Genel Haber
Yayınlanma: 10 Mayıs 2013 - 05:33
Gazeteci İrade Celil'le Ropörtaj
- Öncelikle Iğdır’dan merhaba İrade hanım. Kendinizi tanıtır mısınız? - Teşekkür ederim. İrade Celil 1982-cı yıl Ağustos Bakü doğumluyum. Küçük bir köyde doğuldum. Çocukluktan Gazeteci olmak istiyordum. Bunun için çok çalıştım. Okul yıllarında öğretmenlerim beni diğer öğrencilere överdiler, İrade iyi okuyor derslerini diye. Köyümüzün küçük bir kütüphanesi vardı. Okumadığım kitab kalmamıştı o kütüphanede. Fakir bir ailede doğulmuştum. Okumaya çok çalışsam da, bir türlü olmuyordu. Senetlerimi toparlaya bilmediğim için okulu bitirdiğim sene Üniversiteye gidemedim. O zamanlar bir gazete vardı. Her zaman okurdum o gazeteyi, okul yıllarında da. Zamanla gazeteye gidip gelmeğe başladım. Orada bir editör vardı Emil Tahiroğlu isminde. Bana çok yardım ediyordu. Bir gün bana dedi ki, gel sen de benimle çalış. Ara sıra yazarsın, öğrenirsin, beceriklisin. O zamanlar durumumuz çok kötüydü. 1999-cı yıllar. Savaş, açlık, zorluk. Geceler annemle çalışmaya gidiyordum. Sabahları yalnız kaldığımda Allah’ıma yalvarırdım ki, bana yardım etsin, bu durumdan kurtulayım. Kabul ettim E. Tahiroğlu’nun teklifini, gazetede çalışmaya başladım. İlk önce küçük yazılar yazardım, tabi az maaşla. Amma o kadar değerliydi ki, o para. İlk paramı okuluma harcadım. Ekonomi okuyordum. Böylece gazeteciliğe ilk adımları atmağa başladım. Çalışmak çok zordu. Rekabet her bir yerde var. Burada da bana zorluklar yaratmağa çalışan insanlar vardı. Henüz 18 yaşımdaydım. Gazetemizin yaratıcısı Natık Kocaman da benim çalışmama yardım ediyordu. Amma evvelde dediğim gibi genç olduğum için benim çalışmamı istemeyenler vardı. 2001 cı yılda “Space” televizyonuna geçtim. O zamanlar Tv-nin rehberi Etibar Babayev idi. Çok güzel bir insan kendisi. Hatırınızdasa “Sözlü, nəğməli İstanbul" programını sunuyordu kendisi. Amma 6 ay sonra ordan ayrıldım. Ve Ekspress gazetesinde çalışmağa başladım. Çocukluğum, orda geçti desem yalan olmaz. Gazetemizin baş editörü Kazenfer Bayramov çok iyi bir insan, çok iyi bir yönetici. Her zaman yanımızda oldu, hep yardım etti. O kadar güzel bir insan ki, bizi hüzünlü gördüğünde yanına çağırar, bizimle yakından ilgilenir. 10 yıl oldu bu gazetedeyim, 1 kere olsun kalbimi kırmadı. Editörümüz Qalib İbrahimoğlu’da iyi birisi işçisini anlayan, yardım eden, öğreten bir gazeteci kendisi. Ben bilmediklerimi ondan öğrendim. Biliyormusunuz, bence yeni yeni başlayan bir gazeteciye “sen iyi yazıyorsun, beceriklisin” demek lazım. Böyle olduğunda insanın kendine güveni oluşur. Ve bu güven onu daha ilerilere götürür. Şimdi çok şükürler olsun hem Ekspress gazetesinde çalışıyorum ve aynı zamanda reportyor.com sitesinde editörüm. - Azerbaycan gazetelerindeki yazarların karşılaştıkları sorunlar neler? - Çok sorunlarımız var, desem yalan olmaz. Burada gazetecilerin aldığı maaş çok az. Aynı zamanda işimizde de çok zorluklar yaşıyoruz. Devlet yardım ediyor diyelim. Burada bir Fond yaradıldı. Azərbaycan Respublikasının Prezidenti yanında Kütləvi İnformasiya Vasitələrinin İnkişafına Dövlət Dəstəyi Fondu. Gerçeyi söylüyeceğim. Zaten beni iyi tanıyorsunuz, bende yalan olmaz. Fond yaradıldı, amma o Fond belirli kişilere hizmet ediyor. Yani kendi seçtiklerine, kendi yakınlarına. Burada çok gazeteciler var ki, Fondun faaliyetlerinden razı değil. Ben de değilim maalasef. Çok zorluklarımız oluyor. Bazı devlet memurları var ki, gazeteciye diğer devletlerde olduğu gibi bakmıyor, küçük düşürüyor. Amma bize değer veren insanlar da az değil. Burada söz konusu insan. Türlü karakterli. - Gerek Azerbaycan Ekspress gazetesinde gerekse diğer internet sitelerinde yayınlanan köşe yazılarında yada haberlerinde önce olayı, sonra fikrinizi ve daha sonra psikolog görüşlerine yer verdiğinizi gözlemliyoruz, niçin böyle bir çalışma yapıyorsunuz? - Köşelerde öyle yapmam. Köşeler benim düşüncelerim ve olaylar üzerinde kuruluyor. Sizin okuduğunuz o yazılara araştırma diyelim. Amma gerçeği söylemek gerekirse, burada öyle bir durum var ki, herkesin psikolog yardımına ihtiyacı var. Belki de bizim göremediklerimizi onlar daha iyi görüyor, benim düşünemediklerimi onlar daha iyi düşüne biliyor, diye düşünüyorum. Bu yüzden onların da fikrini hep alıyorum.- Diaspora çalışmalarını nasıl yorumluyorsunuz, beyeniyor musunuz?- Zannediyorsam bu soru geçen yıl diaspora konusunda çalışmalarımdan dolayı veriliyor. Hayır beğenmiyorum. Sözlerimden alınan çok ola bilir amma, bizde diasporanın sadece ismi var. Tarihe baksak görüyoruz ki, Azerbaycan diasporasının 20 yıla yakın bir faaliyet dönemi var. Amma bu 20 yılda nelerin yapıldığı belli değil. Hep diğer ülkelerde olan insanlarımızla konuşuyorum. Çoğu zaman şikayetlerini alıyorum maalesef. İster Diaspora Komitesinden, ister sefirliklerle teşkilatlar arasında olan sorunlardan. Hiç iyi gözükmüyor durum. Evet Azerbaycanın resmi olarak 450’ye yakin diaspora teşkilatları var. Kendilerince bayramları, soykırımları geçiriyorlar. Amma bu yeterli değil. Bu sahaya kendini hasr edecek biri lazım, o da yok maalesef. İki gün önce Kırğızistan’da olan bir diaspora teşkilatı başkanıyla konuştum. Azerbaycan’ın Kırğızistan’daki sefiri adamdan şikayetlenmiş, polise vermiş. Oysa Prezindet İlham Aliyev bu konuya özen gösterilmesini istemişti. O demişdiki sefirliklerle teşkilatlar bir olup çalışmalı. Çünkü onlar bizim yani Azerbaycan’ın adı. Ama görüyorsunuz, kimse kayda almıyor bu deyimi. Diasporanın parasal sıkıntıları da az değil. Amma gerçek bir sorun daha var. Para kazanmak isteyen her bir kişi para için teşkilatlanıyor. Böyle yaratılan kurumlar çok olduğu için inkişaf yok. Birlik yok, insanların bir-birine saygısı yok, her şey para olmuş. Çok sorunlar var, amma ben hepsini söyleyemem.- Asker ölümlerine bir önlem alındımı Azerbaycan devletince?- Tabii asker ölümlerinden sonra hep bir kaç kişiye ceza veriliyor. Amma hiç bir önlem alınmadı. Bu gün ve her gün asker ölümleri var. Biliyorsunuz bununla ilgili miting de yapıldı. Amma gerçeyi diyelim, artık insanlar buna da alıştı. Hatta birileri çıkıb “Orduda asker öler” de diye biliyor. Amma bunu düşünen yokki, ölen askerler Vatan için değil kendi asker arkadaşları ya da komandanları tarafından katl ediliyor. Vatan için asker ölmeli toprak için…Amma kiminse darbesi ile hele bir Azerbaycanlı türkünün darbesiyle asker ölmemeli. Bunu da sayın Başbakanımız görüyor. Elbet bir çaresini bulacak. Umuyorum yani.- Türkiye’yi gezdiniz mi, özelde de Iğdır’ımızı? Gezdinizse nasıl bir izlenim edindiniz?- Tabii Türkiyeye geldim, ama Iğdır’da olmadım maalesef. Türkiye güzel bir ülke. Amma çok gezme fırsatım olmadı. İki oğlum var. Türkiye’ye geldiğimde onları kendimle alamadığım için fazla da gezemiyorum. Yureğim hep onların yanında oluyor.- Hariç de yaşayan Azerbaycan Türklerine, Azerbaycan hükümeti vatandaşlık hakkı vermeyi düşünüyor mu? Ya da böyle bir çalışma veya duyum aldınız mı?- Hayır bu konuda hiç bir çalışma veya duyum almadım. Bakın konuşurken 50 milyon Azerbaycanlı Türkü var deriz. Siz de duymuşsunuzdur. Başbakanımızı da 50 milyon Azerbaycan Türkünün bakanı adlandırdık, amma Azerbaycan’dan dışarıda yaşayan Azerbaycanlılar kendi ülkelerine hala vize ile geliyor. Yani biz 9 milyonuz. Geriye kalan 41 milyon Azerbaycanlı Türkü ecnebi sayılıyor. Bu konuda maalesef hiç bir gelişme yok, devletçe yani…Konuşmalarda herkes bir şeyler konuşuyor, amma emel yok, görülen bir iş yok.- Bir anne olarak gazetecilik yapmak zor iş olmuyor mu?- Önceleri daha zordu benim için. Hayatım kolay olmadı benim. İleriki zamanlarda belki bu konuda da konuşuruz. İki çocukla çalışmak çok zordu. Onları yalnız başına büyütmek, okutmak, onlara bakmak ve çalışmak benim için çok zordu. Yetişemiyordum, çok, ama çok zorluklar yaşadım. Sağ olsun annem bana yardım ediyordu, amma olmuyordu bir türlü. Hep yarımdı bir şeyler. İstediklerim olmuyordu. Bazen onların göz yaşlarını gördüğümde hayata nefret ediyordum. Amma Allah büyük derler ya. Beni çıkardı bu durumdan. Sevdim, yeniden aile oldum. O bana mutluluk verdi. Şimdi benim için hem anne, hem iş kadını olmak zor değil. Allah onu hep var etsin. Sevmek güzel, hele sevilmek ondan da güzel. O benim kurtarıcım.- Azerbaycanlı kadınların hayatın her kademesinde görev aldığını görmekteyiz. Kadınların sorunları çözüm bulabiliyor mu?- Gerçeği söyleyeceğim her zamanki gibi. Hayır. Azerbaycan’da kadın olmak zor. Kadın olup başarılı olmak daha da zor. Hani derler ya her erkeğin arkasında bir akıllı kadın var, şimdiki devirde bunu kadınlar için de söylemek lazım. Başarı, kazanmak, sorunları çöze bilmek, birilerine yardım etmek için güvene bildiğin birisi olmalı, dayanağın olmalı. Tek başına ilerlemek zor, başarıya ulaşmak zor.- Aklınızdan geçen bizimse sormayı unuttuğumuz, eklemek istediğiniz bir şey varmı? Bize vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz.- Yok hayır sorularınız yeterli bence. Asıl ben teşekkür ederim. Ropörtaj: Emir ŞIKTAŞ
Genel Haber
10 Mayıs 2013 - 05:33