Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nde (SSCB) üst düzey görevlerde bulunan Aliyev, bağımsızlıktan sonra iç savaş tehlikesi, Dağlık Karabağ savaşı ve ekonomik krizlerle mücadele eden ülkesinin başına geçerek kurtarıcı rolü oynadı. Aliyev, Azerbaycan'da saygı ve minnetle hatırlanıyor. Ömrünü hem SSCB hem de bağımsızlık döneminde ülkesine ve halkına adayarak Azerbaycanlıların büyük kısmının sevgisini kazanan Haydar Aliyev'in hatırası, halkın kendisine verdiği ulusal lider anlamındaki "Umum millî” lider" unvanıyla yaşatılıyor.
Haydar Aliyev'in halkına hizmet ve Azerbaycan için mücadeleyle geçirdiği dolu dolu 80 yıllık ömrü, 10 Mayıs 1923'te Azerbaycan'a bağlı Nahcivan Özerk Cumhuriyeti'nde başladı. Nahcivan Pedagoji Teknik Okulundan 1939'da mezun olan Aliyev, daha sonra Azerbaycan Sanayi Enstitüsü Mimarlık Fakültesine kayıt yaptırdı fakat İkinci Dünya Savaşı'nın çıkmasıyla buradaki eğitimini tamamlayamadı.
Aliyev, 1941-1944 yıllarında Nahcivan Özerk Cumhuriyeti İçişleri Komiserliği Gizli Arşiv Dairesinin müdürü ve Nahcivan Halk Komiserliği Konseyinde şube müdürü görevlerinde bulundu. Başarılı çalışmaları ve analiz yeteneği yöneticilerin ilgisini çeken Aliyev, 1944'te SSCB Devlet Güvenlik Komitesinde (KGB) işe alındı. Kariyerini KGB'de sürdüren Aliyev, 1967'de Azerbaycan KGB'si Başkanı olarak atandı ve kendisine tümgeneral rütbesi verildi. Aliyev, 1969'da Azerbaycan Komünist Partisi Merkezi Komitesi Genel Sekreteri seçildi ve 1982'ye kadar bu görevde bulunarak Azerbaycan'ı yönetti. Moskova'ya davet edilerek 1982'de SSCB Komünist Partisi Merkez Komitesi Siyasi Bürosu üyeliğine seçilen Aliyev, SSCB yönetiminde söz sahibi 19 kişiden biri oldu ve aynı yıl SSCB Bakanlar Konseyi Başkanı Birinci Yardımcısı görevine atandı.
Aliyev, 1987'de SSCB Komünist Partisi Merkez Komitesi Siyasi Bürosunun ve SSCB Sekreteri Mihail Gorbaçov'un yürüttüğü politikalara itiraz ederek istifa etti ve 1990'da Azerbaycan'a döndü. SSCB'nin dağılma sürecinde ülkesinin sorunlarına kayıtsız kalmayan Aliyev, yeniden siyaset sahnesine atıldı ve 1990'da hem Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti hem de Nahcivan Özerk Cumhuriyeti milletvekili seçildi.
Dağlık Karabağ'da Ermenilerin toprak taleplerine karşı SSCB yönetiminin ikiyüzlü politikasına itiraz ederek 1991'de Komünist Partiden istifa eden Aliyev, 1991'de parlamento niteliğindeki Nahcivan Yüksek Konseyi Başkanı seçildi ve ilgili yasalar gereği Azerbaycan Yüksek Konseyi Başkan Yardımcısı oldu. Azerbaycan'ı istikrara kavuşturdu: Azerbaycan bağımsızlığını ilan edince de Nahcivan’daki görevini sürdürdü ve 21 Kasım 1992'de, bugün iktidarda olan Yeni Azerbaycan Partisini kurdu.
Haydar Aliyev, iç savaş tehlikesini bertaraf etmesi için halk tarafından Bakü'ye davet edildi ve 15 Haziran 1993'te Azerbaycan Yüksek Konseyi Başkanı seçildi. Aliyev, 3 Ekim 1993'te yapılan seçimleri kazanarak cumhurbaşkanı oldu ve ülkesinin sorunlarını çözmek için tam gücüyle çalışmaya başladı.
Dağlık Karabağ'da, 1991'de başlayan savaşın devam ettiği ve Ermenilerin Azerbaycan topraklarını işgal ettiği zor bir dönemde cumhurbaşkanı seçilen Aliyev, orduyu güçlendirmekle işe başladı. Silah ve mühimmat teçhizatı daha iyi hale getirilen Azerbaycan ordusu, karşı hamlelerde bulunarak Ermenistan ordusunun saldırılarını önledi. Bişkek'te 4-5 Mayıs 1994'te, Azerbaycan ve Ermenistan arasında ateşkes yapılması konusunda protokol imzalandı ve şiddetli çatışmalar durduruldu. Yönetimi yasa dışı yollarla ele geçirmek isteyen bazı güçlerin çıkarttığı isyanları diplomatik manevralarla bastıran Haydar Aliyev, halkın desteğiyle iç karışıklıklara son verdi ve ülkenin istikrar sürecine adım atmasını sağladı.
Ekonomik kalkınmanın temelini attı: Haydar Aliyev, 7 ülkeden 11 şirketle, Azerbaycan'ın en büyük petrol yatağı Azeri-Çırak-Güneşli (AÇG) havzasının işletilmesini ve petrolün dünya pazarlarına çıkartılmasını öngören "Asrın Anlaşması’nı imzalayarak ülkenin ekonomik gelişiminin temelini attı. Cumhurbaşkanlığı döneminde referandumla evrensel demokratik değerleri yansıtan anayasa kabul edildi ve Haydar Aliyev, idam cezasını kaldırdı. Yönetimi döneminde başta Türkiye olmakla Türk dili konuşan ülkeler, Rusya, ABD ve Avrupa ülkeleriyle iyi ilişkiler kurarak ülkesinin uluslararası arenadaki yerini pekiştirdi.
Aliyev, 11 Ekim 1998'de yapılan seçimde yüzde 76,1 oy alarak yeniden cumhurbaşkanı seçildi. 15 Ekim 2003'te yapılan seçimlerde de aday oldu fakat sağlık sorunları nedeniyle adaylığını İlham Aliyev lehine geri çekti. Haydar Aliyev, 12 Aralık 2003'te tedavi gördüğü ABD'de hayatını kaybetti ve 15 Aralık'ta Bakü'deki Fahri Hiyaban'da defnedildi.
"Türkiye'yi gerçek anlamda çok seviyordu. Haydar Aliyev, Türkiye-Azerbaycan dostluğunun da mimarıdır. 'Türkiye ve Azerbaycan bir millet iki devlettir' sözleri ona aittir. Haydar Aliyev, Türkiye-Azerbaycan arasındaki güçlü ve sarsılmaz dostluk bağının temelini atan kişidir. Azerbaycan bugün de Haydar Aliyev'in belirlediği 'Türkiye-Azerbaycan dostluğu' stratejik çizgisine sadıktır." 20 Ocak 1990‘da Kızıl Ordu’nun Bakü’de gerçekleştirdiği büyük baskından dolayı Moskova'daki Azerbaycan temsilciliğine gelerek burada bir bildiri yayımladı. Bildiride Sovyet Rusya’nın bu yaptığı kanlı olayı protesto etti ve olayla ilgili kişilerin cezalandırılmasını talep etti.Dağlık Karadağ sorununun baş göstermesi ile başlayan süreçte SSCB’nin politikalarını eleştirdi. İstediği sonuçları alamaması üzerine 1991 yılının Haziran ayında Sovyetler Birliği Komünist Parti üyeliğinden istifa etti Hayatının geri kalanını geçirmek üzere Azerbaycan’a dönen Haydar Aliyev, bir süre Nahcivan’da kaldı. Burada Azerbaycan Yüksek Sovyet'i milletvekili olarak görev yaptı. 1991 ile 1993 yılları arasında Nahcivan Otonom Cumhuriyeti Yüksek Meclisi Başkanlığı ve Azerbaycan Cumhuriyeti Yüksek Sovyet'i Başkanlığı gibi görevlerde bulundu. Ayrıca 1992 yılında Nahcivan’da düzenlenen parti kongresinde, Yeni Azerbaycan Partisi’nin parti başkanı seçildi. 24 Temmuz 1993 tarihinde Haydar Aliyev, Milli Meclis’in kararı doğrultusunda Azerbaycan Cumhurbaşkanı olarak göreve getirildi. Kısa bir süre sonra gerçekleşen 3 Ekim 1993 seçimlerinde de halk bir kez daha Haydar Aliyev’i cumhurbaşkanı seçti.11 Ekim 1998 tarihinde gerçekleştirilen genel seçimlerde de sonuç değişmedi ve Haydar Aliyev, oyların %76’sını alarak bir kez daha Azerbaycan Cumhurbaşkanı seçildi. 15 Ekim 2003 tarihinde yapılacak olan bir sonraki genel seçimlerde de halk Haydar Aliyev’in aday olmasını istese de sağlık durumunun kötüye gitmesi sebebiyle bunu kabul etmedi.
Babasından aldığı mirası en iyi şekilde koruyacağına inanan halk, oğlu İlham Aliyev’i 2003 seçimlerinde Cumhurbaşkanı olarak seçti. Seçimlerden kısa bir süre sonra Haydar Aliyev’in rahatsızlığı ciddi boyutlara ulaştı ve tedavi için gittiği ABD’de 12 Aralık 2003 tarihinde vefat etti.Haydar Aliyev birçok ödül, nişan ve yine birçok ülkenin fahri doktora unvanına sahip oldu. 4 kez Sovyetlerin Lenin Nişanını alan Aliyev, Kırmızı Nişan gibi Sovyetlere ait birçok nişan daha kazandı ve iki defa Sosyalist Kahraman ilan edildi. 13 Nisan 1999‘da Türkiye Cumhuriyeti’nin o zamanki Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından kendisine “Atatürk Barış Nişanı” layık görüldü. Azerbaycan bugün de Haydar Aliyev'in belirlediği 'Türkiye-Azerbaycan dostluğu' stratejik çizgisine sadıktır.
, “Aliyev Nahcivan'ı yönettiği 1991-1993 yıllarında Aras Nehri üzerinden Dilucu ile Sederek’i bağlayan ‘Hasret Köprüsü’ veya ‘Umut Köprüsü’ olarak bilinen köprünün açılışını yaparak Türkiye ile Azerbaycan arasında resmi sınır kapısının açılışına öncülük etmiştir.Zengin devlet yönetimi, tecrübesi ve potansiyeli bulunan Azerbaycan Cumhurbaşkanı Türk Dünyası'nın birliği için bir lider olarak büyük işler yapmıştır. * Azerbaycan'ın ekonomik, politik, sosyal problemlerinin çözümünde Türk Dünyası'nın potansiyel imkânlarından yararlanmak;
* Türk Dünyası'nın kuvvetlerini birleştirmek, herhangi bir Türk devletinin problemlerinin çözümünde Türk Dünyası'nın birlikte hareketini temin etmek;
* Türk Dünyası'nın uluslararası imajının daha da güçlendirilmesine çalışmak ve bunun için her bir bağımsız Türk devletinin imkanlarından yararlanmak.
"Ekonomik Taraftaşlık Organizasyonu” ülkelerinin Türkiye’nin, İran’ın, Pakistan’ın, Afqanistan’ın, Kazakistan’ın, Özbekistan’ın, Türkmenistan’ın, Kırgızistan’ın, Tacikistan’ın, Azerbaycan'ın kullanılmamış zengin tabii servetleri, ihtiyatları vardır.
Onların birlikte kullanımı asıl Müslüman intibahına çevrilecek ve tüm beşeriyetin kalkınması yolunda yararını gösterecektir”. Bu başvuruda Türklük ideolojisinin en az üç tarihi değeri bulunmaktadır:1) Ayrı ayrı Türk devletlerinin bağımsızlığının gösterilmesi;
2) Türk ve umumen Müslüman dünyasının birliğine çalışılması;
3) Bu birliğin dünyada harmoni yaratılmasında hizmet etmesi
Haydar Aliyev Türk birliğinin kalkınmasında kardeş Türkiye'nin varlığına her zaman çok değer vermiş ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün tarihi rolünü değerlendirmiş, onu "Yirminci yüzyılın beşeriyete verdiği büyük dehalarından" saymıştır.Mustafa Kemal ATATÜRK ve Azerbaycan’a Bakışı:
"Azerbaycan’ın sevinci bizim sevincimiz, kederi bizim kederimizdir."
Atatürk'ün Resulzade'ye hitaben gönderdiği mesajında, (Azerbaycan lehçesinde)
"Mehemmed Emin Bey, men dünyaya senden üç sene erken göz açmışam. Ancag bütün Türk aleminde Türkün istiglal bayrağını sen galdırmışsan ve bayrag enmesin deye, men senin elinden alıb Türkiye üzerinde dalğalandırmışam. Enmez demişsen bu bayrag, enmeyecektir. “ (Mustafa Kemal Atatürk)“Bir gün SSCB çökecek, o zaman Türkiye Türkleri dili bir, dini bir, soy kökü bir olan Azerbaycan’daki Türk kardeşlerinin yanında olmaya hazır durumda olmalıdırlar. Milletler buna nasıl hazırlanıyor? Manevi köprülerini sağlam atarak. dil bir köprüdür, inanç bir köprüdür, tarih bir köprüdür. Köklerimize inmeli, olayların böldüğü tarihimizin içinde bütünleşmeliyiz. Onların bize yaklaşmasını beklememeliyiz, bizim onlara yaklaşmamız gerektir”. (Mustafa Kemal ATATÜRK)1927’de Birleşik Krallığın eliyle yasadışı olarak Kacar Türk Devleti`nin yerine getirilen Muhammed Reza Pehlevi ile anlaşarak arazi değişikliği yapılmasına muvaffak olmuştur. Bunun için Pehlevilere belli bir miktarda para ödeyen Atatürk’ün bu emeğinin sonucu olarak Türkiye ile Azerbaycan arasında on bir bin kilometre uzunlukta sınır bölgesi oluşturulmuştur.
“Coğrafi vaziyeti göz önüne getirilirse, gerçekten Azerbaycan`ın Asya’daki kardeş hükümet ve milletler için bir temas ve dayanak noktası olduğu görülür. Mustafa Kemal Atatürk’ün Azerbaycan’a gösterdiği ilgi Milli Mücadele döneminde de dikkati çekmektedir. TBMM adına Doğu Cephesi Kumandanlığına gönderdiği 1 Aralık 1920 tarihli bir yazı, Türkiye`nin bundan böyle Türk Dünyasına ve Azerbaycan’a karşı izleyeceği politikanın ana hatlarını göstermesi açısından büyük önem taşımaktadır. O’nun Kazım Karabekir Paşa’ya konuyla ilgili şöyle bir yazı göndermesi dikkate değerdir:
“Azerbaycan`ın tamamen ve cidden müstakil bir devlet haline girmesine taraftarız ve bunun temini için Rusları gücendirmemek ve kuşkulandırmamak şartıyla gerekli çalışmalarda bulunacaktır. Bu babda memleketin petrol vs. gibi kendi iktisadi kaynaklarına sahip olması için yine aynı şartla çalışılacaktır.Haydar Aliyev; “Atatürk’ün yarattığı Türkiye, sadece Türkiye Cumhuriyeti için değil, tüm Türk dünyası ve özellikle de Azerbaycan için önemlidir” derdi.
Atatürk’ü Türk dünyasının tarih boyunca çıkardığı en büyük insan olarak nitelendirilen Haydar Aliyev, TBMM’de yaptığı konuşmasında; “Bana sorarsanız, Atatürk’ün Türk milletine verdiği en büyük eser nedir, buna cevap verebilmek o kadar kolay değildir. Ama Atatürk’ün bıraktığı en önemli eser; O’nun yarattığı, kurduğu ve yaşattığı Türkiye Cumhuriyeti’dir” demişti.
Haydar Aliyev göreve başladığında ülkesinde Kiril alfabesi yürürlükteydi. Atatürk’ün Latin alfabesine verdiği önemi her zaman gündeme getiren Haydar Aliyev, 2001 yılında Kiril alfabesinin kaldırılmasına öncülük ederek Latin alfabesinin kabulünü sağladı
Azerbaycan’da Atatürk Merkezi’nin kuruluşunu ise 15 Mart 2001 günü şöyle açıklamıştı:
“Benim teşebbüsümle Azerbaycan’da Atatürk’ün öğrenilmesi, araştırılması için bir merkez kuruyoruz. Bu merkez bağımsız bir kuruluş olacaktır. Hem İlimler Akademisi hem de üniversitelerimizin bu alanda en yetişmiş adamları burada yer alacaklardır. Ben de Azerbaycan Cumhurbaşkanı olarak bu merkezin fahri başkanıyım. İnanıyorum ki, bu merkez Azerbaycan ile Türkiye arasındaki tarihi ilişkilerin ne denli çok olduğunu ilmen araştıracak ve meydana çıkaracaktır.”Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev, Türkiye-Azerbaycan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi (YDSİK) toplantısı sonrası ortak basın toplantısı düzenledi. Toplantıda 'Her zaman Azerbaycan'ın yanında olacağız demiştir.Haydar Aliyev’in düşüncesinin en başarılı takipçisi Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Türkiye’ye, Türklüğe sevgisi sadece bir Türk bağlılığı değildir, hem de ulu babalarımızdan bize miras kalan ve göz bebeği gibi korunarak gelecek nesillere emanet verilmeli bir Azerbaycanlılık, Türkçülük ahlakıdır.
Temel prensiplerinde dahi Atatürk’ün "Yurtta sulh, cihanda sulh" fikri dayanan Türkçülük ideolojisi Türkiye ve Azerbaycan’ın dostluk sloganıdır.
“Bir millet iki devlet” gibi. Rahmetle Anıyoruz.
Haydar Aliyev'in halkına hizmet ve Azerbaycan için mücadeleyle geçirdiği dolu dolu 80 yıllık ömrü, 10 Mayıs 1923'te Azerbaycan'a bağlı Nahcivan Özerk Cumhuriyeti'nde başladı. Nahcivan Pedagoji Teknik Okulundan 1939'da mezun olan Aliyev, daha sonra Azerbaycan Sanayi Enstitüsü Mimarlık Fakültesine kayıt yaptırdı fakat İkinci Dünya Savaşı'nın çıkmasıyla buradaki eğitimini tamamlayamadı.
Aliyev, 1941-1944 yıllarında Nahcivan Özerk Cumhuriyeti İçişleri Komiserliği Gizli Arşiv Dairesinin müdürü ve Nahcivan Halk Komiserliği Konseyinde şube müdürü görevlerinde bulundu. Başarılı çalışmaları ve analiz yeteneği yöneticilerin ilgisini çeken Aliyev, 1944'te SSCB Devlet Güvenlik Komitesinde (KGB) işe alındı. Kariyerini KGB'de sürdüren Aliyev, 1967'de Azerbaycan KGB'si Başkanı olarak atandı ve kendisine tümgeneral rütbesi verildi. Aliyev, 1969'da Azerbaycan Komünist Partisi Merkezi Komitesi Genel Sekreteri seçildi ve 1982'ye kadar bu görevde bulunarak Azerbaycan'ı yönetti. Moskova'ya davet edilerek 1982'de SSCB Komünist Partisi Merkez Komitesi Siyasi Bürosu üyeliğine seçilen Aliyev, SSCB yönetiminde söz sahibi 19 kişiden biri oldu ve aynı yıl SSCB Bakanlar Konseyi Başkanı Birinci Yardımcısı görevine atandı.
Aliyev, 1987'de SSCB Komünist Partisi Merkez Komitesi Siyasi Bürosunun ve SSCB Sekreteri Mihail Gorbaçov'un yürüttüğü politikalara itiraz ederek istifa etti ve 1990'da Azerbaycan'a döndü. SSCB'nin dağılma sürecinde ülkesinin sorunlarına kayıtsız kalmayan Aliyev, yeniden siyaset sahnesine atıldı ve 1990'da hem Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti hem de Nahcivan Özerk Cumhuriyeti milletvekili seçildi.
Dağlık Karabağ'da Ermenilerin toprak taleplerine karşı SSCB yönetiminin ikiyüzlü politikasına itiraz ederek 1991'de Komünist Partiden istifa eden Aliyev, 1991'de parlamento niteliğindeki Nahcivan Yüksek Konseyi Başkanı seçildi ve ilgili yasalar gereği Azerbaycan Yüksek Konseyi Başkan Yardımcısı oldu. Azerbaycan'ı istikrara kavuşturdu: Azerbaycan bağımsızlığını ilan edince de Nahcivan’daki görevini sürdürdü ve 21 Kasım 1992'de, bugün iktidarda olan Yeni Azerbaycan Partisini kurdu.
Haydar Aliyev, iç savaş tehlikesini bertaraf etmesi için halk tarafından Bakü'ye davet edildi ve 15 Haziran 1993'te Azerbaycan Yüksek Konseyi Başkanı seçildi. Aliyev, 3 Ekim 1993'te yapılan seçimleri kazanarak cumhurbaşkanı oldu ve ülkesinin sorunlarını çözmek için tam gücüyle çalışmaya başladı.
Dağlık Karabağ'da, 1991'de başlayan savaşın devam ettiği ve Ermenilerin Azerbaycan topraklarını işgal ettiği zor bir dönemde cumhurbaşkanı seçilen Aliyev, orduyu güçlendirmekle işe başladı. Silah ve mühimmat teçhizatı daha iyi hale getirilen Azerbaycan ordusu, karşı hamlelerde bulunarak Ermenistan ordusunun saldırılarını önledi. Bişkek'te 4-5 Mayıs 1994'te, Azerbaycan ve Ermenistan arasında ateşkes yapılması konusunda protokol imzalandı ve şiddetli çatışmalar durduruldu. Yönetimi yasa dışı yollarla ele geçirmek isteyen bazı güçlerin çıkarttığı isyanları diplomatik manevralarla bastıran Haydar Aliyev, halkın desteğiyle iç karışıklıklara son verdi ve ülkenin istikrar sürecine adım atmasını sağladı.
Ekonomik kalkınmanın temelini attı: Haydar Aliyev, 7 ülkeden 11 şirketle, Azerbaycan'ın en büyük petrol yatağı Azeri-Çırak-Güneşli (AÇG) havzasının işletilmesini ve petrolün dünya pazarlarına çıkartılmasını öngören "Asrın Anlaşması’nı imzalayarak ülkenin ekonomik gelişiminin temelini attı. Cumhurbaşkanlığı döneminde referandumla evrensel demokratik değerleri yansıtan anayasa kabul edildi ve Haydar Aliyev, idam cezasını kaldırdı. Yönetimi döneminde başta Türkiye olmakla Türk dili konuşan ülkeler, Rusya, ABD ve Avrupa ülkeleriyle iyi ilişkiler kurarak ülkesinin uluslararası arenadaki yerini pekiştirdi.
Aliyev, 11 Ekim 1998'de yapılan seçimde yüzde 76,1 oy alarak yeniden cumhurbaşkanı seçildi. 15 Ekim 2003'te yapılan seçimlerde de aday oldu fakat sağlık sorunları nedeniyle adaylığını İlham Aliyev lehine geri çekti. Haydar Aliyev, 12 Aralık 2003'te tedavi gördüğü ABD'de hayatını kaybetti ve 15 Aralık'ta Bakü'deki Fahri Hiyaban'da defnedildi.
"Türkiye'yi gerçek anlamda çok seviyordu. Haydar Aliyev, Türkiye-Azerbaycan dostluğunun da mimarıdır. 'Türkiye ve Azerbaycan bir millet iki devlettir' sözleri ona aittir. Haydar Aliyev, Türkiye-Azerbaycan arasındaki güçlü ve sarsılmaz dostluk bağının temelini atan kişidir. Azerbaycan bugün de Haydar Aliyev'in belirlediği 'Türkiye-Azerbaycan dostluğu' stratejik çizgisine sadıktır." 20 Ocak 1990‘da Kızıl Ordu’nun Bakü’de gerçekleştirdiği büyük baskından dolayı Moskova'daki Azerbaycan temsilciliğine gelerek burada bir bildiri yayımladı. Bildiride Sovyet Rusya’nın bu yaptığı kanlı olayı protesto etti ve olayla ilgili kişilerin cezalandırılmasını talep etti.Dağlık Karadağ sorununun baş göstermesi ile başlayan süreçte SSCB’nin politikalarını eleştirdi. İstediği sonuçları alamaması üzerine 1991 yılının Haziran ayında Sovyetler Birliği Komünist Parti üyeliğinden istifa etti Hayatının geri kalanını geçirmek üzere Azerbaycan’a dönen Haydar Aliyev, bir süre Nahcivan’da kaldı. Burada Azerbaycan Yüksek Sovyet'i milletvekili olarak görev yaptı. 1991 ile 1993 yılları arasında Nahcivan Otonom Cumhuriyeti Yüksek Meclisi Başkanlığı ve Azerbaycan Cumhuriyeti Yüksek Sovyet'i Başkanlığı gibi görevlerde bulundu. Ayrıca 1992 yılında Nahcivan’da düzenlenen parti kongresinde, Yeni Azerbaycan Partisi’nin parti başkanı seçildi. 24 Temmuz 1993 tarihinde Haydar Aliyev, Milli Meclis’in kararı doğrultusunda Azerbaycan Cumhurbaşkanı olarak göreve getirildi. Kısa bir süre sonra gerçekleşen 3 Ekim 1993 seçimlerinde de halk bir kez daha Haydar Aliyev’i cumhurbaşkanı seçti.11 Ekim 1998 tarihinde gerçekleştirilen genel seçimlerde de sonuç değişmedi ve Haydar Aliyev, oyların %76’sını alarak bir kez daha Azerbaycan Cumhurbaşkanı seçildi. 15 Ekim 2003 tarihinde yapılacak olan bir sonraki genel seçimlerde de halk Haydar Aliyev’in aday olmasını istese de sağlık durumunun kötüye gitmesi sebebiyle bunu kabul etmedi.
Babasından aldığı mirası en iyi şekilde koruyacağına inanan halk, oğlu İlham Aliyev’i 2003 seçimlerinde Cumhurbaşkanı olarak seçti. Seçimlerden kısa bir süre sonra Haydar Aliyev’in rahatsızlığı ciddi boyutlara ulaştı ve tedavi için gittiği ABD’de 12 Aralık 2003 tarihinde vefat etti.Haydar Aliyev birçok ödül, nişan ve yine birçok ülkenin fahri doktora unvanına sahip oldu. 4 kez Sovyetlerin Lenin Nişanını alan Aliyev, Kırmızı Nişan gibi Sovyetlere ait birçok nişan daha kazandı ve iki defa Sosyalist Kahraman ilan edildi. 13 Nisan 1999‘da Türkiye Cumhuriyeti’nin o zamanki Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından kendisine “Atatürk Barış Nişanı” layık görüldü. Azerbaycan bugün de Haydar Aliyev'in belirlediği 'Türkiye-Azerbaycan dostluğu' stratejik çizgisine sadıktır.
, “Aliyev Nahcivan'ı yönettiği 1991-1993 yıllarında Aras Nehri üzerinden Dilucu ile Sederek’i bağlayan ‘Hasret Köprüsü’ veya ‘Umut Köprüsü’ olarak bilinen köprünün açılışını yaparak Türkiye ile Azerbaycan arasında resmi sınır kapısının açılışına öncülük etmiştir.Zengin devlet yönetimi, tecrübesi ve potansiyeli bulunan Azerbaycan Cumhurbaşkanı Türk Dünyası'nın birliği için bir lider olarak büyük işler yapmıştır. * Azerbaycan'ın ekonomik, politik, sosyal problemlerinin çözümünde Türk Dünyası'nın potansiyel imkânlarından yararlanmak;
* Türk Dünyası'nın kuvvetlerini birleştirmek, herhangi bir Türk devletinin problemlerinin çözümünde Türk Dünyası'nın birlikte hareketini temin etmek;
* Türk Dünyası'nın uluslararası imajının daha da güçlendirilmesine çalışmak ve bunun için her bir bağımsız Türk devletinin imkanlarından yararlanmak.
"Ekonomik Taraftaşlık Organizasyonu” ülkelerinin Türkiye’nin, İran’ın, Pakistan’ın, Afqanistan’ın, Kazakistan’ın, Özbekistan’ın, Türkmenistan’ın, Kırgızistan’ın, Tacikistan’ın, Azerbaycan'ın kullanılmamış zengin tabii servetleri, ihtiyatları vardır.
Onların birlikte kullanımı asıl Müslüman intibahına çevrilecek ve tüm beşeriyetin kalkınması yolunda yararını gösterecektir”. Bu başvuruda Türklük ideolojisinin en az üç tarihi değeri bulunmaktadır:1) Ayrı ayrı Türk devletlerinin bağımsızlığının gösterilmesi;
2) Türk ve umumen Müslüman dünyasının birliğine çalışılması;
3) Bu birliğin dünyada harmoni yaratılmasında hizmet etmesi
Haydar Aliyev Türk birliğinin kalkınmasında kardeş Türkiye'nin varlığına her zaman çok değer vermiş ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün tarihi rolünü değerlendirmiş, onu "Yirminci yüzyılın beşeriyete verdiği büyük dehalarından" saymıştır.Mustafa Kemal ATATÜRK ve Azerbaycan’a Bakışı:
"Azerbaycan’ın sevinci bizim sevincimiz, kederi bizim kederimizdir."
Atatürk'ün Resulzade'ye hitaben gönderdiği mesajında, (Azerbaycan lehçesinde)
"Mehemmed Emin Bey, men dünyaya senden üç sene erken göz açmışam. Ancag bütün Türk aleminde Türkün istiglal bayrağını sen galdırmışsan ve bayrag enmesin deye, men senin elinden alıb Türkiye üzerinde dalğalandırmışam. Enmez demişsen bu bayrag, enmeyecektir. “ (Mustafa Kemal Atatürk)“Bir gün SSCB çökecek, o zaman Türkiye Türkleri dili bir, dini bir, soy kökü bir olan Azerbaycan’daki Türk kardeşlerinin yanında olmaya hazır durumda olmalıdırlar. Milletler buna nasıl hazırlanıyor? Manevi köprülerini sağlam atarak. dil bir köprüdür, inanç bir köprüdür, tarih bir köprüdür. Köklerimize inmeli, olayların böldüğü tarihimizin içinde bütünleşmeliyiz. Onların bize yaklaşmasını beklememeliyiz, bizim onlara yaklaşmamız gerektir”. (Mustafa Kemal ATATÜRK)1927’de Birleşik Krallığın eliyle yasadışı olarak Kacar Türk Devleti`nin yerine getirilen Muhammed Reza Pehlevi ile anlaşarak arazi değişikliği yapılmasına muvaffak olmuştur. Bunun için Pehlevilere belli bir miktarda para ödeyen Atatürk’ün bu emeğinin sonucu olarak Türkiye ile Azerbaycan arasında on bir bin kilometre uzunlukta sınır bölgesi oluşturulmuştur.
“Coğrafi vaziyeti göz önüne getirilirse, gerçekten Azerbaycan`ın Asya’daki kardeş hükümet ve milletler için bir temas ve dayanak noktası olduğu görülür. Mustafa Kemal Atatürk’ün Azerbaycan’a gösterdiği ilgi Milli Mücadele döneminde de dikkati çekmektedir. TBMM adına Doğu Cephesi Kumandanlığına gönderdiği 1 Aralık 1920 tarihli bir yazı, Türkiye`nin bundan böyle Türk Dünyasına ve Azerbaycan’a karşı izleyeceği politikanın ana hatlarını göstermesi açısından büyük önem taşımaktadır. O’nun Kazım Karabekir Paşa’ya konuyla ilgili şöyle bir yazı göndermesi dikkate değerdir:
“Azerbaycan`ın tamamen ve cidden müstakil bir devlet haline girmesine taraftarız ve bunun temini için Rusları gücendirmemek ve kuşkulandırmamak şartıyla gerekli çalışmalarda bulunacaktır. Bu babda memleketin petrol vs. gibi kendi iktisadi kaynaklarına sahip olması için yine aynı şartla çalışılacaktır.Haydar Aliyev; “Atatürk’ün yarattığı Türkiye, sadece Türkiye Cumhuriyeti için değil, tüm Türk dünyası ve özellikle de Azerbaycan için önemlidir” derdi.
Atatürk’ü Türk dünyasının tarih boyunca çıkardığı en büyük insan olarak nitelendirilen Haydar Aliyev, TBMM’de yaptığı konuşmasında; “Bana sorarsanız, Atatürk’ün Türk milletine verdiği en büyük eser nedir, buna cevap verebilmek o kadar kolay değildir. Ama Atatürk’ün bıraktığı en önemli eser; O’nun yarattığı, kurduğu ve yaşattığı Türkiye Cumhuriyeti’dir” demişti.
Haydar Aliyev göreve başladığında ülkesinde Kiril alfabesi yürürlükteydi. Atatürk’ün Latin alfabesine verdiği önemi her zaman gündeme getiren Haydar Aliyev, 2001 yılında Kiril alfabesinin kaldırılmasına öncülük ederek Latin alfabesinin kabulünü sağladı
Azerbaycan’da Atatürk Merkezi’nin kuruluşunu ise 15 Mart 2001 günü şöyle açıklamıştı:
“Benim teşebbüsümle Azerbaycan’da Atatürk’ün öğrenilmesi, araştırılması için bir merkez kuruyoruz. Bu merkez bağımsız bir kuruluş olacaktır. Hem İlimler Akademisi hem de üniversitelerimizin bu alanda en yetişmiş adamları burada yer alacaklardır. Ben de Azerbaycan Cumhurbaşkanı olarak bu merkezin fahri başkanıyım. İnanıyorum ki, bu merkez Azerbaycan ile Türkiye arasındaki tarihi ilişkilerin ne denli çok olduğunu ilmen araştıracak ve meydana çıkaracaktır.”Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev, Türkiye-Azerbaycan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi (YDSİK) toplantısı sonrası ortak basın toplantısı düzenledi. Toplantıda 'Her zaman Azerbaycan'ın yanında olacağız demiştir.Haydar Aliyev’in düşüncesinin en başarılı takipçisi Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Türkiye’ye, Türklüğe sevgisi sadece bir Türk bağlılığı değildir, hem de ulu babalarımızdan bize miras kalan ve göz bebeği gibi korunarak gelecek nesillere emanet verilmeli bir Azerbaycanlılık, Türkçülük ahlakıdır.
Temel prensiplerinde dahi Atatürk’ün "Yurtta sulh, cihanda sulh" fikri dayanan Türkçülük ideolojisi Türkiye ve Azerbaycan’ın dostluk sloganıdır.
“Bir millet iki devlet” gibi. Rahmetle Anıyoruz.