Emir Şıktaş

İbrahim Peygamberin oğlu İsmail Peygamberin yerine  gönderilen koçtan sonra hayvandan Kurban edilmesi  ile Kurban bayramında kurbanlar kesmekteyiz.

Yine bir Kurban Bayramını tekrar idrak etmeye hazırlanmaktayız.

Çoğumuz, ekonomik gücümüze göre Kurban’da yalnız başımıza koyun vs. kesmekteyiz. Bir kısım insanımız ise büyük baş hayvanlardan alıp ortaklaşa kesmekteler.

Cumartesi günü yaşayacağımız Kurban bayramı öncelikle tüm Türk halkımıza ve  dünyadaki  Müslüman din kardeşlerimize mübarek olsun.

Bu yıl Corona virüsü nedeniyle, Hac ziyaretine mecbur olup da gidemeyenler ve hastalık nedeniyle Kabe’ye ziyaretin kısıtlanması üzüldüğümüz fakat elde olmayan nedenlerden olduğu için hayırlısı olsun dediğimiz durumlardan.

Kurban, aslında İslam da bir paylaşma şeklidir.

Zenginlerin ( tokların), açların halinden anladığı, imkanı olanların yoksul, garibanlara, kurban eti paylaşımı ile nafakalarını temin etmeye yardımcı oldukları, yardımlaşma yolu  ile oluşan güzellik ve vicdanen rahatladığımız için sevinç ve huzur dolacağımız gün olacaktır .

“Kurban kesimi Hac ziyaretinin bitimi ile İbrahim peygamberin oğlu İsmail’i kurban edişini temsilen Kabe de kesilen mecburi kurbandır” derdi  Rahmetli hoca Ziyaettin Karakoyunlu.  Cuma hutbelerinde bunu özellikle vurgulardı.

“Hac ziyaretinde olmayanların kestiği kurbanın mecburi olmadığını, fakat kesilmesinin sünnet olduğunu, çok sevap işlendiğini, hayır iş, fakir komşu, tanıdık, ihtiyaçlı olanlara dağıtılması ile herkesin eşit bayram etmesinin sağlandığını, mübarek, kutsal bir güzellik olduğunu” anlatırdı rahmetli Karakoyunlu hoca.

Mecburi olarak, kazanç dolayısıyla yapmak zorunda olunan Hac ziyaretinde kesilen Kurban etlerinin zay edilmeden Afrika ve benzeri üçüncü dünya ülkelerine ulaştırılması da İslamiyet topluluğunun önemsediği paylaşımların içinde yer almalıdır.

Suudi Arabistan’ın bu kesilen hayvanları dağıtmak yerine toprağa gömdüğü iddiaları insanlık adına üzüntü verici bir hadise.

Keza, yanı başlarındaki Yemen’in açlıktan, sefaletten ve Suud ailesinin egosundan dolayı katliam yaşadığı da herkesçe bilinmekte.

Yine, Müslüman ülkeleri arasında birlik eksikliği olduğunu, bunca silahlanıp batıya para dağıtarak ayakta durmaya çalıştıklarını, batının silah gücü ile yönetimdeki ailelerin saltanatlarını koruduklarını görüyoruz.

Müslüman olup da farklı milliyetlere mensub  olan devletlerin milliyetlerine göre ayrıştırıldığı, Müslüman kimliğinin yerini mezhep kimliğini koyarak mezhep gözlüğü ile değerlendirilmeleri üzülerek görmekteyiz. Bu batılıların salyalarını akıttıkları istedikleri sonuç, fakat İslam dininin ise yara aldığı acı neticedir.

Bugün Türkiye Cumhuriyetimiz, batıyı karşısına alarak Filistin için mücadele etmekte, Pakistan, Libya, Azerbaycan ve diğer Türk devletleri hariç Müslüman devletlerin hiçbiri desteklememektedir. Müslüman kardeşlerimiz, Kıbrıs, Terör örgütleri, Ermeni’lerin yanında olduklarını,  peyki oldukları devletlerin istekleri üzerine söylemekteler.

Türk  Dünyası olarak her yıl olduğu gibi bu yılda Kurban bayramında kestiklerimizi paylaşma  arzusunun en yükseklerde olacağını umut etmekteyiz.

“Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir” diyen Peygamberimizin sözü, başta zenginlerimize ve sonra da orta sınıf olarak gücümüzün yettiğince bizlere kılavuz olmalıdır.

Tüm Türk ve Müslüman Alemine Kurban Bayramı şimdiden mübarek olsun.

Tweet