“Ermenistan’dan gelen en büyük tehdit kaynağı gözümüzden kaçmış” Komite başkanı uluslararası kuruluşları göreve çağırdı

Tarih : 2021-01-11 / Kategori : Gündem

“Bölge için büyük bir tehdit kaynağı olan Metsamor Nükleer Santrali faaliyetlerini sürdürüyor ve ne yazık ki, bölge ülkeleri ve uluslararası kamuoyu bu olaya yeterince tepki vermiyor. Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarını işgal etmesi uzun yıllar gözardı etti. Ancak olası herhangi bir kaza bölgede radyoaktif kirlenmeye neden olacaktır. “

Ankarabaku.com’un haberine göre, bu sözleri basına yaptığı açıklamada Azerbaycan Milli Meclisi Doğal kaynaklar, enerji ve ekoloji komitesi başkanı Sadık Kurbanov söyledi. Milletvekili önce nükleer santralin coğrafyasına dikkat çekerek santralin Türkiye sınırına 16 km, İran sınırına 60 km, Azerbaycan sınırına 120 km, Gürcistan sınırına 110 km, Iğdır’a 28 km ve tarihi İrevan şehrine 25 km uzaklıkta yer aldığını belirtti. 1976 yılında devreye sokulan iki üniteli nükleer santralin her ünitesinde bir VVER-440 reaktörünün kullanıldığını vurgulayan Kurbanov bu reaktörlerin eski nesil olduğunu ve koruyucu kılıflarının olmadığını sözlerine ekledi.

Milletvekili 1982 yılında Metsamor Nükleer Santrali’nin makine dairesinde büyük bir yangın çıktığını hatırladığını söylüyor. Onuın sözlerine göre, 4. blokların inşası 1983’te başladı, ancak 1986’daki Çernobil kazasından sonra durduruldu: “1988’deki Spitak depreminden sonra, eski SSCB liderliği hem Çernobil kazasının hem de Spitak depreminin sonuçlarından korktu. Ocak 1989’da Metsamor Santrali’nin tamamen kapatılmasına karar verildi, Ünite 1 kapatıldı ve Ünite 2’yse iptal edildi. Merkez üssü Metsamor’a 75 km uzaklıkta ve 7.0 büyüklüğünde bir deprem Spitak şehrini yok ederek 25.000 kişinin ölümüne yol açtı.”

Komite başkanı, 1995 yılında, enerji krizi nedeniyle uluslararası kuruluşların protestolarına rağmen Ermenistan hükümetinin Metsamor Nükleer Santrali’ni yeniden çalıştırmağa başladığını söyledi. “Ermenistan hükümeti 2014 yılında nükleer santralin faaliyetini 2026 yılına kadar uzatmaya karar verdi. Bu amaçla Rusya Hükümeti Ermenistan’a 270 milyon dolar kredi ve 30 milyon dolarlık hibe sağladı, ancak bu fonlar santralin güvenli çalışması için yeterli değil, çünkü santralde kullanılan VVER-440 reaktörü ilk nesil ve 8 büyüklüğünde bir deprem için tasarlandı. “Rosatom tarafından ne kadar yeniden inşa edilirse edilsin, Metsamor ömrünün sonuna gelmiştir ve sadece bölge için tehdit oluşturmaktadır.”

Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Birliği’nin Doğu Ortaklığı da dahil olmak üzere uluslararası kuruluşların Metsamor nükleer santralinin tamamen kapatılmasını desteklediklerini kaydeden Kurbanov “Ulusalararası kuruluşlar açıklamalarını nükleer santralin tamamlanması ve sismik olarak aktif bir bölgedeki konumuna dayandırıyorlar” – dedi.

Nükleer santraldeki herhangi bir kazanın Ermenistan’da ve ardından bölge ülkelerinde radyoaktif kirlenmeye yol açarak çevre felaketine yol açabileceğini vurgulayan milletvekili demecini şöyle sürdürdü: “Ayrıca, Ermenistan’ın Metsamor nükleer santralinde radyoaktif atık işleme ve kullanma potansiyeli yok. Nükleer santrallerde her yıl binlerce ton katı ve sıvı radyoaktif atık üretiliyor, bu atık nasıl bertaraf ediliyor? Ermenistan’da en basit gömme yöntemi bile mümkün değil. Sıvı radyoaktif atık Aras Nehri’ne dökülüyor. Bu durumsa nehir suyunun zehirlenmesine ve bunun sonucunda Azerbaycan topraklarının radyoaktif kirlenmesine yol açıyor.”

Kurbanov daha sonra “Ne yazık ki, ilgili uluslararası kuruluşlar bir tehlike kaynağı olan nükleer santralin kapatılmasında ısrar etmiyorlar. Rapor ve açıklamalarla yetiniyorlar. Ancak son nükleer kazalar bunu kanıtlıyor. Eski santral, on milyonlarca insanın bulunduğu bir bölge için büyük bir tehdit. Bu nedenle, bölge ülkelerinin çabalarını koordine etmesi ve uluslararası toplumun dikkatini Metsamor nükleer santralinin kapatılmasına çekmesi gerekiyor.”