Geçmişte en çok hayvancılıkla geçinen Türklerde toprak anayla birlikte hayvanlarda büyük bir önem kazanmış, bu önem giderek kutsal bir niteliğe bürünmüştür, Türklerin eski inanışlarındada ayı, kartal, koç, geyik ve kurt gibi hayvanlarda önemli bir sembol haline gelmiş veTürk mitolojilerinde boğa, koç, at, teke gibi hayvanlar dövüşçü ve eril ruhun temel kan güçlerinin simgelerinden sayılmıştır. Yaşarken gücün, bereketin yanı sıra iyi özellikleriylede taktir toplamış bu hayvanlar öldükten sonrada içlerindeki öz sayesinde koruyuculuk ve bereketin sembolü sayılmıştılar. Türkler islama geçtikten sonrada bu inanışlarını islamla birlikte yaşatmaya devam ettirmişlerdir.
Iğdır ve çevresinde evlerin kapılarına, duvarlarına, tarlalara asılan koç başı, at, köpek kafatası, ve boğa boynuzları bu inanışların bir devamı niteliğindedir. Iğdır’ın köylerinde yaygın olarak yaşatılan bu gelenekte Kapı girişleri, iyi yada kötü güçlerin girişi için bir geçit sayıldığından bahçe kapılarına genelde koç boynuzu ve at nalı, tarla girişlerinde ise köpek ve at kafası asılmaktadır. At nalı hilal şeklinde olduğundan dolayı bolluğu iyi talihi ve koruyucu gücü temsil etmekte, Koç boynuzu ise güç, kuvvet, erkeklik ve Bereketi temsil etmektedir. özet olarak Kapı yada tarla girişlerine asılan bu tür objeler buranın nazardan, kötü güçlerden korunmasıyla birlikte bolluk, bereket getirmesi anlamını taşımaktadır. Haber: C. Oluz
Kültür & Sanat
Yayınlanma: 22 Kasım 2022 - 00:00
IĞDIR YÖRESİNDE KAPILARDA KOÇBAŞI VE AT NALI
Eski Türk topluluklarının sosyo-ekonomik yapılarında hayvancılık, bilhassa koyun yetiştiriciliği belirleyiciydi. Hayvancılığa dayalı yaşam tarzı, günlük hayatı ve maddi kültür öğelerini kuvvetli bir şekilde etkiliyordu.
Kültür & Sanat
22 Kasım 2022 - 00:00
İlginizi Çekebilir