Mağaranın giriş kapısı eski Rus yapımı duvarlardan oluşan mağara ilk girişte insanı etkilemekte, nefes alıp verdikçe  rahatlatmakta. 
Iğdır Üniversitesinin önce tuzdan imal edilmiş lamba vs üretmeye başlaması ile Rektör Prof. Dr. Mehmet Hakkı Alma’nın dikkatlerini üzerine çevirdiği tuz mağarasından bir bölümün düzenlendiğine, dinlenme, terapi odaları oluşturma yolunda epey merhale kat edilmiş olduğunu gördük.
Bizlere mağara gezisinde eşlik eden ve tanıtan görevli Mahmut bey,  tuz terapi  merkezinin  ziyaretçileri eksik olmuyor, isteğimiz mağaraların yöremiz halkı başta olmak üzere turizme kazandırılması, yerli ve yabancı turistin görmesi olduğunu belirtti. 
Tuz mağarasının yörede en geniş alana sahip bir yer olduğu bilinmekle birlikte, projelerin serka tarafından onaylanması ile terapi merkezinin daha çok dikkat çekeceğini belirtmekteler.
Tuz mağarası sonunda travertenler benzeri şekilde  terapi merkezi oluşturulduğu dikkatlerden kaçmadı. Dinlenme odaları yine destek ve yapılmayı beklemekteler. 
Mağaranın sonunda oluşmuş küçük gölün el ve ayak yaralarına iyi geldiği, mantar ve benzeri hastalıkları tedavi ettiği yaşayan biri tarafından anlatıldı.
Hatta mağara arkasında oluşmuş olan gölün ise çok şifalı olduğu fakat şu an hazır olmadığı belirtildi. 
Iğdır Üniversitesini üstlendiği bu görevdeki başarısından dolayı hoca Rektör Alma’yı ve ekibini kutluyorum. 
 Iğdır Valiliği ve   Tuzluca Kaymakamlığını gösterdikleri özenli ve sorunsuz çalışmadan dolayı Iğdırlılar adına teşekkür ederiz. Iğdıra hastane olabilecek büyüklükte bir alan oluşturulması nefes darlığı çeken, akciğer sorunu olan insanlar için önemli elbette. Emir Şıktaş