ARİFE KALENDER ŞİİRİNE “ACI YEŞİL” VE “GECE ISLIKLARI”NDAN BAKARKEN

Tarih : 2016-12-12 / Kategori : Kültür & Sanat

ARİFE KALENDER ŞİİRİNE “ACI YEŞİL” VE “GECE ISLIKLARI”NDAN BAKARKEN

FATMA ARAS
    Şiirin kokusu, dokusu ve duruşu vardır. Bu özellikleriyle kimi şiirler daha ilk dizede şairin adını söyler. 

Hangi dergide ve nerede okunursa okunsun farklı rengi ve üslubuyla şiirlerinin altına imzasını atmış bir şair Arife Kalender. Yıllardır şiirin yanında şiir üzerine de düşünüp kalem oynattı. Şiir okurunun dergilerden, panellerden televizyon programlarından da tanıdığı bir şair. Şiirlerinin yanı sıra çevirileri, şiir üstüne incelemeleri ile de dikkatleri üzerinde toplamıştır. Bu çalışmalarının bir ürünü olan, Türk şiirinin yirmi altı usta şairi hakkındaki araştırma ve incelemelerini içeren “Şiir Adaları” ise şiir okyanusunda yelkenlisini rüzgara açarak gezinmesinin bir ürünü. Üretkenliğinin yanı sıra; yasaklı temalara el atması, cesaretiyle de günümüz şair kadınların başında gelmekte.
    “İnsan şiirin evidir” görüşüyle, eserlerinde doğayı ve insanı önceleyen şair; ortak kitaplarla birlikte yirmi beş eserin sahibi. “Ortaokulda yazdığım bir şiirin, Malatya’da kovuşturma geçirmesi; bana şiirin sakıncalı yanını da öğretmişti” diyen Kalender; başta kadın halleri olmak üzere, birçok yeni temaya el atarak kendi şiirini kurdu. Bu şiir yolculuğunda: “Yedi İklim Dört Mevsim-Türkiye Destanı” uzun soluklu ülke tarihini içererek bizi peşinden sürüklerken;”Delibal” içeriği açısından ‘Kadın Şiiri’nde pencereler araladı. Pen,TYS, Besam ve Nazım Hikmet Vakfı gibi yazar örgütlerinde kurucu üye, ya da yönetim kurulu üyesi olarak çalışmış olması, yazı ve yazara verdiği önemi gösterir. En son çıkan şiir kitapları “Acı Yeşil” ve “Gece Islıkları” kitaplarının ikisi de aynı zamanda ve aynı yayınevinden çıktı.
    “Acı Yeşil” seksen, “Gece Islıkları” doksan sekiz sayfa. Acı yeşil: “Bir kayanın Uçurumu” ve ” Acı Yeşil”;“Gece Islıkları” ise: “Harf Bekçisi, Otogar Biletçisi, Susamak Zamanları” olarak üç bölümden oluşuyor. Kitaplardaki şiir başlıkları özgün ve ilgi çekici! Bu başlıklardan bazıları: “Eski Ses, Çocukluğum Dökülür, Kedisever Yalnızlık, Şehir Yürüdü, İki Yüzüm Bir Ölüm, Sesime Biri Vurdu, Ayna Kesiği, Çatısı Akan Ev, Harf Bekçisi, Şarkısız Sokaklar, Acı Dağ”…
    Arife Kalender, aşkların, acıların, ezilmişliğin, yenilgilerin içinde kıvranan öznelerin iç dünyalarını yansıtırken, hayatın insana uyguladığı şiddeti, dilsel boyutta bir algıya ve duyarlılığa dönüştürüyor. “Acı Yeşil” kitabında, “Ben senim” kavrayışıyla ya da Arthur Rimbaud’un değimi ile söylersek “ben bir başkasıdır” ilkesiyle kendi ile öteki arasında gidip geliyor. Bu yüzden şiirlerde insanlık hallerinin ince ayrımlarla örülü tüm duygulanımlarını saptayıveriyor. Bu nedenle birinci tekil kişi ile kurulan dizelerde, hem lirik bir şiiri öncelerken hem de okurun kendiyse birebir bir ilişkiye giriyor.Şiirlerin ilk dizeleri hep peşinden gelecek dizelerin derinliğini haber veriyor: “Bugünlerde sık sık hayattan düşüyorum” (s.8), “Yaşımı yerine koyacak/ tanrıyı arıyorum” (s.9),“Kocaman pencere olurdu gözlerim”(s.11), “Sesini karşıma koyup konuştum” (s.17), “Güle dürdüm çocukluğumu”
    (s.19), “Halkalı şekere hasret çocukluğumun/ parmaklarına bulaşmayan şerbet”(s. 23) , “Sürtünür ayaklarıma gece” (s.29), “ Geldim işte burası son durak” (s. 43), “Kaç çimen üstünde adımlarım yeşildi”(s.45), “ Sen neysen ona kandım”(s.51), “Yaza soyunduğum günlerde”( s.53), “Bursa’da yolcuyum gece vaktı” (s.55), “Ne yana yürüsün çocuk ayaklarım” (s.62), “Acıyı ve kaybetmeyi öğrendim”(s.65), “ Yük vagonuyum/ bir peronda yıllarca” (s.71), “Annem ki/ aynasında beni gördüm”(s.73), “Kör sokaktan geçtim az önce” (s.74), “Ben kimin yüzünden böyle oldum Asya” (s.76),..
    Kitaplardaki şiirlere konuşma dilinden yaralandığı bu dizelerle başlayan şair, yaşamın bütün duraklarını kapsayan geniş bir şiir deryasında “ben” kavramı üzerinden giderken şiirlerin bütününde “biz”e ve “biz”i belirleyen toplumsal nedenlere yöneliyor. Bireyselden toplumsala bir yönelişle “ben”i sıkıştıran, kıran, üzen, hiçleyen kısacası varoluşsal sorunlara yol açan toplumsal yapıya isyan bayrağı açıyor. Bu bağlamda, şairin ana izleklerinden biri kadınlar ve çocuklar. Kadın sorunu Arife Kalender’in diğer kitaplarının da en önemli temalarından biri, yerelden evrensele tarihten günümüze kadının verdiği savaşım, aslında insanlık adına verilen bir savaşım. Cinsiyetçi, ataerkil düşüncenin ezdiği kadınların sesine, nabız tutarak, kendi deneyimleri yanında gözlemlerini de yansıtarak, kadının bireysel özgürlüğünü ve özgünlüğünü gerçekleştirmesi, psikolojik, sosyolojik, ekonomik durumunun sorgulanması ve bir kadın şair olarak da erkek hegemonyasının kadının üstüne örttüğü simsiyah perdenin yırtılması için militanca bir direniş gösteriyor Arife Kalender.
    Acı Yeşil’in ilk bölümü “Bir Kayanın Uçurumu”nda on altı şiir yer alıyor. ”Eski Ses” şiirinde: “… Yirmi beş yaşlarında Arife çıktı karşıma /…/ nisan ayı mıydı, atkestaneleri açmış mıydı/sen geldin gözlerime/bak yine kırmızıya kesti soluğum/aklım mahalle pazarı, dağıldım/dilimin ucunda adın/hâlâ söyleyemem dilim yanar”(s.16)” az sözle çok yük taşır; değişen insanla birlikte, yok olan, zamanın tozlarına gömülen kentler de onun edindiği dertlerden biridir. Eski ile yeniyi karşılaştıran Kalender, geçmişten günümüze, günümüzden geçmişe değişen mekânlarda yolculuklar yapar. “Bir Kayanın Uçurumu”nda diyalektik olarak; her şeyin her şeyle bağlantısını kurar. Çivisi çıkmış, altüst olmuş günlerde, kayan yaşamı yerine koyacak Tanrıyı arar. Aynı şiirde toplumsal aymazlığa düşenlere, “olaylar beni ilgilendirmiyor” diyenlere gönderme yaparak: “Sandın ki sana varmaz bendeki deprem/sıçradı yangın, alev dağıtıyor rüzgâr/ zulme bile istemeden geldin peşimden/ kimse yalnız değildir/ taş taşı uçuruma çekerken”(S:9) dizeleriyle seslenir ve bir yerde zulüm, haksızlık, sömürü varsa oradaki herkesin bundan kaçamayacağını imler.
    “Gece Islıkları” kitabındaki “Otogar Biletçisi”(S:31-76) bölümü ilginç ve yeni şiirlerden oluşur. Bir otogardaki “büyük göz” rolünü biletçiye vererek, her yöne dağılan yolculardan kimlikler sunar. Terhis olmuş asker, doktordan dönen yaşlı karı koca, eşcinsel bir genç, fahişe, öğretmen, avukat, kasap, dokumacı, hemşire gibi farklı mesleklerden, farklı görüntülerle yolculuk eden insanların ruh durumlarını irdeler. Her şiir, hava ve yol durumu raporuyla başladıktan sonra, biletçinin günlük yaşamından kesit sunar ve gelen yolcuların bilet isteyişiyle şiire girer. Şair bu konuda bir söyleşisinde: “Otogar Biletçisi” gerek biçim, gerek ise tema açısından yeni bir şiir. Buradaki yirmi iki şiir, belki tek bir kitap olabilirdi. Ama biraz daha fazla tipin girmesi zorlamaya neden olacağı için vazgeçtim. Diğer bölümlerin de kitaba dahil olması zenginlik kazandırdı. “Susamak
    Zamanları”nda felsefeye ve tarihsel söylenceye yöneldim. Üç bölümün de aynı kitapta yer alması, renklendirip derinleştirdi” açıklamasını yapar. (C.Kitap) Gerçekten de “Susamak Zamanları”nda: “Kuyuları aç/ oynar zulmün yılanları/ kimlerin adı çamurlarda boğuldu/hangi etin yarasında akbaba/kırılmış kervan resmidir/ gözlerinde bir damla su” (g.ıs:86) dizeleri bizi Kerbela’ya kadar, Yusuf söylencesine kadar götürür.
Yine bir söyleşide “Ruhun rüzgârı aşktır, bazen borana döner, bazen denizden gelen yele” diyen şair: ”Her şeyi kaldır at/ bir tek o kalsın bir tek/hayatı sevdiriyor aşk”(g.ı.s:94) dizeleriyle aşka tutkusunu anlatır. Aşkı andığı yerde erotizmi özgür dizelerle sunar.
“Teninin kokusunda/ gövdenin altında saklandım/kahırlı bir gece bekçisiydim/alıştığın yoldu bedenim/ah be Ahmet/ seni ne çok sevdim” dizeleriyle biten ve üzerinde çok konuşulan, Acı Yeşil’deki “Seni Seviyorum Ahmet” şiiri, Kadın şiirinde irdelenmesi gereken, çok şeyi içeren bir çalışmadır. Bu konuda şair: “ Yaptığım incelemelerde şair kadınların aşklarını, sevgililerini, eşlerini özgürce şiire çağıramadıklarını fark ettiğimde üzüldüm. Erkekler kadınların tüm bedensel kıvrımlarını verirken; kadın, sevdiğinin ne adını, ne de görüntüsüne ilişkin verileri sunuyordu. Şiirimde “Delibal” ile başlayan dönemden sonra, bu cinsin söyleyemediklerini söylemeye çalıştım. Arifelerin bedensel ve ruhsal durumlarını aşikâr etmek (şiir bilinciyle) istedim. Bu bağlamda “Seni Seviyorum Ahmet” diyen kadın, hem erkeğine şefkat gösteren, hem ona aşk duyan, eleştiren ve kendisindeki ‘Ahmet’i gösteren bir şiirdir. Psikolojik, sosyolojik ve tarihsel açıdan incelenebilir özellikte olduğunu düşünüyorum. Bizde hâlâ şiirin bir soyutlama ve kurgu işi oluşu az bilindiği için; ‘Ahmet’in kim olduğunu soran çok oldu. Bu şiir bir isyan şiiridir aslında, kadının duygu ve bedenine sahip çıkmasının bayrağıdır” açıklamasını yapar.
Yine, “Çıt”(a.y.s:22) şiirinde: “ben oryantalim, ben kalça meme/ herkes herkese benziyor açlığın gözlüğüyle/birden azalıyorum birden oruç/ lezzetim o kadına benziyor/ önemli mi adım, adresim kim/ ben aslında eski bir fahişeyim” dizeleriyle öfkeyi, yılgınlığı ironiyle dile getirir. Yaşadıkları koşullar nedeniyle tarihsel olarak da, güncel olarak da tüm kadınların ikinci sınıf sayılarak ötekileştirildiğini, aşağılanma ve yok sayılmalarda aynılaştığını vurgulamak ister.
Yine, “Yol Ve Kadın”(a.y.s:24) şiirinde: “Ne kadar yürüdük hanımefendi?/ önümüzde bir Kemal/ tanımadığımız A, bilmediğimiz Elif (…) Kaç metredir kölelikle özgürlüğün arası/ hanımefendi sorsana” der. Albert Schwit:''Etik, yaşayan her şeye karşı hissettiğimiz sonsuz sorumluluktur'' diyor. Kadın duyarlılığını önemseyen Arife Kalender, toplumun bireylere tuttuğu aynada, Fatma, Ayşe, Enise, Meryem, Elif, Arife vs. gibi kadınlar, dönüşüm ve değişmenin yol açtığı açmazlarda kimi yerde şiirin öznesi, kimi yerde nesnesidir. Bugüne değin şiirlerin öznesi olan erkek; Kalender şiirinde sık sık nesne olarak karşımıza çıkar. “İlkin kendimi, sonra da şiirlerimin kadınlarını özgürleştirdim” diyen şair, toplumsal konularda cinsiyetten uzaklaşarak insanın hakkını ve özgürlüğünü önceler.
Acı Yeşil’deki “Yol” şiirinde yer yer radikal ve isyana varan söylemler dikkati çeker.“…ilkin kadın bile değildim, sandım/ bacak arasında kocaman bir ben/ah! o kıllı kara yerin karası
ben değildim/ başka bir kadını adımla besliyordum/ görünen oydu erkeklere”(s.43). Hayattın gerçeğinden yola çıkan bu şiirde, kadının yalnızca cinsel obje olarak görünmesine başkaldırır. Cinselliğin gerisindeki ‘insan kimliğini’ işaret eder. “An Ve Anılar” şiirinde: “Suçu zamanlara atarız/kendimizi yüklemek ağır gelir/hatalar ömrümüzü taşıyamaz/(…) nasıl olsa annedir zaman”(s.70)Geçmişten geleceğe yol alırken; her insan “anları” anı olarak beraberinde taşır. Şiirin kendisi de bir annedir. Kalender’in şiiri ilk okuyuşta insanı şiir evine, şiir ocağına çeker. Her sözcüğe annelik yaptığı; yeniden, yeniden doğurduğu belli olur.
Her iki kitap incelendiğinde; şairin geniş sözcük dağarcığının yanı sıra, çok farklı temalara cesaretle el attığı görülecektir. “Bir Eşcinseli Sevdim”(a.y.s:26) başlığı bile duvarları yıkmak, perdeleri aralamak için harcanan çabanın örneğidir. Tel örgünün iki yüzündeki insanlar kadar, aşk yüzünden’ ah’ çekenler de aynı sayfalarda buluşur. İnsanın olduğu yerde Tanrı da vardır erotizm de… Fotoğraf gösterdiği de olur, tek sözcükle çok şeyi imlediği de… Doğayı dizelerinden eksik etmeyen şair, halk şiirinden, Anadolu kültüründen de yararlanarak özgün söylemlere varır. Bu açıdan bakıldığında, derin kültür birikiminin şiirlere yansıdığı görülecektir.” Elli yıla yakın süredir şiirin içindeyim” diyen Kalender’in, bunca yolu boşuna kat etmediği, ilk dizeden son şiire belli oluyor. “Bugünlerde sık sık hayattan düşüyorum”(S:7) dizesi bile, çok şeyi anlatmıyor mu?
KAYNAKLAR:
1-Şiir Adaları A.Kalender Kaynak Yay. 2015
2- Günler-Yazılar A.Kalender Nezih-Er Yay.2015
3-Cumhuriyet Kitap-21 Temmuz 2011
4-Yedi İklim Dört Mevsim-Türkiye Destanı A.Kalender Phoenix Yay. 2006
5-Delibal A.Kalender Phoenix Yay.2004
6-Acı Yeşil A.Kalender Tekin Yay. 2014
7-Gece Islıkları Tekin Yay.2014
8-Cumhuriyet Kitap 18.2.2015
9-Kadın Yazarlar Der. Konuşması
10-Zaman Işık Kelimeler –Arife Kalender programı 20 aralık 2015 Hayat Tv.
11-Türk Dili Dergisi Mayıs Haziran Sayısı A.Kalender söyleşisi
12-“Dişil Dil” konulu panel konuşması 2015 Tüyap
Bu yazı: Evrensel Derisinde Yayımlandı. 2016

Facebook Beğenenler

Yorum yapılmadı!

Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanabilirsiniz.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.

Kerbela

Kerbela Sayfası