Urmu gölü çocukluğumuzun deniziydi. Şimdi kurumakta, ya da bazılarının iddia ettiği gibi kurutulup dibindeki tuzlar alınmakta ve lityum madeni olduğu söylenmekte, lityum madeni çıkarıldığı için kurutulması isteniyormuş ve bu nedenle kurumasına tedbir alınmamakta, ilgisiz kalınmaktaymış. Gölün tabanında az bir su kalmış, yazın bu sularda sıcaklardan tükenecek ve gölümüz yok olacak.” denilmekte.
Azerbaycan’ın bayan Şairi, edebiyatçısı Süreyya Bahşi “Aylarana” hanım yazdığı şiirinde Urmu gölünün ölüme terkedilişini, geçmiş güzel günlerini ve gölün unutulmuş son acınacak halini şöyle dile getirmiş;
URMU GÖLÜM
Urmu gölüm neler oldu bilmirem?
Günler, aylar, ilde seni unuttu!
Utanmıram, hiç eriyib ölmürem,
Yazan kalem, elde seni unuttu!Ne sonbahar, ne kışlarda, baharda,
Ne yağmurda, çıkar oldu ne karda,
Göre göre seni dertte, azarda,
Akan çaylar, selde seni unuttu!Evvel şirin rüya idin, pak idin,
Yüreklerden çıkan bir vay, ah idin,
Ezel günden sanki burda yok idin,
Kırkbeş milyon elde seni unuttu! Urmu gölüm utanıram ne yazım?
Kucağında aç mezarım ben kazım,
Benden sonra miras kalsın bu yazım,
Korkak ağız, dilde seni unuttu!
Süreyya Bahşi «Aylar»Bu şiire nazire olarak Iğdır’lı şair, yazar, gazeteci Emir Şıktaş da bir şiir ile Urmiye gölünün yok olmasına tepkiye şöyle ses vermiştir;URMU GÖL.. (Nazire)
Urmu gölüm, Aral gibi kuruma,
Seni ezen namert gider zoruma,
Susuz bırakanlar yansın narına,
Seninle can verim iste Urmu göl. Tebriz, Urmiye’nin gölü, çiçeği,
Yurdumun, halkımın gelin bezeği,
Azerbaycan’ımın eyy geleceği,
Yarana gül derim iste Urmu göl.Zalimler bir derdim yüz ediyorlar,
Canda yaramı göz göz ediyorlar,
Suyunu, yarama tuz ediyorlar,
Sen yaşa dert görüm, iste Urmu göl.Dağılsın dağlarım, dökülsün başa,
Çaresiz isyanım eder temaşa,
Koçak Nebi olup çıksam dağ-taşa,
Dağlar olsun yerim iste Urmu göl.Can yandıran sorar tek halımızı,
Güneş de ısıtmaz bak dalımızı,
Emircan, kurutan kim gölümüzü,
Lanet edip sorsam, iste Urmu göl.
26.01.2025 Emir ŞıktaşHaber Merkezi
Azerbaycan’ın bayan Şairi, edebiyatçısı Süreyya Bahşi “Aylarana” hanım yazdığı şiirinde Urmu gölünün ölüme terkedilişini, geçmiş güzel günlerini ve gölün unutulmuş son acınacak halini şöyle dile getirmiş;
URMU GÖLÜM
Urmu gölüm neler oldu bilmirem?
Günler, aylar, ilde seni unuttu!
Utanmıram, hiç eriyib ölmürem,
Yazan kalem, elde seni unuttu!Ne sonbahar, ne kışlarda, baharda,
Ne yağmurda, çıkar oldu ne karda,
Göre göre seni dertte, azarda,
Akan çaylar, selde seni unuttu!Evvel şirin rüya idin, pak idin,
Yüreklerden çıkan bir vay, ah idin,
Ezel günden sanki burda yok idin,
Kırkbeş milyon elde seni unuttu! Urmu gölüm utanıram ne yazım?
Kucağında aç mezarım ben kazım,
Benden sonra miras kalsın bu yazım,
Korkak ağız, dilde seni unuttu!
Süreyya Bahşi «Aylar»Bu şiire nazire olarak Iğdır’lı şair, yazar, gazeteci Emir Şıktaş da bir şiir ile Urmiye gölünün yok olmasına tepkiye şöyle ses vermiştir;URMU GÖL.. (Nazire)
Urmu gölüm, Aral gibi kuruma,
Seni ezen namert gider zoruma,
Susuz bırakanlar yansın narına,
Seninle can verim iste Urmu göl. Tebriz, Urmiye’nin gölü, çiçeği,
Yurdumun, halkımın gelin bezeği,
Azerbaycan’ımın eyy geleceği,
Yarana gül derim iste Urmu göl.Zalimler bir derdim yüz ediyorlar,
Canda yaramı göz göz ediyorlar,
Suyunu, yarama tuz ediyorlar,
Sen yaşa dert görüm, iste Urmu göl.Dağılsın dağlarım, dökülsün başa,
Çaresiz isyanım eder temaşa,
Koçak Nebi olup çıksam dağ-taşa,
Dağlar olsun yerim iste Urmu göl.Can yandıran sorar tek halımızı,
Güneş de ısıtmaz bak dalımızı,
Emircan, kurutan kim gölümüzü,
Lanet edip sorsam, iste Urmu göl.
26.01.2025 Emir ŞıktaşHaber Merkezi