Türkoğlu, Peçeli Baykuş, Ülkemizde çokça bulunan açık renkli olan bir baykuş türüdür. Yüz bölgesi, göğüs ve karın dış yüzeyi beyaz renklidir. Yüzleri kalp görünümünü almıştır. Göz renkleri oldukça koyu renklidir. Üst kısmı sarıya ve beji andıran renkli kısmıdır. Kanatları da aşağıya kadar oldukça uzun ve bacaklarını meydana getiren yerlerin tamamı uzun oluşuyla boy ölçüşemez.
Boy uzunluğu, 33 ila 39 cm’dir. Yaşam alanı; Genelde kurak iklimleri seven ve ağaçları az olan geniş arazileri, tarımsal arazileri ve açık alanları tercih ederek buralarda yaşamlarını sürdürürler. Viran olan binalarda ve harabelerin oyuk kısmına yuvalarını yaparlar. Yiyeceklerini tarla fareleri, kurbağalar ve böceklerle beslenmelerini sağlarlar. Ses; Sesleri uzatarak ve acının içinde yakınmaya benzer, korkutucu ve ürpertili bir tıslama gibidir. “şşirrii-şşirrii” diye ses çıkarırlar. Geniş bahçelerde yaşayan ve tarımsal kimya ilaçları, insana baskı ve besinlerinin az olması türüne bir tehdit oluşturur. Türkiye’de baykuşlar yerli peçeli baykuş türünden oluşur. Batı, Orta ve Güneydoğu Anadolu’da genelde kırsal yerlerde görülmektedir.
Genel Özellikleri;
Peçeli baykuş, başı büyükçe ve tüyle kaplıdır. Kuyruğu kısa oluşu sebebiyle, kanat kısımları enli ve uzun yapıdadır. Başka baykuşların kanatları, bir insan boyu kadardır. Tabii bir serçeye benzeyen ufak kanatlı olanları da görülmektedir. Gaga kısımları kıvrık, pençeleri keskin ve kancaları tırnaklıdır.
Yanı sıra kıvrak parmaklı oluşudur. Güçlü pençelerini sadece avı için odaklar. Baykuşların geneli, ıssız ve tenha yerlerde avını avlarlar. Tüm vücut kısmı yumuşak ve incecik tüylüdür. Bu tüyleri, uçuşa geçtiği anda bir susturucu görevini yapar. Uçuşa geçtiğinde ise kanat çırpışlarının sesini duyamazsınız.
Gözlerinin iri olduğu, baş kısmında yanda değil de önüne doğru bakar. Olağanüstü iri gözlere sahiptir. Gözünün oyuğu ile hareket işlevini yapamaz. Arabaların farına benzediği gibi yuvalarında da sabit kalırlar. Ve baykuş boyun kısmı 270 derece açı içerisinde döndürerek etrafını diyaliz eder.
Dişiler, erkeklere göre daha büyük olup, 2 ila10’na yakın yumurtlama yaparlar. Kuluçkaya yattıkları zamanda 30 ila 40 gün arasında değişir. Yumurtadan çıkan yavrularının gözleri ve kulağı kapanıktır. Bu yavrular yuvalarında kalma sürelerinde değişkenlik gösterirler.
Görme Kabiliyetleri;
Mor ışık görüntüsüne neden olan kimyasal maddeyi oluşturur. Bu hücreler, en minik ışıkta bile kimyasal bir uyarıya dönüşür. Bu durumda da insan yalnızca bir ışığın yansımasını gördüğü gibi, baykuş da burada bu nesneyi olduğunca net bir şekilde görüşünü yapar. Tüm kuşların üst gözlerindeki kapağı, alt gözüne değdiğinde bu biçimde baykuşlarda bu olayı tersine yaparlar.
İşitme Duyuları;
Baykuşlarda görüş ve duyma yetenekleri oldukça hassastırlar. Az olan ışıkta avını tutabildiği gibi, gecenin karanlığında da duyma duyusuyla olduğu yeri bulup, avına kenetlenir. Kulağı, en minik sesleri dahi duyabilecek kadar duyarlıdır. Hassaslık gösteren kulakları, gece tenhada bile uçabilen pervaneyi kanatlanan sesi ya da bir şeyin kemirildiğini, bazen an ve an sessizlik olan yerde bir iğnenin düşmesini dahi duyabilirler.
Baş tüyleri; bir kaşık gibi ses sinyalini algılar ve kulağında toplar. Bazen de baykuşlarda hem cinslerinde kulak deliği o kadar iridir ki, baş kısmının yanı tüylerle kaplıdır. Ve de ses titreşimleri kulağına vurduktan sonra diğer kulağına da gelmektedir.
Bu baykuşlar ufak zaman dilimleri arasında ses titreşimlerinin geliş yönüne göre tespit eder. Baykuşların enteresan tarafı kulakları perdeli olmasıdır. İstediği anda açabilir, istediğinde de kapatma özellikleri bulunur. İstirahate çekildiklerinde ağır uçuşları ile kulağın perdesini açarlar ve süratli uçmalarının halinde kapatırlar.” şeklinde konuştu.