Memur-Sen adına Basın açıklamasını Eğitim-Bir-Sen Iğdır Şube Başkanı Erkan Çiğdem okudu.
Eğitim-Bir-Sen Iğdır Şube Başkanı Erkan Çiğdem, Şanlıurfa’ya 1 Mayıs kutlamaları için gelmekte olan emekçi kardeşlerimizden kaza sonucu 5 arkadaşımız hayatını kaybetti, 13 de yaralımız var. Hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara ise acil şifalar diliyoruz.”dedi.
Erkan Çiğdem yaptığı açıklamada şunları kaydetti;
“Büyük rüyalarla geçmişse ömür
Hiç yanmam ölümün her çeşidine
Umut bir tohumsa kefen zarında
Gün olur fışkırır bir orman olur”
Emeğin coşkusunu yaşayan siz değerli dava arkadaşlarımı selamlıyorum.
Bugün Şanlıurfa’da düzenlenen 1 Mayıs Kutlamalarına katılmak için Kahramanmaraş’tan yola çıkan HAK-İŞ’e bağlı işçi sendikamızın aracı kaza yaparak 5 dava arkadaşımız vefat etmiştir, 14 kardeşimizde yaralanmıştır. Hakka yürüyen kardeşlerimize rabbimden rahmet, yaralı kardeşlerimize şifalar diliyorum.
1 Mayıs Birlik, Kardeşlik ve Mücadele Bayramında emek, barış, adalet için alanları dolduran, Çağın erdemlileri olarak zorbalara adalet ve özgürlük mesajı veren, Emeğin değerini, kapitalist zorbalara haykıran, İnsanlığın umudu; cesaretin, direnişin, alın terinin temsilcilerini selamlıyorum.
Emeğin dayanışma bayramında Iğdır’dan, Urfa’yı, İstanbul’u, Samsun’u, Kocaeli’yi ve emeğin bütün coşkulu meydanlarını selamlıyorum.
HAK-İŞ’le omuz omuza vererek, emeğin soylu direnişini haykırmak, kaos üreten küresel kapitalizme karşı sesimizi yükseltmek ve adil bir dünya mümkündür sözünü deklare etmek için alanlardayız.
Dünya beşten, Emek Sermayeden büyüktür demek için alanlardayız.
İŞTE IĞDIR İŞTE 1 MAYIS
İnsan onurunu, özgürlüğünü savunduğu aziz topraklardan bütün insanlık adına hürriyet bayrağını yükseltmek için bir aradayız...
Egemenlerin köhnemiş teorilerine karşı, “üretimin öznesi emek, insanın ihyası ve inşasıdır” sözünü yükseltmek için buradayız...
Bizler, akıl ve alın terini aziz bilen emek örgütleri olarak; evet, “emeğin merkeze alındığı adil bir dünya mümkündür” diye haykırıyoruz...
Bizler, kaos ve savaş stratejilerine karşı, üretimin öznesi emeğin sözünü yükselterek,
bütün insanlığın özgürlüğünü ve barışını savunuyoruz...
İnsanlık özgürlükle kucaklaşana kadar susmayacağız...
Dünya barış ve huzura kavuşana kadar durmayacağız...
Çünkü biz insanlığız...
Çünkü biz, insanı insan yapan emeğin savunucularıyız...
Yılmayacağız, usanmayacağız, ötekisi olmayan
‘adil bir dünya’ kurulana kadar çalışacağız...
Akıl ve alın teriyle dünyayı yeniden inşa eden
aziz kardeşlerim...
“Türkümüz dünyayı kardeş bilenedir/
Gökleri insanlığın ortak tarlası” dizeleriyle
bütün insanlığa seslenen anlayışı sendikacılıkla eyleme döken
şair ve mütefekkir Mehmet Akif İnan’ın kurduğu sendikanın mensuplarıyız.
Başta İslam dünyası olmak üzere dünyanın birçok yerinden emperyalizmin oluşturduğu çok yönlü stratejiler bir bir devreye sokularak insanlık yok ediliyor, insanlar yerlerinden yurtlarından sürülüyor...
Başta Afganistan, Irak, Yemen, Miyanmar, Suriye ve Doğu Türkistan olmak üzere ümmet coğrafyası emperyalizmin ürettiği stratejilerin sıcak noktaları...
Sınırımızın güneyinde Suriye’de son 10 yılda yaşananlar,
her ne kadar iç çatışma dense de,
kapitalist emperyalistlerin stratejilerinin bir sonucu...
Bakınız, şimdi İran’a yönelik bir strateji devreye sokuldu.
10 bin kilometre öteden bir karar alınıyor ve
bölge ülkelerinin buna uyması isteniyor.
Ve deniyor ki, ‘ya bendensin ya da düşmanımsın...’
Görüyor musunuz oyunu...
Kapitalizmin metropol ülkelerinde pişirilen bu stratejilere karşı omuz omuza saf tutmak zorundayız. savaşı, şiddeti üreten sistemin gerçek yüzünü ortaya koyacak bir veri paylaşmak istiyorum sizinle:
Bugün, 26 kişinin serveti
dünya nüfusunun en fakirini oluşturan 3.8 milyar kişi yani dünyanın yarısının servetine eşit.
Öte yandan 2018 yılında en zenginler servetlerini
günde 2.5 milyar dolar arttırdı.
Soylu emek mücadelesinin yiğitleri...
1 Mayıs, kirli dünya düzenine isyan günüdür...
1 Mayıs, emeğin gerçek gündeminin ve emeğin merkeze alındığı tartışma ve adil bir dünya için çağrı yapılacağı bir gündür.
Yoksa, soğuk savaş döneminde şekillenmiş ve her neresinden bakarsanız bakın bugünkü dünya düzenini yaşatan vandalların emeği istismar ettiği söylemlerin günü değildir...
Maalesef ülkemizde yıllardır 1 Mayıs şiddetle yan yana anılır olmuştur...
Bunun en büyük sebebi sendikayı soğuk savaş artığı ideolojilerine kılıf olarak kullananlardır.
Biz emek diyoruz, hizmet diyoruz...
Biz, kamu görevlisiyle, işçisiyle emekçinin haklarının geliştirildiği hukukunun korunduğu örgütlü güç olan sendikayı, yerli yerine koyuyoruz.
Sermaye karşıtıyız diyerek sermayeye hizmet etmemiş olmuyorsunuz...
Biz karşıt değil, sesini ve sözünü yükselten, yani karşı çıktığımız sisteme, politikalara karşı öneri de sunan bir emek örgütüyüz.
Biz yansın yıkılsın demiyoruz, biz insan diyoruz,
emek diyoruz, hak ve özgürlük diyoruz.
Bizler sadece kahrolsun deyip kenara çekilmiyoruz,
cari sistemi eleştirmekle birlikte sistem içinde de olsa emeğin ve emekçinin haklarının genişletilmesi için çalışıyoruz. Bizim farkımız bu...
Çünkü bugünü yarının dünyası için ıskalarsanız, yarını da kuramazsınız.
Biz yarını kurmak için bugünün sorunlarının üzerine ciddiyetle ve samimiyetle eğiliyoruz.
değerli dostlar
Biz sendikal mücadelenin seyrini değiştiren bir örgütüz.
Biz, sendikacılığı insan için, emek için, ekmek için, daha insanca yaşamak, refahı hakça paylaşmak, insanlığın felahına katkı sunmak için yapıyoruz.
İdeolojinin esiri olarak değil, kadim medeniyetin “insanı yaşat” çağrısının gereği olarak sendikal soylu mücadelemizi yürütüyoruz.
KAMU GÖREVLİLERİ İÇİN BAZI TALEPLERİMİZİ BURADAN HAYKIRMAK İSTİYORUM.
3600 ek gösterge...
• 3600 ek göstergeyle ilgili Cumhurbaşkanımız tarafından ortaya konan vaadi hem destekliyor
hem de yetersiz buluyoruz.
• Bazı meslek gruplarının hiç olmaması,
bazılarının ise sınırlı sayıda olmasının
anlamsız olduğu gibi adaletsiz olarak da görüyoruz.
• Ek gösterge konusunda kapsam genişlemeli ve 3600'ün kapsamı
bir an önce netleşmeli,
• Diğer unvan ve kadrolarda görev yapanlar da
ek gösterge düzenlemesine dahil edilmeli. • Yardımcı hizmetler sınıfı kaldırılarak GİH sınıfına alınmalı ve ek gösterge kapsamına dahil edilmeli.
Değerli dostlar
Sözleşmeli personel istihdamı da,
sözleşmeli personele yaşatılan ailesi ve çocuklarından ayrı kalma dramı da Yeni Türkiye’ye yakışmıyor.
Sözleşmeli personelin aynı işi yapan kadrolulardan daha düşük maaş alması da daha yüksek sosyal güvenlik primi ödemek zorunda kalması da ne Güçlü ne de Adil Türkiye,
iradesine yakışmıyor.
Sözleşmeli personel statüsü kaldırılarak
bütün kamu görevlilerinin kadrolu olması sağlanmalı,
anne- babalar çocuklarının ve eşlerinin yanına yollanmalı.
Sözleşmeli personel ile kadrolu personel arasında hiçbir fark olmayacak diyenlere sesleniyoruz, bugün sözleşmeli personel ile kadrolu personel arasında tek bir benzerlik var o da yapılan iş ve verilen emektir. Kamuda adaletsizliğe, baskılara ve tehditlere son verilmesi için tek tip istihdam olmalı o da kadrolu istihdamdı
SÖZLEŞMELİ DEĞİL GÜVENCELİ KADROLU İSTİHDAM
Aziz dostlar, sevgili kardeşlerim
Bütün bunlara ek olarak;
kamu görevlilerine ilişkin çözüm bekleyen konuları ve taleplerimizin bazılarını sizinle paylaşmak istiyorum...
• Kamu görevlilerinin bütçeden aldığı pay artmalı ve işe alımda haksızlıklara yol açan mülakat sistemi gözden geçirilmeli.
• Görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavları tüm kurumlarda açılmalı.
• Kamu görevlilerine, emeklilerde olduğu gibi Dini Bayram İkramiyesi verilmeli.
• Harcırahlar, günün şartlarına göre belirlenmeli.
• İzinler iş günü esasına göre verilmeli.
• Kamu personel sisteminde sıkıntı olan performans, rotasyon gibi uygulamalara son verilmeli.
• Mazerete dayalı tayin talepleri öncelikli olarak değerlendirilmeli. İnsanlar eşi ile işi arasında tercihe zorlanmamalı.
• Devlet memurlarının siyaset ve grev hakları tanınmalı. Bu duygu ve düşüncelerle
1 Mayıs Uluslararası Mücadele, Emek ve Dayanışma Gününü enternasyonal marşlarla değil, kendi türkülerimizle, kızıl bayrakla değil al bayrağımızla kutlayan tüm emekçilere selam olsun.
Adil bir dünyayı emekleriyle inşa eden ve hakları için mücadele eden tüm emekçilerin günü kutlu olsun.
Bugün Burada bulunan Memur-Sen’e bağlı hizmet kollarının çok kıymetli yönetici ve üyelerine, Hak-İş’e bağlı İş kollarının yönetici ve üyelerine, Milli İrade Platformunun üyesi olan çok kıymetli Sivil Toplum Kuruluşlarının başkanlarına ve üyelerine, şehrimizin güvenliğini ve huzurunu sağlamak için gece gündüz demeden çalışan ve burada güvenliğimizi sağlayan güvenlik güçlerimize, Programımızı gerçekleştirmemiz için her türlü kolaylığı sağlayan ilimiz valisi sayın Enver ÜNLÜ’ye, Vali yardımcılarımıza ve basınımızın güzide temsilcilerine teşekkür ederek.
Memur-Sen ve Hak-İş adına hepinizi saygıyla selamlıyorum. Allah'a emanet olun, kalın sağlıcakla diyorum.
Eğitim-Bir-Sen Iğdır Şube Başkanı Erkan Çiğdem, Şanlıurfa’ya 1 Mayıs kutlamaları için gelmekte olan emekçi kardeşlerimizden kaza sonucu 5 arkadaşımız hayatını kaybetti, 13 de yaralımız var. Hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara ise acil şifalar diliyoruz.”dedi.
Erkan Çiğdem yaptığı açıklamada şunları kaydetti;
“Büyük rüyalarla geçmişse ömür
Hiç yanmam ölümün her çeşidine
Umut bir tohumsa kefen zarında
Gün olur fışkırır bir orman olur”
Emeğin coşkusunu yaşayan siz değerli dava arkadaşlarımı selamlıyorum.
Bugün Şanlıurfa’da düzenlenen 1 Mayıs Kutlamalarına katılmak için Kahramanmaraş’tan yola çıkan HAK-İŞ’e bağlı işçi sendikamızın aracı kaza yaparak 5 dava arkadaşımız vefat etmiştir, 14 kardeşimizde yaralanmıştır. Hakka yürüyen kardeşlerimize rabbimden rahmet, yaralı kardeşlerimize şifalar diliyorum.
1 Mayıs Birlik, Kardeşlik ve Mücadele Bayramında emek, barış, adalet için alanları dolduran, Çağın erdemlileri olarak zorbalara adalet ve özgürlük mesajı veren, Emeğin değerini, kapitalist zorbalara haykıran, İnsanlığın umudu; cesaretin, direnişin, alın terinin temsilcilerini selamlıyorum.
Emeğin dayanışma bayramında Iğdır’dan, Urfa’yı, İstanbul’u, Samsun’u, Kocaeli’yi ve emeğin bütün coşkulu meydanlarını selamlıyorum.
HAK-İŞ’le omuz omuza vererek, emeğin soylu direnişini haykırmak, kaos üreten küresel kapitalizme karşı sesimizi yükseltmek ve adil bir dünya mümkündür sözünü deklare etmek için alanlardayız.
Dünya beşten, Emek Sermayeden büyüktür demek için alanlardayız.
İŞTE IĞDIR İŞTE 1 MAYIS
İnsan onurunu, özgürlüğünü savunduğu aziz topraklardan bütün insanlık adına hürriyet bayrağını yükseltmek için bir aradayız...
Egemenlerin köhnemiş teorilerine karşı, “üretimin öznesi emek, insanın ihyası ve inşasıdır” sözünü yükseltmek için buradayız...
Bizler, akıl ve alın terini aziz bilen emek örgütleri olarak; evet, “emeğin merkeze alındığı adil bir dünya mümkündür” diye haykırıyoruz...
Bizler, kaos ve savaş stratejilerine karşı, üretimin öznesi emeğin sözünü yükselterek,
bütün insanlığın özgürlüğünü ve barışını savunuyoruz...
İnsanlık özgürlükle kucaklaşana kadar susmayacağız...
Dünya barış ve huzura kavuşana kadar durmayacağız...
Çünkü biz insanlığız...
Çünkü biz, insanı insan yapan emeğin savunucularıyız...
Yılmayacağız, usanmayacağız, ötekisi olmayan
‘adil bir dünya’ kurulana kadar çalışacağız...
Akıl ve alın teriyle dünyayı yeniden inşa eden
aziz kardeşlerim...
“Türkümüz dünyayı kardeş bilenedir/
Gökleri insanlığın ortak tarlası” dizeleriyle
bütün insanlığa seslenen anlayışı sendikacılıkla eyleme döken
şair ve mütefekkir Mehmet Akif İnan’ın kurduğu sendikanın mensuplarıyız.
Başta İslam dünyası olmak üzere dünyanın birçok yerinden emperyalizmin oluşturduğu çok yönlü stratejiler bir bir devreye sokularak insanlık yok ediliyor, insanlar yerlerinden yurtlarından sürülüyor...
Başta Afganistan, Irak, Yemen, Miyanmar, Suriye ve Doğu Türkistan olmak üzere ümmet coğrafyası emperyalizmin ürettiği stratejilerin sıcak noktaları...
Sınırımızın güneyinde Suriye’de son 10 yılda yaşananlar,
her ne kadar iç çatışma dense de,
kapitalist emperyalistlerin stratejilerinin bir sonucu...
Bakınız, şimdi İran’a yönelik bir strateji devreye sokuldu.
10 bin kilometre öteden bir karar alınıyor ve
bölge ülkelerinin buna uyması isteniyor.
Ve deniyor ki, ‘ya bendensin ya da düşmanımsın...’
Görüyor musunuz oyunu...
Kapitalizmin metropol ülkelerinde pişirilen bu stratejilere karşı omuz omuza saf tutmak zorundayız. savaşı, şiddeti üreten sistemin gerçek yüzünü ortaya koyacak bir veri paylaşmak istiyorum sizinle:
Bugün, 26 kişinin serveti
dünya nüfusunun en fakirini oluşturan 3.8 milyar kişi yani dünyanın yarısının servetine eşit.
Öte yandan 2018 yılında en zenginler servetlerini
günde 2.5 milyar dolar arttırdı.
Soylu emek mücadelesinin yiğitleri...
1 Mayıs, kirli dünya düzenine isyan günüdür...
1 Mayıs, emeğin gerçek gündeminin ve emeğin merkeze alındığı tartışma ve adil bir dünya için çağrı yapılacağı bir gündür.
Yoksa, soğuk savaş döneminde şekillenmiş ve her neresinden bakarsanız bakın bugünkü dünya düzenini yaşatan vandalların emeği istismar ettiği söylemlerin günü değildir...
Maalesef ülkemizde yıllardır 1 Mayıs şiddetle yan yana anılır olmuştur...
Bunun en büyük sebebi sendikayı soğuk savaş artığı ideolojilerine kılıf olarak kullananlardır.
Biz emek diyoruz, hizmet diyoruz...
Biz, kamu görevlisiyle, işçisiyle emekçinin haklarının geliştirildiği hukukunun korunduğu örgütlü güç olan sendikayı, yerli yerine koyuyoruz.
Sermaye karşıtıyız diyerek sermayeye hizmet etmemiş olmuyorsunuz...
Biz karşıt değil, sesini ve sözünü yükselten, yani karşı çıktığımız sisteme, politikalara karşı öneri de sunan bir emek örgütüyüz.
Biz yansın yıkılsın demiyoruz, biz insan diyoruz,
emek diyoruz, hak ve özgürlük diyoruz.
Bizler sadece kahrolsun deyip kenara çekilmiyoruz,
cari sistemi eleştirmekle birlikte sistem içinde de olsa emeğin ve emekçinin haklarının genişletilmesi için çalışıyoruz. Bizim farkımız bu...
Çünkü bugünü yarının dünyası için ıskalarsanız, yarını da kuramazsınız.
Biz yarını kurmak için bugünün sorunlarının üzerine ciddiyetle ve samimiyetle eğiliyoruz.
değerli dostlar
Biz sendikal mücadelenin seyrini değiştiren bir örgütüz.
Biz, sendikacılığı insan için, emek için, ekmek için, daha insanca yaşamak, refahı hakça paylaşmak, insanlığın felahına katkı sunmak için yapıyoruz.
İdeolojinin esiri olarak değil, kadim medeniyetin “insanı yaşat” çağrısının gereği olarak sendikal soylu mücadelemizi yürütüyoruz.
KAMU GÖREVLİLERİ İÇİN BAZI TALEPLERİMİZİ BURADAN HAYKIRMAK İSTİYORUM.
3600 ek gösterge...
• 3600 ek göstergeyle ilgili Cumhurbaşkanımız tarafından ortaya konan vaadi hem destekliyor
hem de yetersiz buluyoruz.
• Bazı meslek gruplarının hiç olmaması,
bazılarının ise sınırlı sayıda olmasının
anlamsız olduğu gibi adaletsiz olarak da görüyoruz.
• Ek gösterge konusunda kapsam genişlemeli ve 3600'ün kapsamı
bir an önce netleşmeli,
• Diğer unvan ve kadrolarda görev yapanlar da
ek gösterge düzenlemesine dahil edilmeli. • Yardımcı hizmetler sınıfı kaldırılarak GİH sınıfına alınmalı ve ek gösterge kapsamına dahil edilmeli.
Değerli dostlar
Sözleşmeli personel istihdamı da,
sözleşmeli personele yaşatılan ailesi ve çocuklarından ayrı kalma dramı da Yeni Türkiye’ye yakışmıyor.
Sözleşmeli personelin aynı işi yapan kadrolulardan daha düşük maaş alması da daha yüksek sosyal güvenlik primi ödemek zorunda kalması da ne Güçlü ne de Adil Türkiye,
iradesine yakışmıyor.
Sözleşmeli personel statüsü kaldırılarak
bütün kamu görevlilerinin kadrolu olması sağlanmalı,
anne- babalar çocuklarının ve eşlerinin yanına yollanmalı.
Sözleşmeli personel ile kadrolu personel arasında hiçbir fark olmayacak diyenlere sesleniyoruz, bugün sözleşmeli personel ile kadrolu personel arasında tek bir benzerlik var o da yapılan iş ve verilen emektir. Kamuda adaletsizliğe, baskılara ve tehditlere son verilmesi için tek tip istihdam olmalı o da kadrolu istihdamdı
SÖZLEŞMELİ DEĞİL GÜVENCELİ KADROLU İSTİHDAM
Aziz dostlar, sevgili kardeşlerim
Bütün bunlara ek olarak;
kamu görevlilerine ilişkin çözüm bekleyen konuları ve taleplerimizin bazılarını sizinle paylaşmak istiyorum...
• Kamu görevlilerinin bütçeden aldığı pay artmalı ve işe alımda haksızlıklara yol açan mülakat sistemi gözden geçirilmeli.
• Görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavları tüm kurumlarda açılmalı.
• Kamu görevlilerine, emeklilerde olduğu gibi Dini Bayram İkramiyesi verilmeli.
• Harcırahlar, günün şartlarına göre belirlenmeli.
• İzinler iş günü esasına göre verilmeli.
• Kamu personel sisteminde sıkıntı olan performans, rotasyon gibi uygulamalara son verilmeli.
• Mazerete dayalı tayin talepleri öncelikli olarak değerlendirilmeli. İnsanlar eşi ile işi arasında tercihe zorlanmamalı.
• Devlet memurlarının siyaset ve grev hakları tanınmalı. Bu duygu ve düşüncelerle
1 Mayıs Uluslararası Mücadele, Emek ve Dayanışma Gününü enternasyonal marşlarla değil, kendi türkülerimizle, kızıl bayrakla değil al bayrağımızla kutlayan tüm emekçilere selam olsun.
Adil bir dünyayı emekleriyle inşa eden ve hakları için mücadele eden tüm emekçilerin günü kutlu olsun.
Bugün Burada bulunan Memur-Sen’e bağlı hizmet kollarının çok kıymetli yönetici ve üyelerine, Hak-İş’e bağlı İş kollarının yönetici ve üyelerine, Milli İrade Platformunun üyesi olan çok kıymetli Sivil Toplum Kuruluşlarının başkanlarına ve üyelerine, şehrimizin güvenliğini ve huzurunu sağlamak için gece gündüz demeden çalışan ve burada güvenliğimizi sağlayan güvenlik güçlerimize, Programımızı gerçekleştirmemiz için her türlü kolaylığı sağlayan ilimiz valisi sayın Enver ÜNLÜ’ye, Vali yardımcılarımıza ve basınımızın güzide temsilcilerine teşekkür ederek.
Memur-Sen ve Hak-İş adına hepinizi saygıyla selamlıyorum. Allah'a emanet olun, kalın sağlıcakla diyorum.