Yaşadığımız dünyada Allah-u teala onun emir ve yasaklarını içeren yüce dininden sonra en değerli varlık Anne ve babadır. Anne baba evladın dayanağı geçim kaynağı olduğu için değil zati olarak değerlidir. Allah tebarek ve teala da böyle istemiş böyle hükmetmiştir. Bakıyoruz ki bazen anne ile evlat veya baba ile evlat arasında bir tatsızlık, geçimsizlik hatta Allah göstermesin küs vardır, sebebini sorduğumuzda işte babam bana imkân sunmadı, başkalarının babası onlara şu, şu imkânları sundular gibi sözler veya babam adil değildir falan oğluna daha fazla mal verdi, evlatlarına eşit davranmıyor. Kendimizi aldatmaya gerek kalmadan açık ve net olalım sorunları çözmeye çalışalım, sorunları çözerken de öyle aklımıza fikrimize göre değil ilahi düstur ve ölçüleri dikkate alalım ki gerçek değerler ve güzellikler toplumumuza hakim olsun. Kimsenin tarafını tutmadan, nasıl ki Allah tebarek ve teala hükümlerini insanların genel maslahatına göre koymuştur, birilerini sebepsiz ve maslahatsız diğerlerinden öne geçirmemiştir. Birisine hukuk çerçevesinde bir hak tayin etmişse diğerine duygu çerçevesinde vazgeçilmez sevgi vermiştir. Baba-anne ile olan irtibat ve bağ da öyledir, ihtiyaç ve aşk irtibatıdır. Baba-anne evladı sever ona âşıktır, evlat onlara muhtaçtır.
Baba ve anne, aba ve anne oldukları için değerlidirler ve onların emirlerine itaat etmek farzdır. Her kes bunu böyle bilmelidir! Eğer bu kültür topluma hakim olursa ailelerde anne-baba ve evlat ilişkileri en güzel ve yüksek kültür seviyesinde olacak, güzelliklerle dolacaktır. Genel olarak bizde hakim olan kültür anne ve babaya anne-baba oldukları için değil de bizim ideallerimize uygun olan, bizim isteklerimizi yerine getiren bir anne ve baba istiyoruz. Aslında biz kendimizi istiyoruz anne ve babayı değil, onun için faraza baba malında bizim istemediğimiz bir tasarrufu yaptığında darılıyoruz. Bizim sevmediğimiz veya bizim işimize gelmeye bir şeyi istediği zaman yüzümüzü ekşitiyoruz.
Allah’ın rızası anne-babanın rızasındadır, onlara layık olduğu değerleri veren kimseyi Allah sever. Allah’ın emirleri ve yasakları ile çelişmedikçe anne ve babanın itaatı farzdır. Yani eğer anne veya baba namaz kılma, oruç tutma, hacca gitme, zekât verme gibi Şeriatta farz oluşu kesin olan emirlerin aksine bir emir verirlerse! Bu gibi yerlerde Allah’ın emirleri önceliklidir. Buralarda evlat Allah’a karşı herhangi bir mazeret getiremez. İlahi yasaklarda da öyledir Allah’ın yasakladığı bir şeyi yapmak için verdikleri emir geçersizdir, kimse bu konuda bahane edemez. Ama sünnet ve mekruhlarda anne ve babanın emirleri önceliklidir. Mesela sünnet oruç tutmak isteyen evlada babası tutma derse tutmamalıdır, tutarsa günah işlemiştir. Namazını evinde kıl falan yere gitme, Kerbela veya Meşhet gibi ziyaretlere gitmesine izin vermezse gidemez. Daha doğrusu eğer dinlemez de yolculuğa çıkarsa bu yolculuk günah ve isyan yolculuğudur, namazlarını ta olarak kılmalı, Ramazan ayı ise orucunu da tutmalıdır. Evladı olgunluk çağına kadar yetiştirmek nafakasını ödemek babaya farzdır. Çocuk olgunlaştı mı artık tüm masrafları kendisine farz olur hatta evlenmesi bile kendisine farzdır. Eğer baba-anne geçimlerini sağlayamıyorsa çocuklarına kendilerinin nafakası aynen kendi ailesinin nafakası farz olduğu gibi farzdır. Allah bizi anne-babamıza karşı görevimizi yapmaya muvaffak etsin.Arslan BAŞARAN
Iğdırmava Cami İmamı
Baba ve anne, aba ve anne oldukları için değerlidirler ve onların emirlerine itaat etmek farzdır. Her kes bunu böyle bilmelidir! Eğer bu kültür topluma hakim olursa ailelerde anne-baba ve evlat ilişkileri en güzel ve yüksek kültür seviyesinde olacak, güzelliklerle dolacaktır. Genel olarak bizde hakim olan kültür anne ve babaya anne-baba oldukları için değil de bizim ideallerimize uygun olan, bizim isteklerimizi yerine getiren bir anne ve baba istiyoruz. Aslında biz kendimizi istiyoruz anne ve babayı değil, onun için faraza baba malında bizim istemediğimiz bir tasarrufu yaptığında darılıyoruz. Bizim sevmediğimiz veya bizim işimize gelmeye bir şeyi istediği zaman yüzümüzü ekşitiyoruz.
Allah’ın rızası anne-babanın rızasındadır, onlara layık olduğu değerleri veren kimseyi Allah sever. Allah’ın emirleri ve yasakları ile çelişmedikçe anne ve babanın itaatı farzdır. Yani eğer anne veya baba namaz kılma, oruç tutma, hacca gitme, zekât verme gibi Şeriatta farz oluşu kesin olan emirlerin aksine bir emir verirlerse! Bu gibi yerlerde Allah’ın emirleri önceliklidir. Buralarda evlat Allah’a karşı herhangi bir mazeret getiremez. İlahi yasaklarda da öyledir Allah’ın yasakladığı bir şeyi yapmak için verdikleri emir geçersizdir, kimse bu konuda bahane edemez. Ama sünnet ve mekruhlarda anne ve babanın emirleri önceliklidir. Mesela sünnet oruç tutmak isteyen evlada babası tutma derse tutmamalıdır, tutarsa günah işlemiştir. Namazını evinde kıl falan yere gitme, Kerbela veya Meşhet gibi ziyaretlere gitmesine izin vermezse gidemez. Daha doğrusu eğer dinlemez de yolculuğa çıkarsa bu yolculuk günah ve isyan yolculuğudur, namazlarını ta olarak kılmalı, Ramazan ayı ise orucunu da tutmalıdır. Evladı olgunluk çağına kadar yetiştirmek nafakasını ödemek babaya farzdır. Çocuk olgunlaştı mı artık tüm masrafları kendisine farz olur hatta evlenmesi bile kendisine farzdır. Eğer baba-anne geçimlerini sağlayamıyorsa çocuklarına kendilerinin nafakası aynen kendi ailesinin nafakası farz olduğu gibi farzdır. Allah bizi anne-babamıza karşı görevimizi yapmaya muvaffak etsin.Arslan BAŞARAN
Iğdırmava Cami İmamı