Bölgenin kalkınması için projeler üretip hayata geçiren vakfımız,
eğitim alanında büyük efor sarf etti, 23 okul yapımı, öğrenci
yurtlarının yapım ve onarımı, doğunun en büyük Kapalı spor salonunu
inşa etme gibi büyük projeleri hayata geçirdi. Büyükşehirlerde okuyan
yaklaşık 5 bin öğrenciye eğitim bursu verildi.
Bu yardımlar vakfın yönetimindeki fedakar insanlar tarafından sağlandı. Ancak yükleri gün geçtikçe artan bu insanlar, bir noktadan sonra hem yalnız olduklarını anladılar, hem de 15 yılın getirdiği bir yorgunluk yaşadılar.
Köylerimizin, ilçelerimizin, illerimizin büyükşehirlerde dernekleşmeleri, KAI Vakfı’nın projelerine katkı sağlar zannedildi, oysa sayıları 300’ü bulan derneklerimizin herhangi bir katkısı olmadı. Her derneğimiz bir öğrenci bursu sağlayabilseydi, fazladan 300 öğrenci okutulabilirdi.
Bu dernekler KAI Vakfı’na üye kazandırmamışlardır. Bu dernekler KAI Vakfı’nın üzerinde önemle durduğu eğitim ve kalkınma projelerini algılayamamışlardır.
Yalnız kalan KAI Vakfı yönetimi, 15 yıl boyunca yüklerinin paylaşılmadığını görünce hayal kırıklığı yaşamışlardır. “Kars Ardahan Iğdır” adını taşıyan bu oluşumların, büyük problemlere karşı sergiledikleri ilgisizlik, yönetim kurulunun motivasyonunu da olumsuz etkilemiştir.
KAI Vakfı, bu olumsuz havanın yanı sıra, yaptığı yatırımların karşılığını da görememiştir. Emekleri bazı noktalarda heba olmuştur. Gösterilen çabaların geri dönüşümlerinde birtakım sıkıntılar yaşanmıştır.
Bu konunun en bariz örneği öğrencilere sağlanan eğitim bursudur. 15 yıl boyunca yaklaşık 5 bin öğrenciye ulaşan eğitim yardımı sonrasında, vakıf ile ilişkisini sürdüren öğrenci sayısı sadece 30 civarındadır.
2 yıl önce vakfımızın burs verdiği öğrencilerimize bir mektup yazmıştım. Kars’ın Serhat Dergisi Gara Lele, “Ya lobi, ya hobi” başlığı ile bu mektubu yayınlamıştı. Aradan iki yıl geçmesine rağmen yönünü ve yüzünü vakfa dönenlerin sayısı 30’u geçmeyince ikinci mektubu yazmak zorunda kadım.
Dikkat edilmesi gereken bir nokta var. Vakfımız öğrenci bursu vermeye 10 öğrenci ile başlamıştır. Bu sayı son yıllarda 550 öğrenciye kadar ulaşmıştır. Vakfın bu öğrencilerimizden umduğu bir şey vardır: Eğitimlerini tamamlayıp memleketlerine faydalı olmalarının yanı sıra, kendilerine destek veren KAI Vakfı’na destek olmalarıdır.
Yıllar yılları kovaladı. 5 bin öğrenci bu eğitim bursundan “bankamatik öğrencisi” olarak faydalandı. Vakıf ile ilişkisi bankamatik kartı ile sınırlı kaldı. Mezun olduğunda, kendisinden beklenirdi ki, kendisi nasıl bu burstan faydalandıysa, bir başkası da onun vereceği burstan faydalansın.
Ancak durum böyle olmadı. Burs bekleyenlerin sayısı günden güne artarken, mezun olup belli bir meslek sahibi olan öğrenciler, vakfa herhangi bir destekte bulunmadı.
Yük yine yönetim kurulunun yardımsever insanlarının sırtında kaldı.
5 bin öğrencimiz kayıp… Burs geri dönüşüm anlaşması ile verilseydi, mezun öğrencilerimiz yeni öğrencilerin okumasına destek olacaklardı, aynı zamanda vakıf ile ilişkilerini devam ettireceklerdi.
Serhat Kars Dergisine gönderdiğim mektubun üzerinden 2 yıl geçti. Geriye baktığımızda Av. Mahmut Öztürkler’i görüyoruz, vefa gösterenlerin başında. Şimdi 30’a yakın öğrenci arkadaşımız var. Onlar da meselenin farkında olarak vakfa destek oluyorlar.
Bu 30 öğrenci takip ettiğim kadarıyla Çanakkale gezisi düzenledi, Anıt Kabir’i ziyaret etti. Kitap toplayıp KAI’ya gönderdi. Okulları boyamak için memleketimize gitti. Bu 30 öğrenci elbise toplayıp gönderdi. Bu 30 öğrenci toplantılar, etkinlikler düzenledi. Öğrencilere özel ders verme çalışmaları yürüttü.
30 kişiden bahsediyoruz. 5 bine yakın öğrenciye burs verilmiş. Şayet bu öğrencilerin %10’u geri dönmüş olsalardı, 500 öğrenci ile yapılabilecekleri varın siz hayal edin. Üstelik okumuş, kendini yetiştirmiş insanlardan bahsettiğimizi unutmayın.
Bu gençlerle İstanbul’da memleketimiz adına lobi oluşturamaz mıydık? Bilgi birikimimizi, siyasi gücümüzü, etkimizi onlarla ortaya koyamaz mıydık? Az önce saydığımız etkinliklerin %10’unu yapamaz mıydık?
Burslar geri dönüşümlü olsaydı, yönetimin sırtında durmadan ağırlaşan bu yükler ortadan kalkmaz mıydı? Gençlerimizin yaşadıkları uzaklık aşılmaz mıydı? Bir arada olan gençlerimiz ekonomik, siyasi, kültürel işbirliğine girmezler miydi?
Zannedersem bir yıldır geri dönüşümlü burs veriliyor. Bu karar daha evvel alınsaydı dünyanın çok hızlı değiştiği bir süreçte iyi örgütlü bir güç yaratırdık. Bütün olumsuzluklara rağmen, bankamatik öğrencilerimizi KAI Vakfı’nın çatısı altında toplanmaya davet ediyorum. Onlara yeniden sesleniyorum: Memleketimizin yükünü hep belli başlı insanlar mı çeksin? Bu onlara haksızlık olmaz mı? Lütfen geri dönün ve bu işin bir tarafından tutun.
Bu yardımlar vakfın yönetimindeki fedakar insanlar tarafından sağlandı. Ancak yükleri gün geçtikçe artan bu insanlar, bir noktadan sonra hem yalnız olduklarını anladılar, hem de 15 yılın getirdiği bir yorgunluk yaşadılar.
Köylerimizin, ilçelerimizin, illerimizin büyükşehirlerde dernekleşmeleri, KAI Vakfı’nın projelerine katkı sağlar zannedildi, oysa sayıları 300’ü bulan derneklerimizin herhangi bir katkısı olmadı. Her derneğimiz bir öğrenci bursu sağlayabilseydi, fazladan 300 öğrenci okutulabilirdi.
Bu dernekler KAI Vakfı’na üye kazandırmamışlardır. Bu dernekler KAI Vakfı’nın üzerinde önemle durduğu eğitim ve kalkınma projelerini algılayamamışlardır.
Yalnız kalan KAI Vakfı yönetimi, 15 yıl boyunca yüklerinin paylaşılmadığını görünce hayal kırıklığı yaşamışlardır. “Kars Ardahan Iğdır” adını taşıyan bu oluşumların, büyük problemlere karşı sergiledikleri ilgisizlik, yönetim kurulunun motivasyonunu da olumsuz etkilemiştir.
KAI Vakfı, bu olumsuz havanın yanı sıra, yaptığı yatırımların karşılığını da görememiştir. Emekleri bazı noktalarda heba olmuştur. Gösterilen çabaların geri dönüşümlerinde birtakım sıkıntılar yaşanmıştır.
Bu konunun en bariz örneği öğrencilere sağlanan eğitim bursudur. 15 yıl boyunca yaklaşık 5 bin öğrenciye ulaşan eğitim yardımı sonrasında, vakıf ile ilişkisini sürdüren öğrenci sayısı sadece 30 civarındadır.
2 yıl önce vakfımızın burs verdiği öğrencilerimize bir mektup yazmıştım. Kars’ın Serhat Dergisi Gara Lele, “Ya lobi, ya hobi” başlığı ile bu mektubu yayınlamıştı. Aradan iki yıl geçmesine rağmen yönünü ve yüzünü vakfa dönenlerin sayısı 30’u geçmeyince ikinci mektubu yazmak zorunda kadım.
Dikkat edilmesi gereken bir nokta var. Vakfımız öğrenci bursu vermeye 10 öğrenci ile başlamıştır. Bu sayı son yıllarda 550 öğrenciye kadar ulaşmıştır. Vakfın bu öğrencilerimizden umduğu bir şey vardır: Eğitimlerini tamamlayıp memleketlerine faydalı olmalarının yanı sıra, kendilerine destek veren KAI Vakfı’na destek olmalarıdır.
Yıllar yılları kovaladı. 5 bin öğrenci bu eğitim bursundan “bankamatik öğrencisi” olarak faydalandı. Vakıf ile ilişkisi bankamatik kartı ile sınırlı kaldı. Mezun olduğunda, kendisinden beklenirdi ki, kendisi nasıl bu burstan faydalandıysa, bir başkası da onun vereceği burstan faydalansın.
Ancak durum böyle olmadı. Burs bekleyenlerin sayısı günden güne artarken, mezun olup belli bir meslek sahibi olan öğrenciler, vakfa herhangi bir destekte bulunmadı.
Yük yine yönetim kurulunun yardımsever insanlarının sırtında kaldı.
5 bin öğrencimiz kayıp… Burs geri dönüşüm anlaşması ile verilseydi, mezun öğrencilerimiz yeni öğrencilerin okumasına destek olacaklardı, aynı zamanda vakıf ile ilişkilerini devam ettireceklerdi.
Serhat Kars Dergisine gönderdiğim mektubun üzerinden 2 yıl geçti. Geriye baktığımızda Av. Mahmut Öztürkler’i görüyoruz, vefa gösterenlerin başında. Şimdi 30’a yakın öğrenci arkadaşımız var. Onlar da meselenin farkında olarak vakfa destek oluyorlar.
Bu 30 öğrenci takip ettiğim kadarıyla Çanakkale gezisi düzenledi, Anıt Kabir’i ziyaret etti. Kitap toplayıp KAI’ya gönderdi. Okulları boyamak için memleketimize gitti. Bu 30 öğrenci elbise toplayıp gönderdi. Bu 30 öğrenci toplantılar, etkinlikler düzenledi. Öğrencilere özel ders verme çalışmaları yürüttü.
30 kişiden bahsediyoruz. 5 bine yakın öğrenciye burs verilmiş. Şayet bu öğrencilerin %10’u geri dönmüş olsalardı, 500 öğrenci ile yapılabilecekleri varın siz hayal edin. Üstelik okumuş, kendini yetiştirmiş insanlardan bahsettiğimizi unutmayın.
Bu gençlerle İstanbul’da memleketimiz adına lobi oluşturamaz mıydık? Bilgi birikimimizi, siyasi gücümüzü, etkimizi onlarla ortaya koyamaz mıydık? Az önce saydığımız etkinliklerin %10’unu yapamaz mıydık?
Burslar geri dönüşümlü olsaydı, yönetimin sırtında durmadan ağırlaşan bu yükler ortadan kalkmaz mıydı? Gençlerimizin yaşadıkları uzaklık aşılmaz mıydı? Bir arada olan gençlerimiz ekonomik, siyasi, kültürel işbirliğine girmezler miydi?
Zannedersem bir yıldır geri dönüşümlü burs veriliyor. Bu karar daha evvel alınsaydı dünyanın çok hızlı değiştiği bir süreçte iyi örgütlü bir güç yaratırdık. Bütün olumsuzluklara rağmen, bankamatik öğrencilerimizi KAI Vakfı’nın çatısı altında toplanmaya davet ediyorum. Onlara yeniden sesleniyorum: Memleketimizin yükünü hep belli başlı insanlar mı çeksin? Bu onlara haksızlık olmaz mı? Lütfen geri dönün ve bu işin bir tarafından tutun.