Galip Azerbaycan ve Türk dünyası oldu. O günden bu yana, Azerbaycan ve Türkiye'de insanlar bu zaferin sevincini yaşıyor. Türk dünyasının önemli simalarının bir zamanlar söyledikleri "sevinciniz sevincimiz, kederiniz Acımız", "Bir millet, iki devlet" sözlerine şüphe ile bakanların arzularını bu yarışmanın sonu altüst etti.
Ben meslektaşlarıma farklı olarak, Nigar’la Eldar’ın o sahneye tüm dünyanın gözü önünde Türkiye'nin bayrağıyla çıkmalarından söz etmeyeceğim. Çünkü bunda olağanüstü bir durum görmüyorum. Zira biz aynı milletiz, biz de Türküz…(Türkiye bizim için Azerbaycan kadar azizdir.belki bu cümleye gerek yok) Bu yüzden, her hangi bir politik jest yapılmadı, her şey olması gerektiği gibi oldu. Doğrudur, bizim düşmanlarımız buna sevinmiyor. Ama itiraf etmeliyiz ki, bu hareket bizlerin birlik ve beraberliğinden başka bir şey değildi. Yani, bir kardeş finale çıkamasada, diğer kardeş O’nu yalnız bırakmadı. Sır değil, Türk bir olunca daha büyük oluyor. Bu yarışma bir daha bunu ispat etti. Azerbaycan ve Türkiye bayrakları önünde bir kez daha eğilerek bu konuyla ilgili daha fazla yazmıyorum.
Artık "Eurovision-2012" hazırlıklarına başlandı. Böyle bir yarışmanın galibi olduğumuz için, nasıl derler, çok mutluyum. Damarında Türk kanı taşıyan herkes gibi, ben de bu başarıda emeği olan herkese teşekkür ediyorum. Ve bu yarışmanın benim için karanlık kalan taraflarından söz etmek istiyorum.
Avrupa'nın bize ve Türk dünyasına, özellikle müslüman alemine olan münasebetini iyi biliyoruz. Geçen hafta Avrupa Parlamentosu Azerbaycan'la ilgili kararı, bu devletlerin üst yönetiminin bize olan tutumunu açıkça ortaya koyuyor. Dolayısıyla, bizim başarımızın böyle kolay tanınmasına şüphelerim var. Parlamentoda milletvekillerinden birinin Eurovision ‘da Azerbaycan zaferiyle ilgili görüşü oldukça çarpıcıydı.
Milletvekilinin “sıradan Avrupalılar politikacılardan farklı olarak, adaleti daha iyi görüyor ve değerlendiriyor”söylemine ben de katılıyorum. Avrupalıların, özellikle bu ülkelerde yaşayan Türkiye ve Azerbaycan diasporasının bizim yarışmacılara sms’le oy göndermesi inkar edilemez. Ama eminim ki, her şeyi siyasileştiren Avrupa bu yarışmayı da istediği tarafa çekebilirdi. Okuyucum düşünebilir, acaba ne oldu ki, Avrupa buna göz yumdu?
Aslında Avrupa meseleye bizim düşündüğümüz gibi göz yummadı. Tam aksine, buradan kazanacaklarını düşündü. Avrupa, kendi ekonomik ve siyasi çıkarlarını bazı gruplara ve medya kuruluşlarına empoze etti. Ve Azerbaycan’ın Eurovision’da zafer kazanmasına belki de bir ölçüde izin verildi..
Bu tezimdeki en can alıcı nokta ise Ermeni faktörüdür.Bana göre Avrupa bunu baştan hesapladı. Ermenistan’ın bu yıl finale çıkmasına izin verilmedi. Oysa, Ermenistan bizimle aynı yılda bu yarışmaya katıldı. Her yıl bizi nasıl derler kafa kafaya takip etti. Bu yıl ise, finale bile çıkamadı. Bunun nedeni gelecek yıl Ermenistan'a yapılacak yatırımla ilgilidir.
Ermenistan 2011 ‘de önce saf dışı bırakıldı, 2012 de Ermenistan’a verilecek birinciliğin alt yapısı oluşturuldu. Yani yasal bir zemin hazırlanmaya çalışıldı.
Okur tereddüt edebilir. Ama, kanaatimce, bunda tereddüte yer yok.. Ermenistan'ın seneye Bakü'ye gelip gelmeyeceği ile ilgili başlatılan dedikodular bütünüyle hesaplanmış bir oyundur.
Hedef, dünyada ilgiyi yeniden Ermenilere yönlendirmek.
Bunun için yarışmaya çeyrek kala dünyanın çok önemli medya kuruluşlarında bu şov içerikli proglamlar hazırlanacak. Bol bol Eurovision için Ermenistan propagandası yapılacak. Eminim Ermenistan bu yarışmaya katılacak.. Bakü'deki prestijli yarışmanın galibi olarak Erivan'a dönecek. İnşallah, ben kendi düşüncelerimde yanılmış olurum. Ama Türkiye Türklerinin dediği gibi fikrimdə kalıyor ve altını çiziyorum. Avrupa politikada olduğu gibi, güzel sanatlarda da Ermenistan'a destek olacak. Nitekim, bu yarışmaya katıldıkları günden bu yana, hep Ermenistan'ın arkasında olmuşlardı.
Belki bazı insanlar, Ermenistan'ın böyle bir saygın yarışmayı geçirme imkanlarına sahip olmadığını ispata çalışabilir.. Ama kesinlikle söyleyebilirim ki, bu mümkün değil. Bu yarışmaya katılan herkesin iddiası vardır. Ve zenginine, fakirine bakılmaksızın, tüm katılımcı devletler birincilikte iddialı olurlar. Bu da onların(Ermenilerin) kazanması durumunda yarışmayı ülkelerinde yapma gücüne sahip olacakları anlamına gelir. Gerek Rusya, gerek Avrupa ülkeleri bütün imkanlarını ortaya koyarak bu yarışmanın Bakü'deki, ya da başka ülkelerdeki gibi olmasa da, Erivan’da yapılmasını sağlayabilir. Hatta ellerindeki medya kuruluşları vasıtasıyla, Ermenistan'ın bizim tarafımızdan abluka altına alındığını, ekonomik açıdan zayıfladığını dünyaya duyuracaklar. Bence, bizim medya bu konuya dikkat ayırmalı. Bu çok önemlidir. Bugün için inandırıcı olmasa da, yarın bunun zararını görebiliriz. Tabii ki, bunda en büyük görev devlete değil medyaya düşüyor. Medya, Artistlik yapan Ermenistan ve yönetmenlik yapan Avrupa'nın oyununu bozmalıdır.
Napolyon ne demiş, bir kalemin yaptığını, bir ordu bile yapamaz.
Ben meslektaşlarıma farklı olarak, Nigar’la Eldar’ın o sahneye tüm dünyanın gözü önünde Türkiye'nin bayrağıyla çıkmalarından söz etmeyeceğim. Çünkü bunda olağanüstü bir durum görmüyorum. Zira biz aynı milletiz, biz de Türküz…(Türkiye bizim için Azerbaycan kadar azizdir.belki bu cümleye gerek yok) Bu yüzden, her hangi bir politik jest yapılmadı, her şey olması gerektiği gibi oldu. Doğrudur, bizim düşmanlarımız buna sevinmiyor. Ama itiraf etmeliyiz ki, bu hareket bizlerin birlik ve beraberliğinden başka bir şey değildi. Yani, bir kardeş finale çıkamasada, diğer kardeş O’nu yalnız bırakmadı. Sır değil, Türk bir olunca daha büyük oluyor. Bu yarışma bir daha bunu ispat etti. Azerbaycan ve Türkiye bayrakları önünde bir kez daha eğilerek bu konuyla ilgili daha fazla yazmıyorum.
Artık "Eurovision-2012" hazırlıklarına başlandı. Böyle bir yarışmanın galibi olduğumuz için, nasıl derler, çok mutluyum. Damarında Türk kanı taşıyan herkes gibi, ben de bu başarıda emeği olan herkese teşekkür ediyorum. Ve bu yarışmanın benim için karanlık kalan taraflarından söz etmek istiyorum.
Avrupa'nın bize ve Türk dünyasına, özellikle müslüman alemine olan münasebetini iyi biliyoruz. Geçen hafta Avrupa Parlamentosu Azerbaycan'la ilgili kararı, bu devletlerin üst yönetiminin bize olan tutumunu açıkça ortaya koyuyor. Dolayısıyla, bizim başarımızın böyle kolay tanınmasına şüphelerim var. Parlamentoda milletvekillerinden birinin Eurovision ‘da Azerbaycan zaferiyle ilgili görüşü oldukça çarpıcıydı.
Milletvekilinin “sıradan Avrupalılar politikacılardan farklı olarak, adaleti daha iyi görüyor ve değerlendiriyor”söylemine ben de katılıyorum. Avrupalıların, özellikle bu ülkelerde yaşayan Türkiye ve Azerbaycan diasporasının bizim yarışmacılara sms’le oy göndermesi inkar edilemez. Ama eminim ki, her şeyi siyasileştiren Avrupa bu yarışmayı da istediği tarafa çekebilirdi. Okuyucum düşünebilir, acaba ne oldu ki, Avrupa buna göz yumdu?
Aslında Avrupa meseleye bizim düşündüğümüz gibi göz yummadı. Tam aksine, buradan kazanacaklarını düşündü. Avrupa, kendi ekonomik ve siyasi çıkarlarını bazı gruplara ve medya kuruluşlarına empoze etti. Ve Azerbaycan’ın Eurovision’da zafer kazanmasına belki de bir ölçüde izin verildi..
Bu tezimdeki en can alıcı nokta ise Ermeni faktörüdür.Bana göre Avrupa bunu baştan hesapladı. Ermenistan’ın bu yıl finale çıkmasına izin verilmedi. Oysa, Ermenistan bizimle aynı yılda bu yarışmaya katıldı. Her yıl bizi nasıl derler kafa kafaya takip etti. Bu yıl ise, finale bile çıkamadı. Bunun nedeni gelecek yıl Ermenistan'a yapılacak yatırımla ilgilidir.
Ermenistan 2011 ‘de önce saf dışı bırakıldı, 2012 de Ermenistan’a verilecek birinciliğin alt yapısı oluşturuldu. Yani yasal bir zemin hazırlanmaya çalışıldı.
Okur tereddüt edebilir. Ama, kanaatimce, bunda tereddüte yer yok.. Ermenistan'ın seneye Bakü'ye gelip gelmeyeceği ile ilgili başlatılan dedikodular bütünüyle hesaplanmış bir oyundur.
Hedef, dünyada ilgiyi yeniden Ermenilere yönlendirmek.
Bunun için yarışmaya çeyrek kala dünyanın çok önemli medya kuruluşlarında bu şov içerikli proglamlar hazırlanacak. Bol bol Eurovision için Ermenistan propagandası yapılacak. Eminim Ermenistan bu yarışmaya katılacak.. Bakü'deki prestijli yarışmanın galibi olarak Erivan'a dönecek. İnşallah, ben kendi düşüncelerimde yanılmış olurum. Ama Türkiye Türklerinin dediği gibi fikrimdə kalıyor ve altını çiziyorum. Avrupa politikada olduğu gibi, güzel sanatlarda da Ermenistan'a destek olacak. Nitekim, bu yarışmaya katıldıkları günden bu yana, hep Ermenistan'ın arkasında olmuşlardı.
Belki bazı insanlar, Ermenistan'ın böyle bir saygın yarışmayı geçirme imkanlarına sahip olmadığını ispata çalışabilir.. Ama kesinlikle söyleyebilirim ki, bu mümkün değil. Bu yarışmaya katılan herkesin iddiası vardır. Ve zenginine, fakirine bakılmaksızın, tüm katılımcı devletler birincilikte iddialı olurlar. Bu da onların(Ermenilerin) kazanması durumunda yarışmayı ülkelerinde yapma gücüne sahip olacakları anlamına gelir. Gerek Rusya, gerek Avrupa ülkeleri bütün imkanlarını ortaya koyarak bu yarışmanın Bakü'deki, ya da başka ülkelerdeki gibi olmasa da, Erivan’da yapılmasını sağlayabilir. Hatta ellerindeki medya kuruluşları vasıtasıyla, Ermenistan'ın bizim tarafımızdan abluka altına alındığını, ekonomik açıdan zayıfladığını dünyaya duyuracaklar. Bence, bizim medya bu konuya dikkat ayırmalı. Bu çok önemlidir. Bugün için inandırıcı olmasa da, yarın bunun zararını görebiliriz. Tabii ki, bunda en büyük görev devlete değil medyaya düşüyor. Medya, Artistlik yapan Ermenistan ve yönetmenlik yapan Avrupa'nın oyununu bozmalıdır.
Napolyon ne demiş, bir kalemin yaptığını, bir ordu bile yapamaz.