Türk Konseyinin büyüklüğü, Doğu Nahçıvan'dan Batı Budapeşte'ye giden kardeşlik ve birlik yoludur.
         Azerbaycan'ın başkenti Bakü, bir sonraki uluslararası törene ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Bu kez, 15 Ekim’de, Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi’nin (Türk Konseyi) 7. Zirvesi Bakü’de yapılacak. Bu olay bir dizi önemli konuyu ele alıyor. Her şeyden önce, bu yılın Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi'nin kuruluşunun birinci yıldönümünü işaret ettiği belirtilmelidir. Taraflar, son 10 yılda 2009 yılında Türk Dili Konuşan Devletlerin İşbirliği Konseyi'nin temellerini atmış olan Nahcivan Anlaşması şartlarına uygun olarak organizasyonu geliştirmek için büyük çaba harcadılar. Kaderini sürekli genişleten Türk Konseyi, Nahcivan’da kurulması ve ilk yıldönümünü Bakü'de sürdürmesi ile her Azerbaycanlı ile gurur duyuyor.

         Şu anda Bakü Zirvesi için ciddi hazırlık çalışmaları devam etmektedir. Hem kurumun İstanbul'daki sekreteri hem de zirveye ev sahipliği yapacak olan Azerbaycan, Türk Konseyi'nin yeniden canlandırılmasının dinamizmini korumakla ilgileniyor. Kuruluşun yıldönümünü kutlayan Bakü Zirvesi, önemli kilometre taşları içeriyor.
          Kuşkusuz, Özbekistan Devlet Başkanı Shavkat Mirziyoyev ve Macaristan Cumhurbaşkanı Janos Ader de zirveyi daha onurlu hale getirecek. Konunun bir devamı olarak, iki gerçeği daha dile getirmeye değer. Nahcivan Anlaşmasının Özbekistan Cumhuriyeti tarafından onaylanması 14 Eylül 2019'da tamamlandı. Diğer bir konu, 20 Eylül'de Budapeşte'de Türk Dili Konuşan Devletlerin İşbirliği Konseyi ofisinin açılmasıdır. Etkinliğe Türk Konseyi, Azerbaycan, Türkiye, Kazakistan ve Kırgızistan'dan delegasyonlar, bu ülkede akredite olmuş diplomatik birliklerin temsilcileri, Macar yetkililer, yerel topluluk temsilcileri, Türk akademisyenler, bu ülkelerin diasporası üyeleri ve diğer konuklar katıldı.
           Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi Sekretaryası, Özbekistan’ın Türk Konseyi’ne kabulü ve Macaristan’da ofisinin açılışı hakkında da bir bildiri yayınladı. Ayrıca, Türk Konseyi üyeleri her iki olayı da takdir etti. Tüm açıklamalarda, kuruluşun saflarının genişlemesinin, genişleyen işbirliğine ivme kazandıracağı garanti edildi.
            Özbekistan, her zaman Türk dünyasının yanı sıra Büyük İpek Yolu üzerindeki Semerkant, Buhara ve Hiva kentleri ile birlikte Türk-İslam tarihinin ekonomik ve kültürel merkezlerinden biri olmuştur. Ayrıca zengin ulusal ve tarihi mirasıyla dünya medeniyetine önemli katkılarda bulunmuştur. Günümüzde Özbekistan, bir "coğrafi merkez" olarak sadece kardeş ülkeler için değil, bir bütün olarak bölge için yeni bir gelişme aşaması sunuyor. Özbekistan Asya’da olduğu gibi önemli coğrafi konumlara sahip olan Macaristan’da Avrupa’da önemli jeopolitik konumlara ve bağlantılara sahiptir. Bu iki ülkenin Türk Konseyine yakınlaşması oluşumun gücünü daha da artıracaktır.
Geride kalan on yılda Türk Konseyi teşkilatına üye olan ülkeler için önemli işler başarmıştır. Onlardan biri de Türkiye-Azerbaycan Devlet İşbirliği Konseyi ve Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi tarafından ortaklaşa düzenlenen "Hocalı soykırımı, insanlığa ve teröre karşı suçlar" konulu uluslararası konferansı oldu. 22 Şubat 2017'de Ankara'da Türkiye-Azerbaycan ilişkilerini büyük bir zevkle analiz etmesi, Konferansa Azerbaycan ve Türkiye hükümetinin temsilcileri, büyükelçiler, milletvekilleri, Ankara'da faaliyet gösteren uluslararası örgütlerin temsilcileri, önde gelen bilim insanları,  sosyal ve kültürel faaliyetler yapan sivil toplum örgütleri katıldı. 
Dünyanın dört bir yanındaki önde gelen medya kuruluşları, Hocalı soykırımı, insanlığa karşı suçlar ve terörle ilgili uluslararası bir konferans düzenlemenin önemini Azerbaycan diplomasisinin büyük bir başarısı olarak değerlendirdi. Konferans, Hocalı soykırımı konusundaki uluslararası organizasyonun ilk etkinliği olarak belirtildi. (https://azertag.az/xeber/ Ankara, Hocalı soykırımı ve terörizmle ilgili uluslararası bir konferansa ev sahipliği yaptı - 1037445).

Tweet