Yeşil, “maalesef üzülerek söylemeliyim ki Iğdır halkı yıllardan
beri ar senikli su içmektedir. Iğdır içme suyunun Arsenikli olduğu
yapılan tahliller ile ortaya çıkmıştır. Fakat Belediye Başkanı Nurettin
Aras sorumsuz olarak bunu Iğdır halkından gizlemiştir. Şimdi buradan
sayın Aras’a soruyorum, arsenikli su konusunda ne gibi tedbirler
aldınız? Bu arsenikli suyu iptal edip yeni su arayışlarına niçin
girmediniz? Gürgüre suyunu Aralık ilçesi ve köyler kullanırken,
belediye kasasından projesinin parası çıkan Gürgüre suyunu niçin iptal
ettiniz? İçilebilir bir su için niçin bir arıtma tesisi kurmadınız?
Aralık, Hoşhaber gibi bir ilçe ve belde Belediyesi Avrupa hibe fonundan
para alıp ilçelerine su getirirken siz ne yapıyordunuz? Yoksa mesainizi
AKP’ye geçmeye mi harcıyordunuz?” dedi.
ARSENİK NEDİR…?
Ben içmiyorum ya da yemeğe koymuyorum diyerek kurtulamazsınız. Çünkü bulaşığınızı yıkıyorsunuz, sebze-meyvenizi temizliyorsunuz, duş alıyorsunuz, bunlar da riski fazlasıyla artırıyor” "Hiçbir şey onu ne yok eder, ne azaltır. Suyu terbiye etmek mümkün değil. Dezenfekte mikrop öldürür. Ancak ağır metalleri herhangi bir şekilde kaybedemezsiniz. Suda arsenik varsa vardır. Ne erir ne kaybolur” dedi.
Arseniğin zararları konusunda uzman görüşleri ise şöyle.
NE KADAR ETKİLİ
insan sağlığına ne zararlar verilebileceği konusunda ise, Prof. Dr. Doğan şunları söylüyor:
“Arsenikli suyun insana vereceği zararı konuşabilmek için ne kadar süreyle ve hangi miktarda arseniğe maruz kalındığını da bilmek gerekir. Arsenik maruziyeti sonucu cilt kanseri, sinir sisteminde duyu bozukluğu, refleks kaybı ve depresyon, dolaşım sisteminde kansızlık, kalp yetmezliği, kan kanseri ve lenf sistemi kanseri, karaciğer üzerinde siroz ve karaciğer tümörleri, anneden bebeğe geçerek doğuştan sakatlıklar, gelişmemiş bebek doğumları, akciğer kanseri, böbrek yetmezliği ve üremi, akıl hastalıkları görülebelir. Ancak ne kadar süreyle ve ne kadar miktarda arseniğe maruz kalındığı önem taşımaktadır. Eğer litresinde 10 mikrogramın biraz üzerinde arsenik bulunan bir sudan bahsediyorsak, böyle bir su hemen herkesi kanser yapmaz. 10-15 yıl boyunca devamlı kullanımı ve tüketimi halinde ancak hassas kişileri yani çocukları, yaşlılıları ve bağışıklık sistemi zayıf olanları etkiler. Ancak 50 mikrogramın üzerin deki bir arsenik hiçbir ayrım gözetmeksizin toplumun tüm bireylerini etkiler. 5-6 yıl içinde yoğun miktarda hastalıklar baş gösterir.”
ARSENİK NEDİR…?
Ben içmiyorum ya da yemeğe koymuyorum diyerek kurtulamazsınız. Çünkü bulaşığınızı yıkıyorsunuz, sebze-meyvenizi temizliyorsunuz, duş alıyorsunuz, bunlar da riski fazlasıyla artırıyor” "Hiçbir şey onu ne yok eder, ne azaltır. Suyu terbiye etmek mümkün değil. Dezenfekte mikrop öldürür. Ancak ağır metalleri herhangi bir şekilde kaybedemezsiniz. Suda arsenik varsa vardır. Ne erir ne kaybolur” dedi.
Arseniğin zararları konusunda uzman görüşleri ise şöyle.
NE KADAR ETKİLİ
insan sağlığına ne zararlar verilebileceği konusunda ise, Prof. Dr. Doğan şunları söylüyor:
“Arsenikli suyun insana vereceği zararı konuşabilmek için ne kadar süreyle ve hangi miktarda arseniğe maruz kalındığını da bilmek gerekir. Arsenik maruziyeti sonucu cilt kanseri, sinir sisteminde duyu bozukluğu, refleks kaybı ve depresyon, dolaşım sisteminde kansızlık, kalp yetmezliği, kan kanseri ve lenf sistemi kanseri, karaciğer üzerinde siroz ve karaciğer tümörleri, anneden bebeğe geçerek doğuştan sakatlıklar, gelişmemiş bebek doğumları, akciğer kanseri, böbrek yetmezliği ve üremi, akıl hastalıkları görülebelir. Ancak ne kadar süreyle ve ne kadar miktarda arseniğe maruz kalındığı önem taşımaktadır. Eğer litresinde 10 mikrogramın biraz üzerinde arsenik bulunan bir sudan bahsediyorsak, böyle bir su hemen herkesi kanser yapmaz. 10-15 yıl boyunca devamlı kullanımı ve tüketimi halinde ancak hassas kişileri yani çocukları, yaşlılıları ve bağışıklık sistemi zayıf olanları etkiler. Ancak 50 mikrogramın üzerin deki bir arsenik hiçbir ayrım gözetmeksizin toplumun tüm bireylerini etkiler. 5-6 yıl içinde yoğun miktarda hastalıklar baş gösterir.”