DAĞLIK KARABAĞ SORUNU : İŞGAL ALTINDAKİ ATA YURDUMUZ

Tarih : 2019-07-11 / Kategori : Genel Haber

DAĞLIK KARABAĞ  SORUNU :  İŞGAL ALTINDAKİ  ATA YURDUMUZ

Öğretim  Görevlisi Sözer AKYILDIRIM
Iğdır Üniversitesi
Dağlık Karabağ,Azerbaycan’ın Kür ve Aras ırmakları  ile günümüzde Ermenistan sınırları içinde bulunan Gökçe gölü arasındaki dağlık bölge ile bu bölgeye bağlı ovalardan meydana gelen Karabağ bölgesi içinde coğrafi olarak yalnızca 4392 km2’lik  bir alanı oluşturan bir bölgedir.

Karadeniz’in doğusundaki Taman yarımadasından Hazar Denizi’nin batısındaki Apşeron  yarımadasına  kadar uzanan  dağlık bölge,Kafkasya olarak isimlendirilmektedir.Karabağ ise Kafkas dağlarının güney doğusunda  yer alan  bölgede bulunmaktadır..Karabağ Bölgesi sahip olduğu bu jeopolitik konumu  yüzünden  yüzyıllarca Osmanlı Devleti ile  İran arasında çekişmelere sahne olmuştur.20.Yüzyıla girilirken Osmanlı Devleti’nin bölgedeki  nüfuzu azalmış ve bölgede Rus Çarlığı etkili olmaya başlamıştır.Rusların  bölgedeki etkinliği Rus Çarlığının yıkılmasıyla kurulan  SSCB döneminde giderek artmıştır.
KARABAĞ SORUNU VE KÜREKÇAY ANLAŞMASI:
Rus İmparatorluğunun Kafkasya’da yayılma  siyasetinde Rus  yayılmacılığına engel oluşturan  Azerbaycan Türklerinin bölgedeki coğrafi ,nüfus ve güç olarak egemen konumu Rusya için bir tehdit  oluşturmakta idi.Azerbaycan Türklerinin Osmanlı Türkleri  ile aynı milli köklere,dine ve ortak  kültüre  sahip oluşu Osmanlı-Rusya rekabeti  ortamında Rusya’yı çıkmaza sürüklüyordu.Bu durumda Rusya Ermeni kozunu kullanarak Azerbaycan Türklerinin toprakları hesabına Ermenistan arazisini genişletmek  ve bölgeyi Ermenileştirmek politikasını,kendisinin bölgede söz sahibi olabilmesi için en uygun çözüm yolu olarak belirlemiştir.Bu politika kapsamında Rusya’nın ezeli müttefiki olan Ermenistan,Rusya’nın gücünü kullanarak arazisini  genişletmiş,Rusya ise Kafkaslardaki konumunu güçlendirmiştir.Bu politika günümüzde de maalesef devam etmektedir.Kürekçay anlaşması Azerbaycan’ın Karabağ Bölgesine Ermeni göçünü sağlayan anlaşmalar içerisinde önemli sayıldığından dolayı bu anlaşmayı tarihi ve sosyolojik  açıdan irdelemek bölgenin tarihi geçmişini aydınlatmak açısından önem taşımaktadır.
Kürekçay Anlaşması, Karabağ Han’ı İbrahim Han ile Çarlık Rusya’sının Kafkaslardaki komutanı P.D.Sisyanov tarafından  14 Mayıs 1805 yılında Gence  yakınlarındaki Kürekçay sahilinde kurulan askeri karargahta imzalanmış ve bu nedenle ‘’Kürekçay Antlaşması’’ olarak adlandırılmıştır. Anlaşmaya İbrahim Han’ın arkadaşı Şeki Hanı Salim Han da katılmış, Şeki Hanlığı da bir hafta sonra Rusya’nın egemenliğine girmiştir. Kürekçay Antlaşması 11 maddeden oluşmaktadır. Bu antlaşma aslında bir ‘’yemin taahhüdü’’diğer bir deyişle ‘’Devretme Antlaşması’’olarak bilinmektedir. Antlaşma tarih boyu Türk yurdu olan Karabağ’ın kaderini ve nüfus dinamiğini Azerbaycan aleyhinde önemli ölçüde etkilediği için hususi önem taşımaktadır.
Bu anlaşma Çar tarafından onun devlet mühürü basılmış fermanı şeklinde onaylandıktan sonra altı ay içerisinde yürürlüğe girmiştir. Gence’nin bitişiğinde, Kürekçay nehri kıyısında 14 Mayıs 1805 yılında yapılan antlaşma 11 madde olarak kabul edilmiştir.
Bu Antlaşma Rusya’nın Azerbaycan’ı işgal ettiğine dair ilk hukuki vesika olarak bilinmektedir. Kürekçay Anlaşması devletlerarası ilşikilerde savaşsız olarak, yani siyasi yolla imzalanmış bir anlaşmadır. Rus Devleti daha sonra Şeki,Şamahı ve Gence hanlıklarına da aynı anlaşmayı imzalattırarak onları da kendi egemenliği altına almıştır.
Stratejik açıdan önemli bir konuma sahip olan Karabağ Hanlığının işgali aslında bütün  Azerbaycan’ı istilanın başlangıcı idi .Bu Hanlığın dağlık bölümü Azerbaycan’ın  bütün  Batı bölgesini kontrol altına almak imkanı vermekteydi.Kürekçay Anlaşmasının orijinal metninde de açık bir şekilde belirtiliyor ki; Çarlık sadece Azerbaycan topraklarını işgal etmiştir.Ermeniler ise  bu bölgeye  bilinçli bir şekilde yönlendirilmişlerdir.Dünyanın değişik coğrafyalarında yaşan Ermeniler başta Lübnan ,Suriye,İran ,Irak ve Türkiye’den  göç ettirilmişlerdir.Bu belgelerin hiç birinde Çarlık Rusya’sının Karabağı işgal ettiği dönemde,Karabağ’da  Ermeni yerleşimlerinin bulunduğuna  dair ne bir işaret ne de bilgi mevcut değildir.1801-1805 savaşları sonucunda Çarlık Rusya’sı Azerbaycan’ın Kazah,Gence,Karabağ,Şeki Hanlıklarını ve Şemseddil Sultanlığını kendi egemenliğine katmıştır.Rusya bununla yetinmeyerek Karabağ hanlığının  bulunduğu coğrafya’ya Ermeni göçünü başlatmış,daha sonraki antlaşmalarla ise bu göçün hızlandırıldığını ve buna hukuki bir zemin hazırladığını görmekteyiz.
Kısa bir süre sonra Kürekçay Antlaşması ile Karabağ Hanlığının ‘’Bütünlüğünün  Korunmasına’’ dair verilen ‘’İmparator Garantörlüğü’’aynı zamanda İbrahim Han’ın ve onun varislerinin ‘’Karabağ Hanlığı üzerinde hakimiyetin değişmez’’liğine verilen garantörlük sözünün boş  bir vaat olduğu anlaşılmıştır.1812 yılında Rus  hükümeti kendilerinin verdiği garantörlüğe ihanet ederek,Karabağ hanlığı dahil kendi hakimiyetlerinde olan Azerbaycan hanlıklarının hakimiyetine son verdi.Bunun sonucunda Azerbaycan halkı milli siyasi hukukunu kamilen kaybetti.Rus egemenliğinde ki hanlıklarda,Çar yöneticileri tarafından yapılan haksızlıklar Hanları ve Halkı çileden çıkartıyordu.1806’da General Sisyanov’un Bakü’de öldürülmesi üzerine,Hanlıklara bağımsızlık için fırsat doğdu.İbrahim Han’ın Rus ordusunu Karabağ’dan kovmak için hazırlıklara başlaması olayı Ruslara ihbar edilince,saldırı gerçekleşmedi.Haziran 1806’da Rus Komutan Lisanoviç ani bir baskın düzenleterek İbrahim Halil Han’ı ve bütün  ailesini öldürttü.1813’te yapılan Gülistan Antlaşması ile Rusya Karabağ’a tamamen hakim olmuştur.Rus istilası karşısında,Azerbaycan Hanlıkları yalnız kalmışlardı.İran ordusunun Ruslara karşı giriştiği savaşta yenilgiye uğraması  üzerine 1813 yılında Rusya ile Gülüstan Antlaşması’nı  yapmak zorunda kalmıştır.
GÜLÜSTAN ANLAŞMASI:
12 Ekim  1813 yılında Rus İmparatorluğu ile İran Gacar Devleti arasında imzalanmış ve Azerbaycan topraklarını Rusya ve İran arasında taksim eden birinci anlaşmadır.1812 yılı yazında Çarlık Rusya’sı ile Osmanlı İmparatorluğu arasında imzalanmış Bükreş Anlaşmasına göre Osmanlı  İmparatorluğu Rusların Kafkasları işgalini kabul etmiş,bu topraklara yönelik iddialarını geri çekmiştir.1812 yılında Napaleon’un Rusya’ya saldırısını değerlendirmeye çalışan İranlı veliaht Abbas Mirza Rusya’nın işgali altında bulunan Azerbaycan Hanlıklarına  karşı düzenlediği saldırılar General P.Kotlyaverski tarafından  geri püskürtülmüş ve Rusya’nın bölgedeki askeri  ve siyasi üstünlüğü pekişmiştir.Bu durum  İngiltere’yi tedirgin etmiş ve onların ısrarı üzerine İran Rusya ile anlaşma imzalama kararına gelmiştir.12 Kasım 1813 yılında Gülistan Köyünde birinci Rus –İran savaşının sona erdiğini belirten bir anlaşma  imzalanmıştır.Bu anlaşma,imzalandığı yerin adıyla Gülistan Anlaşması olarak tarihe geçmiştir.Anlaşmayı İran tarafından şahın veliahdı Mirza Ebdülhasan Han,Rusya tarafından  ise Ratişev imzalamışlardır.Bu barış anlaşmasının şartlarına göre Kuzey Azerbaycan Hanlıklarından İrevan ve Nahçivan hariç geri kalan tüm Hanlıklar Talış, Şirvan ,Guba, Bakü, Gence,Karabağ,Şeki, Rusya’ya terk edilmiştir.

TÜRKMENÇAY ANTLAŞMASI:
19.Yüz Yılın başlarında Azerbaycan coğrafyasında, İran ile Rusya arasında yapılan hâkimiyet mücadelesi Türkmençay Antlaşmasının imzalanmasıyla sonuçlandı.
İran’da Nadir Şah’ın öldürülmesinden sonra Azerbaycan’da siyasi bir birlik kurulamamış ve Azerbaycan siyasi tarihinde’’HANLIKLAR DÖNEMİ’’olarak anılan süreç başlamıştır.19. Yüzyılın başlarında Kafkaslar, Rusya ile İran arasında tam bir hâkimiyet mücadelesine sahne olmuştur. Rusya ile İran arasında 1804 ‘de başlayan  Azerbaycan coğrafyasına hakim olma  mücadelesini Rusya kazanmış,1806 yılına gelindiğinde Revan, Nahcivan, Gence, Karabağ, Şeki, Şirvan,Bakü,Kuba Hanlıkları Rusya tarafından ele geçirilmiştir.Ama bunun İran tarafından kabulü daha sonra yapılacak olan anlaşmalarla olmuştur.İran ,Rusya ile yaptığı savaşta mağlup olmasından sonra Karabağ’ın Gülüstan bölgesinde 12 Ekim 1813 tarihinde imzalanan Gülistan  Antlaşmasına göre;Talış,Şirvan ,Kuba ,Bakü,Derbent,Gence,Karabağ ve Şeki Hanlıkları Rusya’nın hakimiyetine bırakılmıştır.İran bu antlaşmadan sonra Güney Kafkasya  topraklarında hak iddia etmeyeceğini kabul etmesine rağmen ,yönetimde bulunan Gaçar Hanedanı,İngiltere ve Fransa’yla işbirliği yaparak,Rusya’ya karşı saldırıya hazırlanmıştır.Kuzey Azerbaycan Hanlıklarını ele geçirmek üzere,16 Temmuz 1826 tarihinde harekete  geçen İran ordusu,ilk başlarda başarı kazanır gibi olduysa daha  sonraki safhalarda mağlubiyete uğramış,Rus ordusu 1 Ekim 1827 tarihinde Revan’ı ,ardından da Nahçivan’ı ele geçirmiştir.
İran ordusunun Başkomutanı Veliaht Abbas Mirza yaklaşmakta olan kış şartları yüzünden anlaşma yapmak isteğini General İvan Fyodoroviç Paskeviç’e iletmiş, bu fırsattan istifade eden Rus ordusu hiç zorlanmadan 3 Ekim’de Marendi’yi,14 Ekim’de de Tebriz’i ele  geçirmiştir.Barış görüşmeleri 6 Kasım’da Dehkargan’da başlamış,görüşmelere Rusya’yı temsilen İ.F.Paskeviç, A.S.Gribodeyov, A.M.Obrezkov, A.k.Amburger, N.D.Kiselyov ,tercüman olarak A.A.Bakıhanov ve G.M.Vlagadi katılırken;İran  tarafını ise Veliaht Abbas Mirza başkanlığında,Ferrahani,Beylerbeyi Fethali Han,Katip Mirza Muhammed Ali  ve tercüman Mirza Mesud’un yer aldığı bir heyet temsil etmiştir.Görüşmeler 7 Ocak 1828 tarihinde tazminat konusunda düğümlenerek kesilmiş ve Rus ordusu yeniden saldırılarına  başlayarak,28 Ocak’ta Urmiye ve 8 Şubat’ta da Erdebil’i ele geçirmiştir.Bunun üzerine Antlaşma,9 Şubat’ı 10 Şubat’a bağlayan gece saat12’de Tebriz’in güneyinde Meyane şehrinin yakınlarında bulunan Türkmençay kasabasında Meşedi Muhammed’in  evinde imzalanmış,daha sonra 29 Temmuz 1828 tarihinde hazırlanan protokolü, Rusya’yı temsilen Paskeviç ve Griboyedov,İran’ı temsilen de Mirza Cafer tarafından onaylanmıştır.Bu  Antlaşma ile  Azerbaycan ikiye bölünmüştür.Bu antlaşmayı  önemli kılan taraflardan birisi,üzerinde antlaşma yapılan  Azerbaycan Türklerinin Antlaşmada hiçbir söz hakkı olmamasıdır.İran ve Rusya bir Milletin kaderiyle oynamışlar,Azerbaycan Türkleri ve vatanları ikiye bölünmüştür.Bugün  hala bu problem bütün karmaşıklığı ile devam etmektedir. Azerbaycan Devletinin’’Bütöv Azerbaycan veya  Vahit Azerbaycan’’ülküsü olarak dönem dönem dile getirdiği bu problemin çözümü yakın zamanda da mümkün gözükmemektedir.

ERMENİSTANIN TEMELLERİ ATILIYOR:
Türkmençay Antlaşmasının sonuçları ve etkileri günümüzde kadar gelmektedir.Rusya bu antlaşma ile daha önce işgal ettiği topraklara Revan ve Nahcivan Hanlıkları’nı da katmıştır. Daha sonra Revan Hanlığını lağvedecek olan Rusya,burayı Erivan Guberniyası (1850) olarak adlandırmış ve gelecekte Ermenistan’ı oluşturmak için ilk adımını atmıştır.
Türkmençay Antlaşmasının 15.maddesinde; Güney Azerbaycan’da yerleşen ahalinin istedikleri takdirde Rusya’ya göçebildikleri ve bunlara müsait şartların yaratılacağı ifade edilmiştir. Bu madde açıkça belirtilmese de Güney Azerbaycan’dan, özellikle de Marağa ve Urmiye’den alınan Ermeni ailelerin Kuzey Azerbaycan topraklarına yerleştirilmesine imkân sağlanmıştır. Bu maddenin antlaşmaya konulmasında G.D.Lazerev ve Griboyedov’un özel  gayreti olmuştur.
Ermenilerin Rusya’ya karşı gösterdikleri ilgi daha I.Petro devrinde başlamış ve o sıralarda Rus kuvvetleriyle birlikte İran’a karşı savaşmaktan çekinmemişlerdir. I.Petro, Doğu ticaretinden istifade etmek için Ermenilerden faydalanmayı düşünmüş ve bu temaslar neticesinde Çar, Ermenileri Rusya’ya yerleştirmeye davet etmiş, kendilerine dini ve dünyevi her türlü imtiyaz ve garantileri vermeye hazır olduğunu bildirmiştir.
ERMENİ GÖÇLERİ BAŞLIYOR:
1804-1813 ve 1826-1828 yıllarındaki İran-Rusya savaşlarında ve bu savaşların sonunda Azerbaycan’a, özellikle de Karabağ bölgesine İran, Osmanlı Devleti ve Güney Azerbaycan’dan Ermeniler kitleler halinde göç etmişlerdir. Sadece 1826-1828 İran-Rus savaşı esnasında İran’dan Azerbaycan’a 18.000 Ermeni ailesi gelmiş, savaş sonrasında yapılan Türkmençay Antlaşmasıyla Ermeni göçleri daha da artmıştır.
1828-1830 yılları arasında İran’dan 40 bin den fazla Ermeni, Osmanlı Devletinden ise 84 bin Ermeni Gence ve Revan bölgelerinin en verimli arazilerine yerleştirilmişlerdir. Rusya’nın Kafkasya’yı  Ermenileştirmesi 20.yüz yılın başlarına kadar devam etmiş ve yaklaşık 1 milyon 300 bin Ermeni bölgeye yerleştirilmiştir.
Antlaşmadan önce Revan ve Nahçıvan bölgesinde yaklaşık 25.000 Ermeni yaşarken, antlaşmadan sonra bölgeye İran ve Osmanlı Devleti’nden Ermenilerin göçürülmesiyle bu vilayetlerin etnik terkibi Ermenilerin lehine değişmeye başlamıştır. Bölgeye, İran ve Osmanlı Devletinden Ermeniler göçürülürken; Revan’ın ;Kırkbulak ,Zengibasar, Köprübasar, Vedibasar, Şerur,Sürmeli,Derekent-Parçanis,Saatlı,Talin,Seyidli-Ağsakallı, Serdarabad, Görnibasar,Abaran,Dereçicek ve Göyçe bölgelerinden; Nahçıvan’ın; Elinçeçay, Mevazihatun, Hok ve Dereleyez bölgelerinde;Ordubad’ın ise Eylis,Deste,Bilev ve Cennep bölgelerinde yaşayan Türklerin birçoğu Osmanlı Devleti’ne ve İran’a göçmek mecburiyetinde kalmıştır.

ERMENİLER AZERBAYCAN COĞRAFYASINA PLANLI BİR ŞEKİLDE YERLEŞTİRİLİYOR:

Ermeniler  planlı bir şekilde bölgeye yerleştirilirken burada yaşayan Türkler’de,eli silahlı Ermeni terörist güçlerince katliama uğratılmış ve göçe zorlanmıştır.Bu siyaset Azerbaycan Coğrafyasında günümüze kadar değişik zamanlarda 1905,1918,1948,1953 ve 1988 de Ermeni ve Ruslar tarafından planlı ve amaca uygun gerçekleştirilmiştir.Perdenin diğer tarafında güçlü Ermeni Diasporası ve Batılı güçleri anmakta yaralı olacaktır. 

REVAN HANLIĞI TOPRAKLARI NASIL ERMENİSTAN OLDU? 

Tarih kitaplarında söz edilmediği için çoğumuzun Revan Hanlığı’ndan haberi yoktur. Revan Hanlığı 18.yüzyılın ikinci yarısında tarih sahnesine çıkarak yüzyıla yakın hüküm sürmüş bir hanlıktır.Tarih ,geçmişte yaşanan acıların yeniden yaşanmamasını öğreten ve ders çıkarmamız gereken,bir ibrettir .Çünkü tarih tekerrürdür.Geçmişini bilmeyen geleceğini de bilmez..Revan Hanlığı’nı anlatan kitap ya da başka yazılı kaynakları ülkemizde bulmak maalesef oldukça azdır.Öz be öz Oğuz Atanın yurdu olan Revan Hanlığı  niçin ve nasıl yıkılmıştır,Türkün aziz vatanı  olan Revan Hanlığı topraklarında  yapay bir Ermeni Devleti nasıl kurulmuştur ?Bu konu nedense ülkemiz gündemine hiç girmemiştir.Sonrasında Ermeni yalanları ,iftiraları ile karşı karşıya kalmışızdır.
Revan Hanlığı,18.Yüzyılın ikinci yarısıyla 19.Yüz yılın başlarında Güney Kafkasya’da tarih sahnesinde olan Türk Hanlıklarından biridir ve Revan bir Azerbaycan toprağıdır.
Revan Hanlığı, Safeviler Devleti’nin sınırları içindeki Çukurs’ad (İrevan Beylerbeyliği)olarak anılan bölgede kurulmuştu. Çukurs’ad Beylerbeyliği Revan Şehri ve çevresini, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti’nin Şerur ve Sederek bölgelerini, Türkiye’nin Iğdır ilini ve aynı zamanda Bayazıt  Kalesini’ni içine alan bir  coğrafyayı kapsamaktaydı. Beylerbeyliği, Gacar boylarının beyleri tarafından yönetiliyordu.
1441 yılında Kilikya’dan sürülen Ermeni Katalikloslarının Revan şehrine yakın Eçmiedzin (Üç müezzin-üç kilise demektir) manastırını kendilerine ikametgâh seçtiklerini belirtmeliyiz. Daha sonraları Eçmiedzin tüm Dünya Grigoryen mezhepli Ermenilerin dini merkezine dönüştürülmüştür.
Osmanlı Revanın fethini ilk olarak  IV.Murat döneminde Temmuz 1635 yılında gerçekleştirilmiş,Revan kalesi 7 ay sonra tekrar İran tarafından  Nisan 1636 yılında teslim alınmıştır .
Ağustos 1724 tarihinde Revan şehri Osmanlılar (Veziri Azam Damat İbrahim Paşa döneminde) tarafından ele geçirildi. Osmanlılar Revanı ve çevresini 1735 yılına kadar yönettiler. Afşar boyundan olan Nadir Şahın yönetimindeki İran Devletinin kuvvetlenmesiyle adı geçen bölge İran yönetimine geçti.
1736 yılında Nadir Şah, güvenilir adamı Pir Mahmut Han’ı Revan Beylerbeyi olarak atadı.1747 yılında Nadir Şah, sarayında bir suikast sonunda öldürülünce onun hanedanlığı da dağılmış oldu. Azerbaycan arazisinde 20 civarında hanlık kuruldu. Mir Mehti Han’ı Revan Hanlığının kurucusu olarak kabul edebiliriz. Azerbaycan’ın kuzeybatısında yerleşen bu hanlığın başkenti Revan şehriyle birlikte Kırkbulak, Zengibasar, Garnibasar, Vedibasar, Şerur, Soran, Derek, Saatlı, Tala, Seyidli,-Ağaçlı, Serdarabat, Gerni, Abran, Dereşişek ve Göyçe olmak üzere vilayeti bulunmaktaydı.
1749 yılında Revan Hanlığı saldırıya uğradı. Karabağlı Penahali Han, Revan Hanlığına saldırarak Eçmiedzin çevresindeki toprakları yağmalayıp, geri döndü. Hanlıktaki  Ermeniler bu olaydan yararlanarak yardım için Gürcü  baba, oğul Teymurz’a ve II.İrakili’ye başvurdular. Zaten Azerbaycan topraklarına, özellikle Revan’a göz dikmiş Gürcü Çarları bu fırsatı kaçırmadılar. Çarlar 1751 yılının Eylül’ünde hanlığa saldırarak Mir Mehdi Han’ın ordusunu yendiler ve buradan da Tebriz’e kadar ilerlediler. Bu olaydan sonra Revan Hanı, Gürcü Çarlarıyla birlikte olmaya söz verdi.
1803 yılından başlayarak, Çarlık Rusya’sı Kuzey Azerbaycan Hanlıklarını işgal etmeye başladı. Kafkasya’daki Rus Ordularına yeni başkomutan olarak Sisyanov atandı. Rus komutanlığı İran ve Osmanlı sınırlarındaki Revan Kalesi’nin alınmasına özellikle dikkat ediyorlardı. Bu nedenle de 1804 yılında Mayıs ayının ortalarında Başkumandan Sisyanov yönetimindeki orduyla Revan üzerine yürüdü.Rus ordusu 4370 kişiden oluşuyordu.Revanlı Mehemmet Han savunmaya özenle hazırlanıyordu.Revan kalesini savunmak için 7.000 kişilik  bir orduyu hazır hale getirdi,  22 topla  savunmaya geçti kaleye çok sayıda  gıda ve silah yığdı.Rus ordularının Azerbaycan’a yürüyüşü İran’ın öfkesine neden oldu ve 10-22 Haziran 1804 tarihlerinde I.Rus-İran Savaşı adıyla bilinen savaş başladı.Fethali Şah Ordularını Kuzey Kafkasya’ya,ilk önce de stratejik bir nokta olan Revan’a yöneltti.
Sisyanov,İran Orduları ulaşıncaya kadar Revan Kalesi’ni almak için şehrin toplarla ateşe tutulmasını emretti.Kaleye saldırmadan önce Rus orduları oraya her gün 5-10 top ile aralıksız ateş açıyordu.İran’a  ihanet ederek 200 atlısıyla Ruslara katılmış olan Hoylu Cafergulu Han,24 Temmuz’da Sisyanov’a,Fethali Han’ın ordularının Revan’a yaklaşarak,kaleyi kuşatan Rus ordusuna iki yandan darbe indirmek istedikleri hakkında bilgi aldığını bildirdi.Sisyanov hemen İran ordularını önlemek için Rus ordusunu iki gruba  ayırdı.Bu gruplar İran ordularının önünü keserek onların kaleye yaklaşmalarına izin vermedi.
Sisyanov’un kısa sürede Revan Kalesini alma planı gerçekleşmedi. Rus ordularının kaleye saldırısı başarısızlıkla sonuçlandı, aynı zamanda Ruslar sık sık hem kaledeki Revan savaşçılarının, hem de kaleyi kuşatmadan kurtarmaya çalışan İran askerlerinin saldırısına uğruyordu. Diğer taraftan Rus ordularının erzağı tamamen tükenmiş, Gürcistan ile ilişkiler kesilmiş, Rus ordusu çok fazla kayıp vermişti.Diğer taraftan da Revan’a  İran ordusundan çok sayıda yardım gelmişti.Rusların Revan’ı alamayacakları açıktı.Bu nedenle de General Sisyanov 3-15 Eylül tarihlerinde Rus ordularına Revan’dan geri çekilmeleri için emir verdi.
Rus ordularının Revan’ı almak için gösterdikleri çaba başarısızlıkla sonuçlansa da Rus komutanlığı kaleyi işgal düşüncesinden vazgeçmiyordu. Bu yüzden de İran hükümeti Revan’da güçlenmek için eğilimlerinde devamlı olmayan Mehemmet Han’ı yönetimden uzaklaştırarak Hüseyingulu Han’ı  Revan tahtına çıkardı. Buna  üzülen Mehemmet Han gizlice Kafkasya’daki  Rus komutanlığına Revan’ı  işgal etme teklifinde bulundu.Fakat Mehmemmet Han’dan  şüphelenen Rusya onu tutuklayarak  İran’a gönderdi.

General Sisyanov, Revan Kalesi’ni almak için yeniden saldırmayı düşünüyordu. Fakat onun Haziran ayında Bakü Kalesi yakınlarında katledilmesi bu planı bozdu. General İ.V.Gudoviç Kafkasya’daki Rus ordularının yeni komutanı oldu.
Kafkasya’da Rusya işgalinin kuvvetlenmesi Osmanlı’yı rahatsız ediyordu. Bu 1806 yılında Osmanlı ve Rusya arasındaki savaşın başlama nedenlerinden biri oldu.
Osmanlı ile savaşın başlaması Rusya’nın Kuzey Kafkasya’daki  durumunu zorlaştırdı Diğer taraftan da 1807 yılında İran ile Fransa arasında müttefiklik anlaşmasından sonra İran’a bazı yardımlarda bulunmuşlardı.Bir kaç Fransız mühendis Revan şehrinin kalesinin savunmasını kuvvetlendirmeye yardım etti.
1808 yılı Eylül ayının başlarında General Gudoviç 6.000 kişilik  ordu ve 12 topla Revan’a  doğru yürüdü.Gudoviç Karabağ’daki Rus gruplarının reisi general Nebolsin’e ordusuyla Nahçivan yönüne hareket etmeyi emretti.Nebolsin Nahçıvan’ı işgal edecek ve İran’ın Revan’a  yardım etmesini önleyecekti.
Revan Han’ı Hüseyin Gulu Han,Kaleyi 2000 askerle kardeşi Hasan Han’ın yönetimine bırakıp kendisi 5000 savaşçıyla kaleden çıkarak Haydarçay kıyısında ordugah kurdu.Rus  Generali Potemkin,Hüseyingulu Han’a saldırarak onun aklının karıştığı zaman Gudoviç’in yönettiği önemli kuvvetlerle Revan Kalesine yaklaşarak onu kuşattı.Hüseyingulu Han’ın şehre girme çabası başarısızlıkla sonuçlandı.Buna rağmen kardeşi Hasan Han ,kaleyi başarıyla savunmaya devam ediyordu.17-29 Kasım 1808  tarihinde General Gudoviç Revan’ı saldırıyla işgal etmeyi emretti.Fakat  Revanlılar direniyorlardı.Gudoviç kuşatmadan  vazgeçerek Tiflis’e dönmek için emir vermek zorunda kaldı.Böylece Rus ordularının Revan’ın işgali için gösterdikleri ikinci çaba  da boş çıktı.Revan’a  saldırının başarısız  olmasınada her halde Başkumandan Gudoviç’in yerini general Tosmasov’un almasının da etkisi olmuştur.Nihayet 1813 yılında I.Rus-İran Savaşı İran’ın  yenilgisiyle sonuçlandı.12-24 Ekim 1813 tarihlerinde Karabağ’ın Gülüstan Köyünde Rusya-İran  barış  antlaşması yapıldı.Bu antlaşmaya göre İran,Revan  ve Nahçıvan  istisna olmak üzere Kuzey Azerbaycan Hanlıklarından Rusya lehine vazgeçti.
İran bu yenilgiyi kabullenmiyordu. Bunun için de İngiltere ve Fransa’nın baskısıyla 1826 yılının Temmuz ayında yeniden Rusya ile savaşa başladı. Savaşın ilk günlerinde İran ordusu Kuzey Azerbaycan’ın içlerine doğru epey ilerlese de sonradan Rus ordusunun saldırısı sonucu geri çekilmek zorunda kaldılar.1-13 Ekim 1827 ‘de Rus orduları Revan kalesine güçlü saldırılar yaptılar. Top ateşine dayanamayan Revan ordusu şehrin yok oluşunu ve insanların ölümünü önlemek için teslim oldu. Bu zaferin karşılığında Çar Hükümeti General Paskeviç’e daha savaş bitmeden’’Graf Paskeviç İrevanski’’adını verdi
II.Rus-İran Savaşı’nda İran yenildi.10 Şubat 1828’de Tebriz şehri yakınlarındaki Türkmençay’da  yapılan antlaşmaya göre İran,Revan ve Nahçıvan Hanlıklarını Rusya’nın yönetimine verdi.
Rus Çarı.İ.Nikolay 21 Mart-2 Nisan 1828 tarihli fermanıyla Revan ve Nahçıvan Hanlıklarını kaldırarak yerinde’’Ermeni Vilayeti’’oluşturdu.Böylece Rus hükümeti Osmanlı ve İran’la sınırda  Ortodoks Hıristiyan’lar dan oluşan  bir Ermeni Devleti’nin temellerini  atmış oldu.
14 Eylül 1829’da Osmanlı İmparatorluğu ile Ruslar arasında imzalanan Edirne Anlaşması’nın 13.maddesi uyarınca, iki devlet arasındaki savaşa katılmış olan veya tavır ve hareketleriyle diğer tarafa yardımcı olan tebealarını tamamen affediyorlar ve bu göçmenlerin istedikleri yerlere göç etmeleri için 18 ay süre verilmişti.
Aynı şekilde, Ruslar tarafından işgal edilen ve Osmanlılara geri verilen yerler halkından olup da iki devletten birinin memleketine göç etmek isteyenlere de 18 ay müsaade edilecekti.
Sistemli, planlı, azimle çalışma sonucunda yüzyılın başında Ermenistan diye bir çocuğun doğumu gerçekleştiriliyor. Revan Hanlığın’ da yaşayan soydaşlarımız doğdukları topraklarda sistematik katliama uğramış, vatan topraklarını terk etmek zorunda kalmışlardır. Ermenistan hayaldi ve sonuçta gerçek olmuştur. 
Ekici YUNUS,Fırat Üniversitesi,Sosyal Bilimler Enstitüsü ,Tarih Anabilim Dalı VAKANÜVİS-Uluslar arası Tarih Araştırmalar Dergisi Mart 2017
  HYPERLINK "http://1905.az/tr/karabag-sorunu-ve -kurekçay-anlasmasi .Dr.Afgan" http://1905.az/tr/karabag-sorunu-ve -kurekçay-anlasmasi .Dr.Afgan VELİYEV .  17.01.2019
  HYPERLINK "http://www.virtualkarabakh.az" http://www.virtualkarabakh.az /tr//post-item/32/116/gullustan-treaty.html 17.01.2019
  HYPERLINK "http://1905.az/tr/turkmencay-antlaşmasi-ve-sonuçlari/" http://1905.az/tr/turkmencay-antlaşmasi-ve-sonuçlari/ 17.01.2019
  HYPERLINK "http://www.oncevatan.com.tr/revan-hanligi-makale,36509.html" http://www.oncevatan.com.tr/revan-hanligi-makale,36509.html 21.01.2019
  HYPERLINK "http://turk-alemi.blogspot.com/2015/07/irevan-revan-turk-hanlg.html" http://turk-alemi.blogspot.com/2015/07/irevan-revan-turk-hanlg.html  21.01.2019
  HYPERLINK "http://www.oncevatan.com.tr/revan-hanligi-makale,35609.html" http://www.oncevatan.com.tr/revan-hanligi-makale,35609.html            21.01.2019

Facebook Beğenenler

Yorum yapılmadı!

Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanabilirsiniz.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.