Diğer toplumlara da bize hoş gelen bu yaptığımız işleri kabul ettirmeye çalışmaktayız. 
Doğu toplumları köklerinden kopmadığı aşiretçilik yapısını devam ettirdiği, başka toplumlarda da olmasını istediği ve zevke düşkün, fakir, mesleği olmayan genç nüfusa sahiptir. 
Ekonomik olarak yoksul olsalar dahi tüketici toplum olmaktalar.  
Kendi içlerinde uyguladıkları uygunsuz davranışları kültür olarak benimsemekte ve nargile içmek gibi, sokakta sesli konuşmak gibi, elleriyle yemek yemek gibi işleri normal sayıp gittikleri toplumda da yapmaya devam etmektedirler.
Baskın kültürler homojen toplumlarda yerini başka kültürlere çok geç bırakmakta, yanlış olduğunu öğrenseler dahi vazgeçmek istememekteler, ancak yeni doğan nesil onların yerini alana kadar. 
İnsanlarımızı, özellikle gençlerimizi göçebe gelen toplumların kötü kültürlerinden koruya bilmek adına ve bizim toplum ile  gelenlerin entegresi düşüldüğünde, bir potada eritip yakınlaştırabilmek için sosyal çalışmaların olması, toplumların kültür yapıları da dikkate alınarak eğitimler geliştirilmesi gerekmektedir. 
Eğitimsiz, cahil, kötü kültürle yetişmiş, kırıp, döken, kirleten, zararlı işler yapan insanlarla, toplumla diyalog kuramayan insanları topluma kazandırmak gerçekten zor bir süreci gerektirmektedir. 
Bunun sonucu da haksızlıkların çoğalması, ekonomik sıkıntı, üretmeden hazır yiyiciler oluşması demektir. 
Bu yükü kaldırmak her devletin harcı değildir.                     Emir Şıktaş 

Kaynak: Haber Merkezi