KAZIM KARABEKİR PAŞA VE IĞDIRIN ERMENİ ZULÜMLERİNDEN KURTULUŞU

Tarih : 2019-08-07 / Kategori : Kültür & Sanat

KAZIM KARABEKİR PAŞA VE IĞDIRIN ERMENİ ZULÜMLERİNDEN KURTULUŞU

        Öğretim Görevlisi Sözer AKYILDIRIM
         IĞDIR ÜNİVERSİTESİ

         Kazım Karabekir,23 Temmuz 1882 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Babası Mehmet Emin Paşa, annesi ise Hacı Havva Hanımdı.1900 yılında Harp okuluna girdi 1902’de mezun oldu.1905’te Erkan-ı Harbiye Mektebini birincilikle bitirdi. Kurmay yüzbaşı oldu. Kurmay stajını Manastır’da, üçüncü ordu emrinde tamamladı.1907’de Enver Bey (Paşa) ile birlikte  ittihat ve Terakki Cemiyeti’nin  Manastır (Makedonya’nın güney batısında yer alan tarihi bir şehir) şubesini kurdu.

         1909 yılında 31 Mart olayı patlak verince ( Meşrutiyet’in ilanından sonra İstanbul’da yönetime karşı yapılmış büyük bir ayaklanmadır. On üç gün sürmüştür. Rumi takvime göre 31 mart 1325’te,miladi 13 Nisan 1909 ‘da başlamıştır),Hareket Ordusu’nun ikinci Tümen Kurmay başkanı olarak isyanın bastırılmasında görev aldı.
        1912’de Balkan Savaşı’na katıldı.(1912-1913 yılları arası Osmanlının, Sırbistan, Bulgaristan, Yunanistan ve Karadağ devletlerine karşı aldığı yenilgilerdir. Ardından Arnavutluk’ta kaybedilmiştir)1914 ‘te yarbaylığa,1915’te albaylığa, 1918’de Mirlivalığa(Tuğ-Tümgeneral) yükseldi.2 Mart 1919’da Erzurum’daki 15.Kolordu komutanlığına atandı.
        * Karabekir Paşa Cihan Harbinin o zor zamanlarında Erzurum’a gelir. Ermeni Terör örgütlerinin Doğu Anadolu’daki katliamlarına şahit olur. Mondros Anlaşması yapılmış.30 Ekim 1918 Tarihi ile Doğu Anadolu’da bir Ermenistan Devletinin kurulmasının önü açılmıştır. Mondros Mütarekesinin 9. Maddesinde bu hüküm yer almıştır.11-26 Kasım 1918 tarihleri arasında Türk ordusu Batum, Ahıska, Bakü, Nahcivan, Ardahan, Kars’tan yani Kafkaslardan ve İran’ın Kuzeyinden Çekilmeye başlamıştır. 
        * 1877-78 Osmanlı Rus savaşını kazanan Rus Çarlığı Kafkas dağları üzerinden güneye inerek, Doğu Anadolu’nun büyük kentlerinden olan Kars, Batum ve Van’ı ele geçirmişlerdir. Yarım yüzyıla yakın bir süre Doğu Anadolu’nun kuzey bölgeleri Rus işgali altında kalmış, Rus Emperyalizmi, Batum-Kars- Van üçgeninde yeni bir Doğu Anadolu yapılanmasını kendi denetimleri altında gerçekleştirmeye çalışmışlardır. Doğu Anadolu’ya kuzey vilayetlerinden giren Ruslar, yarım yüzyıl içinde bütün Ermeni köylerini silahlandırarak, yeniden yapılandırmışlar ve Müslümanların bulunduğu kentleri basarak, yıkarak ve yakarak yok etmenin çabası içinde olmuşlardır.
         Balkanlar’daki Hristiyan toplulukları Osmanlı İmparatorluğu’ndan uzaklaştırmayı iyi bilen Ruslar, bu Hristiyan kesimlere Makedonya, Bulgaristan ya da Gürcistan ve Ermeni gibi Hristiyan unsurları çatısı altında toplayarak sahip çıkmayı bilmişlerdir. Bu aşamada Rusya ile Ermenistan yakınlaşmasının anlamı büyük olmuştur. Ruslar Kafkasya’dan Doğu Anadolu’ya doğru yönelirken kendileri gibi Ortodoks Hristiyan olan Ermenileri yanlarına almışlar ve din kardeşi oldukları bu küçük ülke ile birlikte, Bölge’deki Türk ve Müslüman halka karşı hegemonya arayışının içine girmişlerdir.
          Ruslar Ortodoks Ermenileri kullanarak, Doğu Anadolu topraklarını Rus Çarlığının sınırları içerisine katmaya çalışmışlar, bunu başaramayınca da kendi kontrolleri altında küçük bir Ermenistan devletinin Doğu Anadolu’nun tam ortalarında kurulabilmesi için etkin girişimlerde bulunmuşlardır. 
        *Rus Emperyalizmi ana hedef olan sıcak denizlere, Avrupa ülkelerinin karşı koyması yüzünden, Antalya’ya ulaşabilmenin yollarını aramış ve bu doğrultuda  Ermenileri silahlandırarak Müslümanlara ve Türklere karşı kullanmıştır
         Karabekir Paşa anılarında  gördüğü tabloyu şöyle anlatır:, Osmanlı Askeri ,Aras mıntıkasından çekildiğinden ekseriyet-i  Azime’yi haiz ve kesafeti-i  nüfusa malik olan Nahcivan ,Şahtahtı, Şerur, Vedi, Zengibasar, ve  Iğdır Havalisindeki Müslümanlar Nahcivan’da bir hükümet-i muvakkate ve Şura teşkil ettiler (Aras TÜRK Cumhuriyeti)  fakat bu esnada İngilizler devreye girer,Kars havalisinde yaptıkları gibi asker gönderirler, Tren  yollarını işgal ederek Tebriz ve Tiflis hattı üzerinde bulunan  mıntıkayı işgal ederler.24 Mayıs 1335 (1919)de 6000 kişilik kuvvetle  bölge ele geçirilir .Hükümet Ermenilere teslim edilir. Ermeni silahlı güçleri 27 mayıs 1335 ‘te İslam köylerine taarruza başlarlar. Aras mıntıkasında Nahcivan, Vedi, Revan mıntıkasında Vedibasar ‘da Erkekleri ve kadınları katl etmişlerdir. Ermenilerin Van ve Sason Alayları, ciddi katliamlar yapmışlardır
          Ermenilerin Nahcivan ve Şerür mıntıkasına taarruz ve baskın yaparken kumandanlarının kıtaatına verdikleri emirde aynen şu cümlemleler vardır:’’ Şerür ahalisini Aras çayına dökmek üçüncü Alay Kumandanının vazifesidir. Maksat Şah tahtı ve Kırvan karyelerini batırıp ora Müslümanlarını dahi Aras çayına dökmektir.14 Temmuz ve sonraki aylarda Ermeni katliamları, tecavüzleri işkenceleri ,çoluk çocuk demeden sürmüştür. Kadınların memeleri  kesilmiştir.
Ermeniler 12.8.1335’ günü Iğdır Mıntıkasında Molla Ömer cenubundaki Tavus gölü karyesine (Karye, Osmanlıca, resmi kayıtlarda köy yerine kullanılan kelimedir) baskın yaparak ahalisini kamilen katl ve ifna etmişlerdir.13.8.1335 günü Yukarı Katırlı,Aşağı Katırlı karyelerinin erkeklerini kamilen toplamışlar ve ekserisini  katletmişlerdir. Yine  o günlerde Alikos ,Parçanıs, Hamur kesen karyelerinin erkeklerini tefrik ederek ekserisini katletmişlerdir. Iğdır Civarında 21 İslam karyesine baskın vererek dağıtmışlardır. Müslümanlardan yakaladıklarını katletmişler, kadınlarını at üzerinde çıplak olarak Eçmiyazin’e   götürmüşler dir. Bu köylerden yedisinin ismi  Kulu bey, Kerim  Arkı, Can feda  ,Küllük, Yağcı ,Kiti’dir.
(Eçmiyazin,Erivan civarında bir yerleşim birimi,Ermeni Hristiyanlığının merkezi)
Ermeni Taşnak       çetesinin  önderlerinden biri olan Iğdırlı General  Dro ,Doğu Anadolu’da Erzurum ,Malatya, Van ,Elazığ ve Kafkaslarda ,    Karabağ ,Nahcivan havalisinde  katliamlarını ,tecavüzlerini sürdürür. Iğdır ‘ın ova köylerinde vahşet öylesine derindir ki, kan kokusu dört bir yanı sarmıştır.
Kadınlara köy meydanlarında, ahalinin önünde tecavüz edilmiş, çırılçıplak atlara bindirilerek Eçmiyazine götürülmüşlerdir. O  Eçmiyazin ki Ortodoks Ermeni çetelerin sevk ve idare edildikleri bir yerdi. Ortodoks Din adamları bu gözü dönmüş katilleri kutsayıp, Türk ve Müslüman ahalinin üzerine sürmüşlerdir
Yıllarca Iğdır’ın ova köylerinde yaşayan Ermeni vatandaşlarımız, komşuları olan Türk ve Müslüman ahaliyi öldürmekte bir mahzur görmemiştir. 1918-1920 arası Kaç ha kaç-dediğimiz olay yaşanmış, yöre insanlarımız dağları, taşları aşarak aç, susuz, yalınayak, canlarını kurtarmak için sersefil yollara düşmüştür. Dağlar bin bir zorluklarla doludur, arkalarında Ermeni Çeteleri, önlerinde eşkıyalar vardır.
Eşkıyanın Müslüman olması bir şeyi değiştirmemiş, kaçkınlar eşkıyalar tarafından soyulmuşlar bir darbede onlardan yemişlerdir. Öyle ki kadınların parmaklarında, kulaklarında, bileklerinde değerli ne varsa, alınmış, genç ve güzel kadınlar silah zoru ile kaçırılmışlardır. Dram o kadar büyüktür ki Arasın karşı tarafındaki Türk ve Müslüman ahalide aynı tecavüzleri yaşamıştır. Kurtuluş yolları katil Ermeni Taşnakçılar tarafından tutulmuştur. Aç sersefil dağlar aşılmış ve İran’a sığınmışlardır
Açlık ve sefalet İran’da da devam etmiştir. Hoy, Maku , Tebriz, Erdebil gibi şehirlere giden kaçkınlar, sefil ve perişan olarak bir darbede orada yemişler. İran’da  siyasi iç çekişmeler devam ederken, yokluk ve yoksullukta  insanların belini kırıyordu. Yıllar sonra bir gün gelen bir haber Kaçkınların korlaşmış yüreklerine su serpmişti.. Kazım Karabekir komutasındaki Türk ordusu, Ermeni güçlerini alt etmiş, gurbet ellerden vatan topraklarına dönüş başlamıştı.
IĞDIRIN ERMENİLERDEN KURTULUŞU: Kazım Paşa Anlatıyor:
Mütareke şartlarımızı kabul etmeyen Ermeniler ileri kıtalarımıza taarruz ederek birkaç neferimizi esir almışlardı.
11 Teşrinisani ‘de (KASIM) karargâhımı Gümrü’ye naklettim. Ve Gümrü şark sırtlarında mevzi alan Ermenilere karşı taarruz hazırlığına başladım ve Arpaçay’ın şarkında bazı mevkileri de işgal ettirdim. Ermeniler de 12 Teşrinisani ’de Iğdır’ı boşaltarak Aras şimaline çekildiler.
14 Teşrinisani (Kasım ayı) sabahleyin Ermeni mevzilerine karşı taarruzu başlattım. Bir kaç saatte Ermenileri yine iyi hırpaladık.7 Şehit ve 50 yaralı verdik.
Ermeniler şarka doğru çekildiler.582 maktul(ölü) bıraktılar, fakat sağ yanımızdaki Ermeni kıtaları yerlerinde duruyorlardı. Bunlara da 17 Teşrinisani’ de taarruz ettik. Öğleye doğru bunları da mağlup ederek cenuba doğru tard ettik.
15 Teşrinisani ’de Ermenilerin Şahtahtı müfrezemize taarruzu zayiatla tard olundu.3 ‘ü zabit olmak üzere 210 esir alındı. Alınan esirlerin sayısı 2000 bine vardı. Son darbelerden sonra Ermeniler mütareke şartlarımızı kabul ettiler.
17 Teşrinisanide saat 3 de karargâhıma gelen bir Ermeni erkân-ı harp yüzbaşısı Ermeni başkumandanı ve hariciye nazırının mütareke şartlarımızı kâmilen kabul ettikleri mektubunu getirdi.
18 Teşrinisanide Ermeni dâhiliye nazırı bir erkân-ı harp yüzbaşısı ile Karargâhıma geldi. Sulh muahedesi başlar başlamaz istediğimiz silahları vereceklerini ve hafif makinalı tüfekleri az olduğundan tedricen vermelerine müsaade rica etti, muvafakat ettim.
Mütareke şartı olarak Ankara’nın istediği biner mermisi ile 2000 tüfek, 3 batarya seri ateşli koşulu 40 makinalı tüfeği Ermenilerden alarak Şark cephesinin ilk zafer hediyesi olarak garp cephemize yola çıkardım.
25 Teşrinisanide (Kasım ayı) Gümrü’de reisliğim altında Ermeni Hatisyan heyeti ile muahedesini müzakereye başladık.27 Teşrinde Ermeni heyetine Sevr muahedesindeki imzalarını geri aldırdık. Bu günü bu meş’um muahedenin yırtıldığı bir gün olarak tes’id ettik. Ve   Ankara’ya da müjdeledim…

Facebook Beğenenler

Yorum yapılmadı!

Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanabilirsiniz.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.