Korona virüsü tüm dünyayı kısa bir sürede psikolojik açıdan son derece olumsuz etkilemiş durumda. Ardı ardına yapılan açıklamalar ve artan vaka sayıları da toplumda panik havası yaşatmıştır. Özellikle sosyal medyada virüsle alakalı doğru yanlış birçok bilgiye maruz kalmaktayız.

 

 

Hemen hemen her sohbetin konusu haline gelmiş olan korona virüsü insanlarda acaba virüs bana da bulaştı mı? Sorusunu akıllara getiriyor. Dikkatimizi olması gerekenden fazla bir şekilde bedenimize yöneltmiş durumdayız. Her öksürdüğümüzde, ateşimizde bir değişim söz konusu olduğunda, nefes darlığı sorunu yaşadığımızda (bu belirtiler koronanın da belirtileri) bunların yanı sıra kalp ritmimizde değişimi fark ettiğimizde, hapşırdığımızda vs. bile kafamızın içinde felaket çanları çalmaya başlıyor. Şu an toplumda kaygı yüksek bir seviyede. Aslında bilinmelidir ki kontrol edilebilen stres faydalı bir strestir çünkü yaşadığımız kaygı sağlığımıza ve hijyenimize özen göstermemizi sağlıyor. Ellerimizi temiz tutmamız gerektiğini, sabun ve suyla yıkamamız gerektiğini, çok sık kullandığımız selamlaşma şeklimiz olan öpüşme, sarılma ve tokalaşmaya dikkat etmemizi sağlıyor. Fakat kaygının kontrolsüz bir şekilde olması abartılı olduğu için zarar vermeye başlar. Kontrol duygusu burada çok önemli. Kontrolü kaybetme hissi krizi paniğe hatta paranoyaya dönüştürür.

 

Salgın hakkında bir fikriniz yoksa Sağlık Bakanlığının web sitesinde yayınladığı yeni koronavirüs (covid-19) hakkında detaylı bilgilere erişim sağlayarak bilinçlenmelisiniz. Bilgisizlik insanda daha fazla korku uyandırabilir.

 

Son olarak söylemek isterim ki eğer şüpheniz varsa size en yakın sağlık kuruluşuna gitmeniz siz ve çevreniz için en iyisi olacaktır. 

Okuduğunuz için teşekkürler...