Uçta Bir Kültür Adamı:Ziya Zakir Acar

Tarih : 2013-08-13 / Kategori : Kültür & Sanat

Uçta Bir Kültür Adamı:Ziya Zakir Acar

    Ziya Zakir ACAR * Doç. Dr. Zeki GÜREL (Bolu İzzet Baysal Üniversitesi)
    Son yıllarda insanımızın hayatı hep maddiyat ve maddi cephesi ile algılamak üzere güdüleniyor. Hâlbuki milletleşme sürecini tamamlamışsa bu insanların bir kültürü ve kültür dinamikleri vardır. Milleti ayakta tutan ve hayatta tutan, sınırları bekleyen de bu kültürdür.
    Bütün bir vatan sathı bir yana şehirleri bekleyen, o muhitin nabzını tutan, oraya nefes aldıran, kültür hayatını  tespit eden, işleyen, gelecek nesillere taşıma gayreti içinde olan sembol isimler tanıdım. Yozgat’ta Ertuğrul Kapusuzoğu, Tokat’ta Mehmet Emin Ulu, Kayseri’de Muhsin İlyas Subaşı, Hatay’da Mehmet Tekin, Kastamonu’da Mustafa Eski… ve Uçta, Güneşin Türkiye’ye doğduğu yer Iğdır’da Ziya Zakir ACAR…
Ben Iğdırlıyım,
Zirvesi karlı, başı dumanlı,
Ağrı eteklerinde doğmuş,
Aran çocuğuyum.
Bazen yüce dağların doruklarında dolaşmış,
Dağ çocuğuyum.
Ben elleri nasırlı, toprak kokan
Bir babanın;
Tarlalarda çapa yapan, ter kokan,
Ve kutsal vatan kokan,
Bir ananın çocuğuyum.
    Bir şiirinde kendini böyle anlatan Ziya Zakir ACAR, Iğdır’ın Merkez Ağaver Köyünde doğmuş. İlk ve orta öğrenimini Iğdır’da tamamladıktan sonra Ankara Eğitim Enstitüsü’nden mezun olmuş. Kahramanmaraş, Sivas ve Iğdır’da sınıf öğretmenliği yapmış. Bu Arada Anadolu Üniversitesi Türkçe Bölümünden lisans tamamlamış. Kars Kafkas Üniversitesi’ne mastır yapmış.
    1985 Yılında Iğdır Merkez Halk Eğitimi Merkez Müdürlüğü’nde idari göreve atandıktan sonra bu bölgede Milli Eğitim Teşkilatında değişik kademede idareci olarak çalışmış.
    Ben, onu tanıdığımda Iğdır Kültür ve Turizm Müdürlüğünü  vekâleten yürütüyordu. (Nevruz 2006)
    Bu kültür adamının yayınlanmış 17 kitabı bulunmaktadır.
    Sürmeli Çukurunda Iğdır, Şiirlerde Iğdır, Iğdır ve Çevresinde Nevruz, Bütün Yönleriyle Aralık, Vatan Şiirleri Antolojisi, Öğretmen Şiirleri Antolojisi, Önemli Günler İçin Oratoryolar, Iğdır Yöresi Halk Türküleri, Her Yönüyle Iğdır, Görenlerin Gözüyle Iğdır’da Ermeni Katliamları, İçimdeki Sızı, İlçemiz Tuzluca.
    Ayrıca Iğdır’ı tanıtan Fotoğraflarda Iğdır, Iğdır  İsimli CD ve VCD’leri bulunmaktadır. 2005 Yılında Iğdır Kültür Envanteri ile Iğdır Kültür ve Turizm Gelişim Planı hazırlamıştır.
    Dağı, bağı, yaylaları, akan suları, denizleriyle bizim olan bu vatani ağaçları, kuşlarıyla bizim olan bu vatan, “bir gül bahçesine girercesine, kara toprağa girenleriyle”, semada her dem canlı, “Allah Allah” sedalarıyla bizim olan yazımızdır.
    “Vatan sevgisi imandandır” diye bilenler için, görenler için çok şeyler söyler bu vatan. İnsanımızın gönül perdeleri sökülende, saz dile gelir nağme nağme-kalem oynar mısra mısra Türk vatanı dile gelir. Duymayana be ne deyim. Ziya Zakir ACAR, Vatan Şiirleri Antolojisini hazırlarken vatan bir bütün olarak bakmış. Türk’ün kültür coğrafyasını esas almıştır. Şiirler kadar şair listesi de bu bakış açısının izlerini taşımaktadır.
“Deme bana Oğuz, Kayı, Osmanlı
Türk’üm, bu ad, her unvandan üstündür.
Yoktur Özbek, Nagay, Kırkız, Kazanlı,
Türk Milleti bir bölünmez bütündür…”
Diyarbakırlı Ziya Gökalp’ın bu dörtlüğü (s.52) ve Güney Azerbaycan (İran)’dan Şehriyar’ın soru soran şiirinin şu dizeleri sizce de anlamlı değil mi?
Oğuz Atam bizi görse neyniyer,
Yeğin geyze geler, ganı göyniyer,

Döğüner, özünü helek eyliyer,
Hiç elden özgeye gardaş olar mı? (s.55)
“Toplumun düşmanı cehalet, cehaletin düşmanı öğretmendir.” Eğitim ve öğretim bir sanattır. Ve bunun sanatkârı da öğretmendir. Bir ülkenin topyekûn kalkınmasını ve gelişmesini doğrudan etkileyen eğitimin de öğretmenlik mesleğinin de tartışmaların odağında olduğunu vatanımızda Ziya Zakir ACAR ‘ın Öğretmen Şiirleri Antolojisindeki şiirleri okumak ve üzerinde sansürsüz tefekkür etmek gerek diye düşünüyorsunuz.
Mustafa Nejat Sefercioğlu ağabeyimin “Ben Öğretmen Olmak İstiyorum” başlıklı şiirini yazdığı günleri hatırlıyorum da… Bir de günümüze bakıyorum yüreğim, yüreğim sızlıyor, başım, başım… Ağrıyor başım…
“Ben öğretmen olmak istiyorum…
Vatan evladına Türklüğü öğretmek için,
Ben öğretmen olmak istiyorum…
İstiklal Marşını gururla söyletmek için,
Ben Öğretmen olmak istiyorum… (s.35-38)
İçimdeki Sızı adlı eserinde ise Ziya Zakir ACAR, güncelliğini hala koruyan Ermeni mezalimlerini anlatmaktadır. Bilindiği gibi, Ermeniler batılıların da kışkırtmalarıyla ve Rusların silahlandırmasıyla Birinci Dünya Harbi yıllarında Kars, Ardahan ve Iğdır civarlarında yıllarca birlikte kardeşçe yaşadıkları Türklere karşı kalleşçe saldırıya geçmişler ve katliamlar yapmışlardır.
    İçimdeki Sızı, Ermeni zulmü karşısında köyünü terk eden, parçalan ailelerin dramını anlatmaktadır. Hikâye tamamen gerçek hayattan alınmıştır. Hikâyenin hikâyesini bizzat dinlediğimde tüylerim dik diken olmuştu. Bu hikâyeyi Aras Nehri üzerinde Alican Sınır Köprüsü üstünde dinlemiş olsanız siz de her halde benim hissettiklerimi hissedersiniz.
    Bu ve buna benzer hikâyeler mutlaka kayda geçmeli, hatta bunlar senaryo haline getirilerek filmi dahi çekilmelidir. Ermeni Araştırmaları Enstitüsü kuruyoruz. Ermenilerin iddialarına cevap hazırlamaktan öte geçecek çalışmalar yapamıyoruz. Biz öne çıkmalıyız ve Ermeniler, Ermeni destekçileri bize verecek cevap bulamamalıdırlar diye düşünenlerdenim.
    Iğdır, Dil Ucu/Hasret Köprüsü ile Türkiye’yi Nahcivan Özerk Cumhuriyetine, Alican Sınır Köprüsü ile Ermenistan’a, Borualan Sınır Kapısı ile İran’a bağlayan kavşak noktasında bir vatan parçasıdır.

Ziya Zakir ACAR’ın yayımlanan diğer eseri Her Yönüyle Iğdır adını taşıyor. (Ankara 2006, 272 s)
    Iğdır adının kaynağının anlatımıyla başlayan kitapta Iğdır tarihi, Iğdır coğrafyası, Iğdır’da kültürel hayat dili, folkloru, etnografyası ile anlatılırken yer yer şiirlere de yer verilmiştir.
    Iğdır tarihi anlatılırken burada ilk Türk yerleşiminin Sakalar/İskitler/Skytheler zamanında da olduğunun tespiti çok önemlidir. Türkler, Anadolu kapılarını Malazgirt’te (1071) Alparslan’la açtı bilgisinin yanlışlığını ortaya koyması bakımından önemlidir bu tespit. (s.18)
    Malazgirt’i inkâr etmiyoruz, bu zaferimizle övünüyoruz: ancak Türk varlığı bu tarihle tarihlendirmenin stratejik olarak başımıza neler açtığını hala anlamak istemeyenlerin niyetlerini de bu millet anlamalıdır artık.
    Sakaları anlatırken Herodot Tarihinde Skyth adlandırılması yapılmaktadır. (Herodot Tarihi, Çeviren: Müntekim Öktem, İstanbul, 2.bs.2004, 560 s)
    Anadolu ve Balkanlarla ilgili strateji belirlerken Saka Türkleri gerçeğini görmezlikten gelmek doğru değildir.
    Firdevs’in Süleyman-name adlı eserinde de Sakalardan bahis olunmaktadır. (Süleyman name,  Ahmet Kabaklı, Türk Edebiyatı  c.1, s. 70-73)
    Eserin en değerli, en geniş bölümlerinden biri, “Efrasyab-ı Türk” diye andığı Saka Hükümdarı Alp Er Tonga’dan bahseden sayfalardır.
    (Efrasyab/Alper Tonga Anadolu’da Sinop Kalesi’ni ele geçirmiş ve oradaki bakır madenlerini işletmeye başlatmış. Burada bir Müslüman hükümdar gibi tanıtılan Süleyman Peygamber Sinop’u ve madenlerini ele geçirmeye karar vermiştir. O sırada tutsak ederek yanında gizlediği Rum Kayseri’den Efrasyab’ın kim olduğunu sorar:
“Kayser-i Rum eydür:
Efrasyab, Turan Şahıdır. Keykubat ile yağıdırlar. Hazreti Süleyman, Efrasyab’ın bu veçhile saltanatını, yiğitliğini yılmazlığını işitince bir zaman baş aşağı alıp, dahi başkaldırıp eydür:
“Ya Kayser-i Rum, bu Afrasyab, böyle cihan pehlivanı olunca benim karşımda gerek idi”
Alp-Er Tunga öldüm mü,
Issız acun kaldı mı,
Ödlek öcün aldı mı,
İmdi yürek yırtılır.

Facebook Beğenenler

  1. AĞRIM 2013-08-19 09:58:12

    Iğdırda yetişen kültürü ile yoğrulan,ığdırı ve halkını canı gönülü ile seven her zaman ığdırı her yönüyle tanıtan ve doğruluktan ve disiplenden ayrılmayan bir kişi kimdir deseler Ziya Zakir ACAR'bey derim.Meyve veren Ağaç taşlanır.Misali her zaman önüne köstek olmaya çalıştılar ama beceremediler.Allah her zaman doğrunun yanındadır.Allah Uzun Ömürler versin.Bizlerin onun gibilere ihticamız var.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.

Kerbela

Kerbela Sayfası