Kültür & Sanat
Yayınlanma: 07 Mart 2013 - 06:45
Melekli Beldesinde Bölgenin İlk Nevruz Ateşi Yakıldı
Iğdır’da yıllardan beri kutlanan geleneksel Nevruz bayramı başladı. 5 mart salıyı çarşambaya bağlayan yöre halkınca Mart’ın ilk çarşambası sayılan gecede Melekli beldesinde kasaba gençlerince nevruz ateşleri yakıldı. Yüzlerce kişinin katıldığı etkinliğe gençlerin yanı sıra yaşlılardan da büyük katılım oldu, kasaba gençleri Nevruz ateşi etrafında akordeon eşliğinde halaylar çekti ateş üzerinden atlayarak yeni yıla güzel temennilerle girmek için dilekler tutuldu. Ayrıca nevruz ateşi etrafında orta Asya Türk devletlerinin bayrakları açılarak oyunlar oynandı. Nevruzun en temel özelliklerinden birisi olan ateş geleneği 19 Mart akşamı Melekli beldesinde büyük şenlik halinde kutlanacaktır, kasaba gençleri bu yıl Melekli beldesinde dev bir Nevruz etkinliği hazırlığı yaptıklarını ve bu etkinliğe tüm Iğdırlıları davet ettiklerini söylediler. Iğdır ve çevresinde asırlardan beri Mart ayının ilk Çarşambasından son Çarşambasına yani Nevruz bayramına kadar üç kez olmak kaydıyla yakılır. En büyük nevruz ateşi ise Üçüncü Ahır Çarşamba ve bayram gecesi Salı’yı Çarşambaya bağlayan alav alav gecesinde yakılır. Iğdır ve çevresinde Nevruz ateşi geleneği; Nevruzda yakılan ateşe yöre halkı genelikle tongal denir, Ateşin yakılması ile içlerinden bir dilek tutarak ateşin üzerinden atlayan kimseler bu dileklerinin gerçekleşeceğine, tüm hastalıklarının bu ateşe dökülüp yanacağına, yeni yıla bu hastalık ve kötülüklerden arınarak girileceğine inanılır. İnanışa göre ateşin üzerinden üç veya yedi defa atlanması gerekmektedir.Ateşin üzerinden atlanırken genellikle şöyle bir tekerleme okunurAğırlığım, uğurluğum dökülsün bu ateşin üstüne,Ağırlığım, uğurluğum hep bu ateşeAğırlığım uğurluğum dökülsün, odda yanıp kül olsun,Yansın alev saçılsın, menim bahtım açılsınBu arada yağlı paçavralardan yapılan ateş topları da bir telle bağlanır ve birkaç defa sallandıktan sonra havaya atılır. Daha sonra tongalın külleri bolluk getirsin diye evin bahçesine serpilir.Dışarıdaki alav alav şenliği bittikten sonra eve gelinerek “en milli sofra sayılan” Nevruz sofrasına oturulur. Bu sofrada pilav, kavurga, yarma yemeği, et v.s gibi milli yemeklerin yanında boyanmış yumurta, çeşitli kuruyemiş (yeddilevin)çeşitleri ve semeni bulunur. Sofra başında aile fertleri birbirini tebrik eder, evin aksakallarının işaretiyle yemeye bbaşlanılır. Nevruz/Yeni yıl bayramında aksakallar bütün dargınları barıştırır, gençlere öğüt nasihat verirler. ATEŞ KÜLTÜRÜ Eski Türk inanç sisteminin belli başlı kütlerinden birisi de ateş kültüdür. Türkler’de dünyanın yaratılışı, bahar ve ateş arasında bir bağ kurulur. proto-türk kültüründe kün(güneş ) ısı ve ışık kaynağı olduğu gibi, yeryüzünde de ateş hem, ısı, hem ışık verir. bu yüzden yeryüzünde güneşin, yani tanrinın temsilcisidir. bu yüzden kutsaldır. Ateş yakılan yer ocaktır, bu yüzden çoğu kere ikisi aynı anlamda kullanılır. ocaksız barınak olmaz. bu yüzden ocak hem eve, hem de aileye işaret eder. ocağın tütsün, ocağımızı söndürme gibi ifadeler günümüzde bile ailenin devamına işaret eder. geçmişte pek çok aile ocaklarını hiç söndürmeden sürekli yakarlardı. modern hayatta önce sobalara, sonra da kalorifere geçince, bu kavram önemini kaybetmeye yüz tutmuştur.
Kültür & Sanat
07 Mart 2013 - 06:45