Müftülük Raporuna Bir Tepkide Milliyetçi Haraket Partisi İl Teşkilatından

Tarih : 2013-10-22 / Kategori : Siyaset

Müftülük Raporuna Bir Tepkide Milliyetçi Haraket Partisi İl Teşkilatından

     MHP Iğdır il başkanı Cahit Erol, Iğdır il müftüsü Cüneyt Kulaz tarafından hazırlanan Caferilerle ilgili rapora tepki gösterdi.
      Erol, yaptığı yazılı açıklamada şu görüşlere yer verdi:  " Iğdır Valiliği İl Müftülüğü 'nün 13.09.2013 tarihinde Iğdır Valisi Sayın Ahmet Pek imzası ile "İlimizde bulunan Azeri Türkü vatandaşlarımıza ait Caferi mezhebine hizmet eden Camilerin ve camilerde görev yapan İran'da eğitim gören Caferi mollalarının müftülüklere bağlı hale getirilmesi hakkında hazırlanan raporu" tamamen insan hakları ve yasalarımıza aykırı olup kabul edilemez.
    Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Kanun önünde her fert eşittir ve kanunlar her bireye eşit uygulanır. İnsanların dini inançlarına göre kanunlar uygulanmaz. Anayasamız din ve vicdan özgürlüğünü teminat alına almış ve inanç alanında her türlü suiistimalin önüne geçmek için laiklik prensibi kabul edilmiştir.
    Din ve vicdan özgürlüğü; insanların inançları konusunda serbest olduğunu, hiçbir dış müdahale ve zorlamaya tabi tutulamayacağını belirtir.. Din insanların kendi dünyasında yaşamış olduğu bir
inançtır. Aynı şekilde herhangi bir dine inanmak veya inanmamak insanın vicdanına kalmıştır. Hiçbir kimse insanların dini yaşamını kısıtlayıcı kurallar koyamacağı gibi, zorla bir inancı dikte etme
hakkı da yoktur. Bu yüzden din ve vicdan özgürlüğü kişilerin sahip olması gereken insani bir haktır.
    Din ve vicdan özgürlüğü hakkını ve güvencesi üzerinde yaşamış olduğumuz ülke ve vatandaşı olduğumuzdan dolayı mutlu olduğumuz (NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE) Türkiye'miz laiklik gibi bir sistemle sağlamak istemiştir. Atatürk'ün getirmiş olduğu laiklik anlayışı tam da din ve vicdan özgürlüğüne hitap etmekteyken, ilerleyen yıllarda bu laiklik anlayışı özünden saparak tam tersine  dini ve inançları baskı altına alma şekline dönmüştür.
    Günümüz iktidarının(AKP) laiklik anlayışı gerçek laiklik anlayışından bir hayli uzaktadır. Bu rapor ile Caferi inancına mensup insanlar baskı altına alınmak istenmektedir. Hâlbuki din ve vicdan özgürlüğü toplumların huzur içinde yaşamasını sağlayan bir hak olması, devletin bu hakkı gözetmesi ve koyduğu kanunlarla bunu desteklemesi gerekirdi.
    Iğdır Halkının geneli öz be öz Türk olup, Caferi inancına mensuptur. Halkımız Türklüğü ve inancı ile iftihar etmektedir. Ehlibeyt sevgisi Türk Halkının hamurunda vardır. Ehlibeyt'in yolundan gitmek,
Peygamberimizin pak ve tertemiz ailesinin yolunu izlemek elbette ki onurlu bir davranıştır.
    Anadolu Türkleştirilirken bu inanç mensupları marifeti ile Türk ve İslamlaştırılmıştır. Hoca Ahmet Yesevii hazretleri ve onun talebeleri Horasan'dan İmam Rıza'nın nefesinden feyz alarak Anadolu'yu
Türkleştirmişler ve bu gün bayrağı altında yaşadığımız ve özgürce nefes aldığımız Türkiye Cumhuriyetinin temellerini atmışlardır.
    Ehlibeytin o pak ve tertemiz yolunu anlatmak ta elbette ki bu inanca mensup din adamlarının birinci vazifesidir. Iğdırlı Ehlibeyt âlimleri bu güne kadar vatan ve din sevgisinden başka bir şey anlatmamışlardır.
Camideki hutbelerinde daima Hz.Ali (a.s)'den "Şahsınıza ve ailenize karşı yapılan kötülükleri affedebilirsiniz, fakat Vatanınıza yapılan ihaneti asla!!!"sözleri cami kubbelerinde sürekli yankılanmaktadır.
    Sayın Müftü; Iğdır halkına vatan sevgisi ve millet bütünlüğünü öğreteceğine, Iğdır halkı suçlu imiş gibi Emniyet Genel Müdürlüğü'ne ihbarda bulunacağına halen Suriye'de cihat adı altında baş kesen, ciğer yiyen, kadın çoluk çocuk demeden insanları öldüren El kaidecilere, El Nusracılara ve bunların destekçilerinin peşine düşsün, onları bulup kendi din adamları eli ile vaaz etsin ve ıslah etsin. Neden bunları Emniyet Genel Müdürlüğü'ne ihbarda bulunmuyor da vatanına milletine bağlı insanlarla uğraşıyor.
    Iğdır'da yaşayan Türk'lerin Ataları nasıl Balkan savaşlarında, Çanakkale'de, Kurtuluş savaşında Azerbaycan'lı olarak Türkiye için gönüllü olarak savaşıp kan ve can vermişse, Azerbaycan Sovyetler
Birliği'ne teslim olurken Atatürk'ün çağrısı ile "Kardeş kardeşe borç vermez karşılıksız el tutar" mantığı ile bütün bütçesindeki parasını ve altınlarını Türkiye'ye teslim eden Azerbaycan Türk'ü olarak bu
vatana bağlı kalacaktır.
    Bu vahim rapor burada kalmayacaktır. Bu işi adli ve idari kurumlarda sonuna kadar takip edeceğiz.

Facebook Beğenenler

  1. kilic 2013-10-23 10:10:55

    bu mhp li kardesimizin yaninda chp li kardesimiz veya diyer kurum ve kuruluslarin da baskanlari olcak ti birlik icinde bir aciklama beklerdik .bu yanlis bütün igdirliya yapilmistir ötekiler nerede... birlik olmayan miletler bölünmüs parcalanmis ve yok olmus......

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.