Emir ŞIKTAŞ
1990 da yükselen işkal altında yaşamaya son verme mücadelesinde, Bakü Özgürlük meydanı milyonlarca Azerbaycan Türkünü ağırlıyor.
Bağımsızlık uğruna hapislerde yatmış, işkenceler çekmiş, hayatını feda etmiş binlerce Türk gibi eminliği, dürüstlüğü, bağımsızlık davasına bağlılığı, halkını seven değerli bir insan Ebülfez Elçibey  kürsüde konuşuyor. Coşkulu kalabalık alkışlarla, sevgi seliyle destek veriyor.

Rus tankları halkın toplanmasını önleyememiş fakat fırsat kolluyorlar ki halkın üzerine tankları sürsünler. Bekledikleri de oluyor. Halk, “Rus ordusu ülkemizden defol" diye tanklara tepki gösterince saldırıya geçer Rus tankları. Savunmasız, silahsız, olaysız protesto edilmeyi bile hazmedemeyen kızıl ordu, içindeki ermeni askerlerinde kışkırtması ile saldırıyor özgürlük meydanına. Tankların önüne, halka saldırmasınlar diye canlı kalkan olan, tankın önünden kaçmayan yüzlerce gencimizi şehit ederler. Yüzlercesi yaralanır. Elinden geleni ardına koymayan Kızıl ordu, Azerbaycan’da katliam yaptıktan sonra ülkeyi terk eder. 
Böylece Elçibey liderlik görevini bir nefer gibi yerine getirir ve rahmetli Mehmet Emin Resulzade’den sonra ikinci Cumhurbaşkanı seçilir. 
Ülkeyi düzeltmeye çalışırken hırsından çatlayan kızıl ordu hemen Karabağ meselesini yaratır. Hep toprak alma peşinde olan Rus yalakası Ermeniler Rus kızıl ordusuyla birlikte Karabağ’a saldırırlar. Oyun belli; Ermenistan’ın anlaşma gereği sınırlarını koruyoruz bahanesi ile Karabağ’ı işkal etmek. Ermeni çetelerine ayrıca her türlü malzeme Rusya’dan gidiyor, tüm silahlar, cephaneler, tanklar Kızıl ordunun atadığı Ermeni komutanların emri ile Ermenilere bırakılmakta..
Yeni bağımsızlık almış Azerbaycan halkı askere gittiğinde kızıl ordu içinde, mesleki işlerde, tamirat, basit onarım işlerinde hep görevlendirilmişler, silahlı eğitim alamamışlar, bilinçli olarak verilmemiş. Üst düzeyde Türk komutan hemen hemen hiç yetiştirilmemiştir kızıl orduda.
Zaten sanat, musiki, edebiyat düşkünü bir Türk halkı olarak zaten silahı pek sevdiğimizde söylenemez.
Bu şartlarda devletin bekası için mücadele ederken Cumhurbaşkanı rahmetli Elçibey’e, Karabağ’da savaşması gerekirken, devlete baş kaldıran Suret Hüseyinof gibiler yönetimin çalışma azmini kırdılar. 
Nahçivan’da bulunan Haydar Aliyev, Politbüro’da yönetimde olan 5 kişiden biri olması münasebetiyle, devlet yönetiminde daha tecrübeli olacağı fikri oluşunca 3. Cumhurbaşkanı rahmetli Haydar Aliyev Azerbaycan Cumhuriyeti Milli Meclisinin başına geçer. 
Azerbaycan'da 15 Haziran Günü Milli Kurtuluş Günü olarak ülke genelinde gerçekleştirilen halk konserleri ve çeşitli etkinliklerle kutlanılıyor.
Azerbaycan Milli Kurtuluş Günü
Azerbaycan Cumhuriyeti, bağımsızlığının ilk yılları olan 1991 yılında bir dizi önemli siyasal, toplumsal ve ekonomik sorunlarla karşılaşmış, özellikle de Ermenistan-Azerbaycan Dağlık Karabağ savaşının etkisiyle devlet olarak ayakta kalabilmenin zor dönemlerini yaşamıştır. 
1993 yılına doğru devam eden gelişmelerin ciddiyeti karşısında o dönemde Nahçivan Özerk Cumhuriyeti yönetiminde bulunan, Haydar Aliyev  Bakü'ye davet edilmiştir. Rahmetli Haydar Aliyev 9 Haziran 1993 yılında Nahçivan'dan Bakü'ye gelerek halkın kurtuluş misyonunu üstlenmiştir. 
Bu süreçte Haydar Aliyev hem yılların politikacısı olmanın tecrübeleri, hem de Azerbaycan toplumunda yüzyıllardır yerleşmiş aksaklık kısa süre içerisinde devam etmekte olan ülke içi kaos ortamını kontrolü altına almış, toplumsal mutabakatı sağlamayı başarmıştır. 
Gelişmeleri takiben dönemin devlet temsilcilerinin yoğun talebiyle 15 Haziran 1993 tarihinde Azerbaycan Cumhuriyeti Yüksek Konseyi'ne (Parlamento) başkan seçilmiştir. İşte bu tarih, Azerbaycan halkının hafızasına Milli Kurtuluş Günü olarak yerleşmiştir. 
1997 yılından itibaren Azerbaycan halkı tarafından kutlanan Milli Kurtuluş Günü' ne 1998 yılında ülke parlamentosu tarafından resmi devlet statüsü verilmiştir.
Milli Kurtuluş Günü kutlu olsun..

Tweet