenirken, Azerbaycan ve Nahcivan gibi ülkeler yaşanan gelişmeleri başarısızlık olarak algılanmasın diye reddetmektedirler. Bu elbette Türkiye içinde geçerlidir. İktidarlar böyle bir durumun iktidarlarına zarar vereceğini hesap ettiklerinden konunun o yüzüne değilde, başka penceresine bakmayı tercih etmektedirler…

Aslı unsurları kenara itip, taşıma halkla, demografik yapıyı değiştirmeye çalışan kanlı eller, kullandıkları unsurları zamanı geldiğinde tiyatro sahnesinden alaşağı etmektedirler…

Bilindiği ve görüldüğü gibi Kerkük'te ilk saldırı Nüfus ve Tapu dairelerine gerçekleşti rildi. Amaç apaçık ortadaydı. Kerkük'te yerleşik yaşayan yapının Türklerden olmadığını, Kerkük'ün Türk kenti değil, Kürt kenti olduğunu ortaya koymaktı…

Bu işler çok hassas ve ince işlerdir.

Ve asla tesadüfü yapılmış işler değildir.

Dün Türkiye Cumhuriyeti'nin Kırmızı pasaportunu cebinde taşıyanların, Saddam zulmünden kaçıp bize sığınanların bugün gücü gördükleri anda, gücün yanında yer alarak ve gücün ağzı ile tehditler savurduklarına hepimiz şehadet etmişizdir.

Bana uzun uzun nutuk atmanıza gerek yok beyler. Ben icraat isterim. Ben makamda oturan besili metroseksüel istemiyorum, bana nasırlı eller gerek… Bana ülkesini seven, gerekirse ölen gerek…

Henüz yorum yapılmadı!

Bu içerik için yorum yapılmadı. Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanınız.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.