Muharrem ayının, tarihimizde ve kültürümüzde önemli bir yeri olduğu bilinmektedir.
    Muharrem ayı, hicret ayıdır. Muharrem ayı, aşura ayıdır. Ve muharrem ayı ciğerlerimizi dağlayan Kerbela’yı hatırlatan aydır.
    Kültürü, mezhebi ve meşrebi ne olursa olsun bütün Müslümanları derin acılara gark eden olay, Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) ‘in biricik torunu, cennet gençlerinin efendisi Hz. Hüseyin’i ve beraberinde bulunan yetmişten fazla Ehl-i Beyt’in on Muharrem‘de Kerbela’da şehit edilmiş olmasıdır.
    Milletimiz başta olmak üzere bütün Müminlerin on Muharremde meydana gelen hadisenin kalpleri incittiğini, ortak bir hüznün içine girdikleri bilinmektedir.
    On Muharrem’de Hz. Hüseyin’in şehit edilmesiyle Müminlerin sahip oldukları kalbi hassasiyet ve ortak hüzün, aynı zamanda bütün Müminlerin Ehl-i Beyte sevginin bir bağlılığı olarak değerlendirilmelidir.
    Ehl-i Beyt’e sevgi ve bağlılık müminlere izzet ve şeref kazandırırken,  Kerbela’da Hz. Hüseyini ve beraberindeki Ehl-i Beyt’i acımasız bir şekilde şehit edenler insanlığın nazarında zulümle mahkûm edilmişlerdir.
    Muharrem ayı ve aşura günü Kerbela olayını hatırlatırken, gönüllerimizdeki Ehl-i Beyt sevgisi bir kat daha artmaktadır. Ehl-i Beyt’i şehit edenler, Hz Peygamberin torununu katlederek onun adına hakikati ve adaleti yok etmeye çalışanlar her muharrem ayında ve aşure gününde Müminlerin kalbinde bir kez daha zalim olmakla anılmaktadırlar. Zulmü yaygınlaştırmakla, Ehl-i Beyt’i şehit etmekle, kendilerini sevgiden mahrum bırakarak,  karanlık vicdanlarıyla baş başa kalmışlardır.
    Muharrem Ayı: Hürmet gösterilmesi gereken zaman dilimlerinden biridir. Kuran-ı Kerim’de ifade edilen haram aylardan biri Muharrem ayıdır.
    İçinde meydana geldiği kaynaklarımızda belirtilen sevindirici olayların yanında Aşura gününde Evlad-ı Resulün uğradığı bu zulmün her Müslüman’ın kalbinde derin bir acı ve ızdırap bıraktığı muhakkaktır.
Hz. Hüseyin’in şehit edilmesinin yüreklerde bıraktığı acı ve kederin etrafında yek vücud haline gelmeyi acı ve kederi gücümüzün, birliğimizin, İnancımızın, sevgimizin, geleceğimizin umudu haline getirerek Allah Resulüne sevgiyi onun Ehl-i Beyt’ini severek, ona itaati İslam’ı yaşayarak onun ve Ehl-i Beyt’inin Şefaati için ümmet olarak hayatımızı idame ettirmeli, Muharrem ayı’nın tarihi ve kültürel güzelliklerini yaşamalıyız.
Müminler tarihi bir gelenek olarak devam eden Muharrem ayını özel etkinliklerle, yer yer ayrı etkinliklerle ihya etmektedirler. Etkinliklerin farklılığına rağmen gönüllerdeki birliğin kaynağını Hz. Hüseyin sevgisi, Muharrem ayının aşura tadı, Müminlerin kardeşliği olarak değerlendirilmelidir.
Muharrem ayının Ehl-i Beyt’in sevgisine, birliğimize, bütünlüğümüze, kardeşliğimize vesile olmasını Cenabı hak’tan niyaz ederim.
                        CÜNEYT KULAZ
                 İL MÜFTÜSÜ

Tweet