27 eylül sabah saatlerinde Ermenistan ordusunun provokasyon temelli saldırısı karşısında Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri, otuz yıldan beri işgal altında tutulan topraklarını düşmandan geri almak için "Karabağın özgürlüğü yolunda harb harekatı" başlattı. Kısa zamanda muzaffer Azerbaycan Ordusu bir il ve 22 yaşam merkezini geri aldı. Başın sağ olsun Vatan, Şehit ve yaralılar var!... 

Bölgede neler oluyor, savaş olmayabilir miydi? Şu an en çok sorulan bu sorunun cevabını bulmak için Azerbaycan topraklarının nasıl işgal edildiğini bilmemiz lazım. Azerbaycan Halk Cumhuriyeti 1920 yılında Sovyet Rusya tarafından işgal edildi. Üç yıl sonra Zengezur bölgesi yasadışı olarak Azerbaycan’dan koparıldı ve sonuç olarak Nahçıvan, Azerbaycan’dan ayrı düştü. Burada esas amaç gelecekte Nahçıvan’ı olası işgale karşı savunmasız kılmak ve Türkiye ile Türk dünyası arasına bozguncu bir duvar yani Ermenistan’ı sokmaktı. İlerleyen zamanda yetmiş sene Azerbaycan’ı esarette tutan Sovyetler Birliği sükut-u hayale uğradı ve Azerbaycan için bağımsızlığı yeniden elde etmek için bir çok fırsat oluştu. Tam da bu süreçte Ermeniler, Sovyet yönetiminin yardımı ile yeniden Azerbaycan’a karşı arazi iddiasında bulunarak Dağlık Karabağ’da savaş başlattılar. Moskova Azerbaycan’ın elini kolunu bağlarken Ermenileri silahlandırmaya başladı. Moskova’nın çifte standartlara dayanan politikası 20 Ocak 1990 faciası ve 1992 yılı Hocalı soykırımının gerçekleşmesine sebep oldu ve bu süreç işgalle sonuçlandı. Ermenistan işgal amacına ulaşmak için Dağlık Karabağ ve çevresindeki 7 yaşam alanındaki sivil ahaliyi hedef aldı, Bakü dahil birçok büyük şehirde terör saldırıları düzenledi ve nihayetinde ahali arasında Ermeni terörü korkusu oluşturuldu. 
Azerbaycan, devlet olma durumunu kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyaydı. 1993 yılında halkın talebi üzerine milli lider Haydar Aliyev  seferberlik ilan ederek ermeni saldırılarını durdurdu. Fakat topraklarımızın %20si artık işgal altındaydı. 1994 yılı Azerbaycan’ın geleceğe yönelik petrol stratejisinin temeli atıldı. Milli lider Haydar Aliyevin söylediği "Bir millet iki devlet" sloganı adım adım gerçekleşmeye başladı. Fakat iki devlet için de işgal altında kalan topraklar hep kanayan yara olarak kaldı. Bu uzun süreç içerisinde Ermenistan defalarca ateşkesi bozarak kadın, çocuk, yaşlı demeden sivilleri hedef aldı. 
Ermenistan, BM tüzüğünü ve diğer uluslararası yasal yükümlülükleri ağır şekilde ihlal etmiş, Azerbaycan’a karşı askeri saldırı başlatarak, Dağlık Karabağ bölgesini işgal etmiştir. BM Güvenlik Konseyi, 822,853,874 ve 884 sayılı kararları ile Ermeni birliklerinin işkal altında tuttuğu Azerbaycan topraklarından tamamen ve koşulsuz olarak geri çekilmesini talep ediyor. İşgalci taraf uluslararası hukuku hiçe saydı. Fakat şuan bunlardan değil, şu anki savaşa sebep olan provokasyonlardan bahsedeceğiz. 
Ermenistan ordusu, 12 Temmuz tarihinde sınırın Tovuz bölgesinde Azerbaycan mevzilerine top atışları da dahil saldırıda bulunmuş ve Azerbaycan ordusunun karşılık vermesi sonucu kayıp vererek geri çekilmiştir. Çatışmanın ilk günlerinde, Azerbaycan ordusundan biri üsteğmen 4 asker hayatını kaybetmiş, 4 asker yaralanmıştır. Sonraki günlerde, devam eden çatışmalarda Azerbaycan ordusundan, biri Tümgeneral Polat Haşimov olmak üzere 8 asker şehit oldu. Ermenistan silahlı kuvvetleri ateşkesi sert şekilde ihlal etmiş ve topçu birliğini kullanarak Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerinin Ermenistan-Azerbaycan sınırına yakın Tovuz bölgesindeki Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerine ait mevzileri hedef almıştır. Azerbaycan Silahlı kuvvetlerinin karşı ateşi sonucu ermeni silahlı kuvvetlerinin saldırısı önlenmiştir. Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerinin dikkatli manevrası sonucunda Ermeni tarafı hiçbir toprak kazanımı elde edememiştir. 
21 Eylül, Dünya Barış Günü’dür. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 1981’de 57. bileşiminde Genel Kurulun açılış günü olan ve her Eylül’ün üçüncü salı gününü, "Uluslararası Barış Günü" olarak ilan etmiştir. Yıllar sonra Genel kurul, 21 Eylülü Barış Günü olarak kabul etti. Birleşmiş Milletler, barış gününde dünya çapında çatışmaları önlemeyi ve barışın tesis edilmesi yolunda bilinçlenmeyi amaçlamaktadır. Barış, her milletin temel arzusudur. Ne yazık ki, tarihte olduğu gibi bugün de büyük güçler, Azerbaycan ve Türkiye'nin barışçıl niyetlerine aynı şekilde karşılık vermiyorlar. Bu durumda, bir yandan işgalci Ermenistan ,öte yandan asılsız iddialarla ortaya çıkan Yunanistan’ın izlediği politikalar ülkemiz için tehdit haline gelmiştir. Bazı Avrupa ülkeleri, borçlarla boğuşan Yunanistan’ın silahlandırıp Türkiye ye karşı kışkırtıyor. Bununla Doğu Akdeniz’de tansiyonu artırıyorlar.
Ermenistan ve Yunanistan işgalci devletlerdir. Ermenistan Azerbaycan topraklarının yüzde yirmisini askeri işgal altında tutuyor. Yunanistan ise son yıllarda Ege Denizindeki adaları işgal ederek ekonomik sorunlarla boğuşan kendi halkına karşı itibar kazanmaya çalışıyor. Çünkü her iki ülke de COVID-19 enfeksiyonuyla savaşamıyorlar.
Uluslararası hukuka göre Azerbaycan'ın bir parçası olan ve 30 yıldır Ermeni işgali altında olan Dağlık Karabağ, Ermenileştirilmeye çalışılıyor. 4 Ağustos'ta Beyrut'ta meydana gelen büyük patlamanın ardından Ermenistan, Lübnanlı Ermeniler, Ermenistan işgali altındaki topraklarda ve özellikle Dağlık Karabağ'da kalıcı olarak yerleştirmeye çalışması dikkat çekiyor. Ermeni basını, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın eşi Anna Hakobyan'ın, Karabağ'daki Ermeni ordusuna ait askeri bir üste, bir haftalık askeri kursa katıldığını bildirdi. Haberlere göre, 25-31 Ağustos tarihleri arasında, 15 Ermeni kadınla birlikte kursa katılarak, çeşitli asker beceriler kazandılar. Dağlık Karabağ'da defalarca sözde seçimler yapdı. Böylelikle geçen otuz yıllık ermeni işgali halkımızın hafızasında ağır psikolojik travma olarak kaldı. işgal altındaki topraklarda geniş çaplı soykırım gerçekleşti. Bu süreçte topraklarımızın bereketinden faydalanamadık. Bir milyondan fazla soydaşımız tüm mahrumiyetlere rağmen umutla yaşadı. Ermeniler her şeyi talan ettiler. Azerbaycan’da sivil hedefin Ermeni Ordusu tarafından hedeflenmesi devam ediyor, Azerbaycan Başsavcılığından yapılan açıklamada, Ermenistan ordusunun 6 Eylül saat 21.00 sularında Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı'nın Yevlah ilinden geçen kısmına füze saldırısı düzenlediği belirtildi.
Bugün hak adaletin ve zaferin yolundayız. Sonuç olarak son çatışmalardan bahsedelim. 27 Eylülden itibaren Azerbaycan’ın devlet tarihinde altın harflerle yazılacak "Karabağ’ın özgürlüğü yolunda harb harekatı" başlamıştır. Bu savaş şehitlerimizin kanı ile devlet tarihimize şerefli bir sayfa açmakta. Şehit vermek çok acı... Son günlerde de zor durumda olan Ermenistan Bakü ye yakın bölgelere ve büyük şehirlere füze saldırıları gerçekleştiriyor. Ermenistan doğrudan aileleri hedef alıyor. Bu bir savaş suçudur. Naftalan ilinde 27 Eylül’de Ermenistan silahlı kuvvetlerinin silahlı saldırısı sonucu 14 yaşlı Fidan Kurbanova ve 13 yaşlı Şehriyar Qurbanov dahil bir ailenin beş ferdi öldürüldü. Toplamda ölenlerin sayı 30 ulaştı. Ermenistan tarafının PKK teröristlerini savaşta kullandığının kanıtı olarak teröristlerin kimliklerinin tespiti olmuştur. 
Karabağ’ın özgürlüğü kazanmak Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerinin manevi borcudur. Milli ordumuzun şu anki durumu için Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ve halkına bir gönül borcumuz var. Silahlı Kuvvetlerin ortak eğitimleri ve tatbikatları savaşta çok önemli sonuçlar vermekte. Bu günlerde defalarca Ermenistan ve Azerbaycan arasında devam eden bir sıkıntı olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ecdadın asırlar boyunca yerine getirdiği bu görevi Kafkaslar'da neyse yine yerine getirmeye devam edeceğiz. Dost ve kardeş Azerbaycan'a karşı Ermenistan tarafından yapılan saldırıları şiddetle kınadığımızı belirtmek istiyorum." diye konuştu.
Fakat ne yapabiliriz ki, tarih bize Ermenistan gibi kurnaz riyakâr yalancı ve doyumsuz bir komşu nasip etmiştir. Azerbaycan Halkının morali yüksektir. Baş Komutan Sayın Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in çevresinde tek yürek gibi bir slogan altında birleşen 50 milyonluk Azerbaycan Halkı var " Karabağ Azerbaycan’dır!". Zafer yakındır. Onun kokusunu alıyor tadını hissediyoruz. Azerbaycan Ordusu büyük kahramanlık sergileyerek milli kimliğimizin sembolü olan Karabağ’ı geri alıyor. Azerbaycan halkı adına Türkiye'ye, verdiği destekten ötürü teşekkür eden Aliyev, "Başta kardeşim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, Türkiye'nin bize ilk andan itibaren gösterdiği destek, özel bir öneme sahiptir. Bu çatışmanın büyümemesi için Türkiye'nin net tavrı çok önemli. Bu da çok sayıda farklı aktöre uyarı oldu. Türkiye uluslararası camiada güçlü bir konuma sahip. Karabağ'daki çözüm sürecinde yer almalıdır." değerlendirmesinde bulundu. 

                                                                                       Azerbaycan'ın AZERTAC Türkiye büro başkanı  Dr. Sabir Şahtahtı,

Foto Galeri

Tweet