Kültür & Sanat
Yayınlanma: 31 Aralık 2012 - 07:00
Mutlu yıllar
Kırlangıç’ın hikayesini bilir misiniz?Kırlangıcın biri, bir adama aşık olmuş. Pencerenin önüne konmuş, bütün cesaretini toplamış, tüylerini kabartmış, güzel olduğuna emin olduktan sonra, küçük sevimli gagasıyla cama vurmuş. Tık... Tık.. Adam içeride meşgulken kimmiş onu işinden, gücünden alıkoyan, açmış camı bakmış, Minik bir kırlangıç! Kırlangıç, heyecanını, bastırmaya çalışarak, derin bir nefes almış minik gagasını açmış, sözcükler kendiliğinden dökülmeye başlamış. ‘’Hey adam baksana! Ben seni seviyorum Nedenini sorma, uzun zamandır seni izliyorum, bugün cesaret buldum konuşmaya, lütfen pencereyi aç ve beni içeri al’’. Adam, ‘’yok daha neler? Durduk yerde sen de nerden çıktın şimdi? Olmaz, alamam’’ demiş. ‘’Sen bir kuşsun’’. ‘’Hiç kuş, insana aşık olur mu’’? Kırlangıç mahcup olmuş, başını önüne eğmiş, ama pes etmemiş, bir süre sonra tekrar pencereye gelmiş, gülümseyerek bir kez daha şansını denemiş: ‘’Adam, adam! Hadi aç artık şu pencereni al beni içeri, ben sana dost olurum.’’ Adam kararlı, ‘’Yok, yok ben seni içeri alamam, işim gücüm var, git başımdan’’ demiş. Kafasını sallayarak içinden ‘’delimi ya’’ diye geçirmiş. Aradan zaman geçmiş, kırlangıç son kez adamın penceresine gelmiş; ‘’Bak soğuklar da başladı, üşüyorum dışarıda, aç şu pencereyi al beni içeri. Yoksa, sıcak yerlere göç etmek zorunda kalırım. Çünkü ben, ancak sıcakta yaşarım, pişman olmazsın, hem de sen de yalnızsın, yalnızlığını paylaşırım,’’ demiş. Bazı insanlar GERÇEKLERİ DUYMAYI SEVMEZMİŞ! Bu yalnızlık lafı adama pek dokunmuş, sinirle. ‘’Ben yalnızlığımdan memnunum’’ demiş ve kuştan onu rahat bırakmasını istemiş. Kırlangıç son denemesi de başarısızlıkla sonuçlanınca, başını önüne eğmiş, çekip gitmiş. Gitme dememiş adam. Aradan zaman geçmiş, önce düşünmüş, sonra kendi kendine itiraf etmiş. ‘’Hay benim akılsız başım’’ demiş. Ne kadar aptallık ettim! Beklenmedik bir anda karşıma çıkan bir dostluk fırsatını teptim. Niye onun teklifini kabul etmedim ki? Pişman olmuş olmasına ama iş işten geçmiş. Yine de kendi kendini rahatlatmayı ihmal etmemiş: Sıcaklar başlayınca, kırlangıcım nasıl olsa yine gelir. O zaman içeri alır, mutlu bir hayat sürerim. Ve çok uzun bir süre, sıcakların gelmesini beklemiş. Gözü yollardaymış. Yaz gelmiş, başka kırlangıçlar gelmiş. Ama onunki hiç görünmemiş. Yazın sonuna kadar penceresi açık beklemiş, ama boşuna. Kırlangıç yokmuş. Gelen başka kırlangıçlara sormuş, gören olmamış. Sonunda danışmak için bir bilge kişiye gitmiş, olanları anlatmış. Bilge kişi gözlerini adama dikmiş ve demiş ki: 'KIRLANGIÇLARIN ÖMRÜ 6 AYDIR’ Hikaye çok tanıdık geldi değil mi? Eminim hepinize çoook şey anlatmıştır Ya siz, bugüne kadar pencerenizden kaç kırlangıç kovaladınız.Bazı insanlar, bazı fırsatlar hayatımızda bir kez çıkar karşımıza. Marifet farkında olup, kaçırmamak. Her şey TAM ZAMANINDA yapıldığında anlam kazanır. Yaşam koşturmasının içinde olmadık kaygılarla işimiz gücümüz var, vaktim yok, şimdi olmaz diyerek kim bilir neleri erteliyor, nelerden vazgeçiyoruz. Bugün 2012’inin son günü derin bir nefes alıp, koca bir yılı sorgulama zamanı, neler kazandık, neler kaybettik, nasıl yaşadık. Kırlangıç’ın hikayesinin, farklı anlatımları var, ancak ben en çok Can Yücel’e ait olanı severim, yukarıda ki hikaye de Can Yücel’den esinlenmiştir. 2013’te hayatı ertelemeden ve ıskalamadan, tam zamanında yaşamanız temennisiyle, mutlu yıllar diliyorum. 2013 ülkem için demokratik kuralların işlediği, hukukun üstün sayıldığı, insan haklarının korunduğu, gelir dağılımının adil olduğu, eğitim, sağlık ve hukukta fırsat eşitliğinin sağlandığı, terörün sonlandığı, birlik ve beraberlik içinde sevgi ve hoşgörünün yüceldiği bir yıl olsun.Tam Zamanında Yaşamak Yemek de boş içmek de, Hatta yeri gelmeden sevişmek de. Tam zamanında öpmelisin mesela güzel gözlünü, Tam zamanında söylemelisin sevdiğini Gözlerinin içine baka baka. Bisikletinin gidonunu Tam zamanında çevirmelisin Düşmemek için. Tam zamanında frene basmalı, Tam zamanında yola koyulmalısın. Tam zamanında okşamalısın başını O üzüm gözlü çocuğun Hıçkırıklar tam dizilmişken boğazına, Tam ağlamak üzereyken. Tam zamanında koymalısın elini omzuna En sevdiğin dostunun babası öldüğünde. Tam zamanında tutmalısın düşerken Üç yaşındaki sehpaya tutunan çocuk. Tam zamanında acımalı yüreğin Afyon'da Hasan Ağabey' in evi yıkılınca başına Evsiz kalınca çoluk çocuk Ki uzatasın elini bir parça. Tam zamanında açmalısın kapını Hayatına girmek isteyenlere. Tam zamanında çıkarmalısın Sevginden şımarmaya başlayanları. Tam zamanında affetmelisin kardeşini Biliyorsan yüreğinde kötülük olmadığını Seni gecenin üçünde arayıp da Kafasının iyi olduğunu söylediğinde. Tam zamanında öğretmelisin oğluna Gerekiyorsa yumruk atmayı Tam burnunun üstüne Tiksinmeden pisliğinden, Yukarı mahallenin sümüklü bebesi Misketlerini zorla almaya çalışırsa. Tam zamanında bağırmalısın Acıyınca bir yerin. Tam zamanında gülmelisin Kemal Sunal küfür edince filmin bir yerinde. Tam zamanında yatmalısın Yola çıkacaksan ertesi gün Ve arabayı kullanan sensen Sana emanetse çoluk çocuk Ve kendin. Tam zamanında bırakmalısın içmeyi Son kadeh bozacaksa seni Ve üzeceksen birilerini Ertesi gün hatırlamayacaksan. Tam zamanında ayrılmalısın misafirliklerden. Tam zamanında konuşmalı Tam zamanında şarkı söylemeli Tam zamanında susmalısın. Tam zamanında terk etmelisin gerekiyorsa Annenin babanın evini, Tam zamanında başka bir şehre gidip Ayaklarının üzerinde durmaya çalışmalısın. Tam zamanında dönmelisin memleketine. Tam zamanında için titremeli, Tam zamanında aşık olmalı Deli gibi sevmelisin güzel gözlünü. Tam zamanında toplamalısın oltanı Belki de seni şampiyon yapacak En büyük balığı kaçırmadan. Tam zamanında yaşlandığını hissetmeli Tam zamanında ölmelisin Iskalamak istemiyorsan hayatı. Haydi şimdi kalk bakalım Silkin şöyle bir At üzerinden hayatın yorgunluğunu, Vakit zannettiğinden daha az Haydi kalk bakalım, Şimdi YAŞAMAK ZAMANI...Can YÜCEL Sevgiyle daima Neşe Sofuoğlu
Kültür & Sanat
31 Aralık 2012 - 07:00