Iğdır Devlet Hastahanesi Başhekim Yardımcısı Op. Dr. Yavuz Çakıroğlu  Organ Bağışı Haftası ile İlgili Bilgi Verdi

Iğdır Devlet Hastahanesi Başhekim Yardımcısı Op. Dr. Yavuz Çakıroğlu,  "Ülkemizde organ bağışında toplumsal bilinci arttırmak amacıyla 3-9 Kasım tarihlerinde 'Organ Bağışı Haftası' kutlanıdığını belirtti.
Çakıroğlu, Organ bağışında ülke genelinde geldiğimiz noktanın pek de iç açıcı olmadığını gösteriyor.“ dedi.
Çakıroğlu Organ Bağışı ile ilgili şu bilgilere yer verdi;  Organ bağışı ülkemiz için çok önemli bir sağlık sorunu olmakla beraber, organ bağışıyla ilgili etkinliklerin sadece bir haftalık süreçte yapılmaması, çalışmaların 365 gün devam etmesi gerekmektedir. Türkiye'de organların yüzde 75’i canlı donörden ve genellikle hastanın kendi yakınlarından alınıyor,  yüzde 25'i de kadavradan elde ediliyor, dünyada ise tam tersi olmaktadır.
Organ nakli sayesinde ölümcül durumdaki ya da beden işlevlerinin bir kısmını yerine getiremeyen hastanın sağlıklı bir yaşama kavuşması sağlanır. Organ bağışlamak tam anlamıyla kişinin iradesiyle ve gönüllü biçimde yapılan bir insani davranıştır.
Sağlıklı durumuna kavuşturulamayacak biçimde hastalanmış organların yerine sağlıklı organların takılması, hastanın sağlıklı yaşama döndürülmesi günümüzde tek tedavi yöntemidir. Böbrek, karaciğer, kalp, akciğer, pankreas organ nakillerine, gözün saydam tabakası olan kornea, kan, kemik iliği ve pankreasın insülin salgılayan hücreleri de doku nakline örneklerdir. Dünyada, organ nakli yapılmazsa yaşamı ölümcül tehlike altında olan 1 milyara yakın insan olduğu, Sağlık Bakanlığı'nın son verilerine göre, bu sayının 22 binini Türkiye’deki hastalar oluşturmaktadır.  Dünyada kalp, akciğer, karaciğer, böbrek, pankreas ve ince barsak gibi organlar ile kan, kemik iliği ve pankreasın insülin salgılayan hücrelerin nakli yapılabilmektedir. Türkiye’de ise, kalp, akciğer, karaciğer, böbrek, pankreas, kornea, kemik iliği ve kan nakillerinin başarıyla yapılmaktadır.
Ülkemizde yaklaşık 22 bin hasta organ beklemekte olup, organ bağışını özendirecek tüm çalışmalar hastaların mağduriyetine çare olacaktır. Türkiye'de 60'ın üzerinde organ nakli merkezi olduğunu ve bu merkezlerde kalp, akciğer, karaciğer, ince barsak, böbrek,pankreas ve doku nakilleri yapılmaktadır.
Türkiye’de organ bağış oranı düşük ama bu sorun yalnızca ülkemize ait değil. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de nakil sayıları istenilen orana maalesef ulaşamıyor. Nakle en çok ihtiyaç duyulan organ böbrek. 2010’da ülkemizde 2548 böbrek nakli yapılırken, bu sayı Eylül 2011’de 2016’ya düşmüş durumda. 'Türkiye'de 65 bin civarında sadece diyaliz hastası var ve yılda yaklaşık 7 bin kişi organ yetmezliğinden, yani organ beklerken ölüyor.  Bu kişilerin hayatlarını kaybetmemesi için organa ihtiyaç var'  Geçen yıl ülkemizde 1330 beyin ölümü gerçekleşmiş ve ancak bunların sadece yüzde 25'in de organ bağışı olmasına rağmen İspanya'da ise yakını ölmüş insanların yüzde 86'sı organ bağışında bulunmakta, biz niye yüzde 25'te kalıyoruz bunun sorgulanması gerekir. Organ nakli ölümle yaşam arasında bir  yarış olup; Türkiye'de organ ihtiyacının karşılanması için her yıl yaklaşık 2 bin kadavra bağışına ihtiyaç vardır.
Organ nakli altyapısında Türkiye oldukçaileri bir noktada bulunmaktadır, bağışlanan organ olduğunda, ilgili tüm birimler ivedilikle organ nakli koordinasyon merkezi başkanlığında harekete geçmekte ve bağışlanan organ, o organ için en uygun hastaya ulaştırılarak bir an önce nakli gerçekleştirilmektedir. Organ nakli merkezlerimiz tüm kapasitesi ile çalışmaktadır. Ülke olarak böbrek naklinde oldukça başarılı olmamıza rağmen . Akciğer naklinde bazı sıkıntılar yaşanmakta ancak  bu yıl akciğer nakli yapılan 20 hastanın yüzde 60'ı sağlığına  kavuşmuştur.
Dini açıdan bu duruma bakıldığında, beyin ölümünden sonra kadavra kutsaldır ama o kadavranın organları organ nakli için kullanılabilir. Organ bağışı ve nakli konusunda, dinimizin hiçbir hükmü, engelleyici nitelikte değildir. Saygınlığını bozmayacak şekilde mirasçılarının rızasıyla organlar alınabilir Organ nakli ile hastalığın tedavi mümkünse bunu engellemek doğru olmayıp, bir kişinin organlarını hayatını yitirdikten sonra bağışlamasıyla 8 kişi yeni hayat kazanmaktadır. Organlarını bağışlayanlar kadar bu yönde faaliyet gösteren sağlık personeli de sevap kazanmaktadır.
Yasalara göre herkesin, iki tanıkla birlikte, kendisi öldükten sonra organlarını bağışladığını belirten bir belgeyi imzalamasıyla ve bu belgeyi yetkili kurumlara teslim etmesiyle veya kendilerinin hazırladığı bir belge ile de organ bağışı yapabilmektedir. Ayrıca sürücü belgesi alan kişiler, belgede "organlarımı bağışlıyorum" bölümünü işaretlemiş olmakla organlarını bağışlayabilirler, kişinin bu belgeyi yanında bulundurarak, ölümü halinde bağış vasiyetinin yerine getirmiş olur. Ayrıca kişinin bağış kararı aldıktan sonra vazgeçebileceği ve bunun için belgesini imha etmesi veya yanında organlarını bağışlamadığını beyan eden bir belge taşımasının yeterli olduğunu ifade etmek isterim.
Organ bağışları ve nakillerinin basında yer alması konusunda hekimlere ve gazetecilere büyük sorumluluk düşmekte, organ bağışı ve nakli konularının basın ve halka nasıl aktarılacağı gibi konularda ulusal politikalar belirlenmesi ve buna yönelik çalışmalar yapılması gerekmektedir. Iğdır Devlet Hastanemizde de Organ Bağışı Birimi Bulunmaktadır. Duyarlı vatandaşlarımızı hastanemize organ bağışı yapmaya davet ediyoruz." dedi.

 

Tweet