BABA DOSTLARI

Tarih : 2022-08-10 / Kategori : Kültür & Sanat

BABA DOSTLARI

Emir Şıktaş
Hep dostluk üzerine şiirler, yazılar yazılmakta iken, gerçek candan dostlarla, sıradan dostları da ayırt etmek durumunda kalmaktayız.

Gerçek dostlukla, laf olsun diye dostluk kuranların farkları gözle görülür şekilde olmakta elbette. Başın dara düştüğünde gittiğin dost gerçek dostsa kapıda karşılar ve ne gerekiyorsa yapar. 
Sıradan dost olanlar ise ya evde yoktur dedirtir, ya da birileri vasıtasıyla "biz selamını iletiriz hayırdır bize söyle" diye önem vermeden geçiştirir.
Babanın biri oğlunun dostları olduğunu ve çok samimi olduklarını öğrenir. Dostlarına çok güvenen oğul, dostlarıyla yiyip içmekte, baba paralarını har vurup harman savurmaktadır.
Baba, Oğula sorar; Oğlum dostlarına çok mu güveniyorsun? Oğul; evet Baba; öyleyse dostlarını bir deneyelim, sahiden senin güvendiğin gibi güvenilir insanlar mı?
Baba, bir koyun keser, derisini bir torbaya yerleştirir, oğluyla dostlarına gönderir ve der ki; dostlarına söyle elimden bir kaza çıktı bir kişiyi öldürdüm, cesedi torbadadır, onu nasıl yok edelim. Oğul, her dostunun evine gittiğinde ve olayı anlattığında dost dedikleri hemen itiraz ederler ve  “bizi bu işe karıştırma, bizden uzak dur” derler.
Oğul gelir ve durumu babasına anlatır. 
Baba'nın beklediği gibi olay gelişince baba oğlunu bu sefer kendisinin eski dostlarına yönlendirir.
Oğul, Baba dostunun kapısına varır ve hemen içeri alınır, burada "başına bir hal geldiğini, elinden kaza çıktığını, bu nedenle cesedi saklaması gerektiğini, yardıma ihtiyacı olduğunu açıklar.
Baba sının yıllardır tanıdığı dostu hiç tereddüt etmeden “oğul, dostumun oğlu benim oğlumdur, hemen cesedi getir, evimin içinde bir yer kazıp gömelim, sonranı düşünürüz der. Çuvaldaki postu ceset bilerek baba dostu alır ve evini kazıp gömer. 
Oğul, baba dostuna veda eder ayrılır ve gelir babasının yanına ve der ki “baba, beni affet gerçek dostun zor günde belli olduğunu anladım. Geniş zamanda herkes dostum dermiş ama gerçek dostlar senin eski dostun gibi zor zamanda belli olurmuş.” 
Baba da “her şeyin yenisi, dostun eskisi kıymetlidir” demiş atalar gibi.
Rahmetli Babam H. Salih Şıktaş’ın dostlarını anmak istedim bu yazımda. Öyle dostluklardı ki yıllarca özel sırlarını paylaşmışlardı. Başları sıkışınca gecenin bir vakti köyden köye at sırtında gidip, destek alırlardı. Ekmeklerini, sularını, ceplerindeki harçlıkları paylaşmışlardı. Büyük çoğunluğu rahmete gittiler. Gençlerden bazıları hayatta. İsimlerini tek tek yazarsam unuttuklarım olur, kırılanlar, darılanlar olur. Fakat her köyde bir baba dostumuzun olduğunu biliyorum. Her hafta sonu oğulları olarak bizler veya özel taksiyle gider o hafta şehirde göremediği veya rahatsız diye gelemeyen dostlarını ziyaret eder, sohbet ederdi. Aynı şekilde dostları da şehre geldikleri vakit, üşenmeden, bıkmadan gazeteye kadar gelir, çay-sohbet faslından sonra izin isteyip giderlerdi. 
Biz dostluğu, dost olmanın getirilerini, zorluğunu, tadını büyüklerimizden böyle öğrendik.
Gerçek dostluk, kendinden ödün veren, çıkarsız ve doğal dostluklardır.
Bu dünya kimseye baki kalmazmış,
İnsanın serveti, varı dostlardır.
Vefasızdan, vefalı dost olmazmış,                                                                                                                                        Çalışsan kazancı, kârı dostlardır.

Facebook Beğenenler

Yorum yapılmadı!

Yorum yapmak için aşağıdaki formu kullanabilirsiniz.

Yorum Yaz!

E-Posta adresiniz yayınlanmayacaktır.
* İşareti olan alanlar gereklidir.

Kerbela

Kerbela Sayfası