Bu noktada Iğdır, kıstırılmış, sıkıştırılmış, kuşatılmış Nahçivan
için tam anlamıyla dünyaya açılan bir “Özgürlük kapası” konumundadır.
Bunu anlamak için Nahçivan haritasını bakmak yeter. Önce Azerbaycan
coğrafyasından koparılmış, daha sonra da saldırgan bir anlayış
tarafından kuşatılmış bir Nahçivan nasıl ayakta durur? Nasıl, yaşama
tutunur? Nasıl geleceğe umutla, güvenle bakabilirdi Iğdır olmasa?
1992 Yılında dar bir koridorla Iğdır–Nahçivan arasında “Dilucu Sınır Kapası” yoluyla bağlantı kurulması elbette çok önemli bir başlangıçtı. Nahçivan’ın özgürleşmesi, dünyaya açılması, büyüyüp gelişmesi anlamında önemli bir başlangıçtı.
Ancak, her iki tarafın da tarıma dayalı ekonomik yapısı nedeniyle ticari ilişki iki ülke arasındaki “kültürel ilişki” düzeyine taşınamamıştır. Ya da ben öyle düşünüyorum…
Iğdır’a yapılacak yatırım Nahçivan’a yapılmış sayılır mı? Ne zamandır “Iğdır ekonomisinin” Nahçivan üzerindeki etkilerini düşünmekteydim ki, “Nahçivan Cumhurbaşkanı Sn.Vasıf TALİBOV’un” Ülkemizi ziyaret ettiğini, ziyaret kapsamında Ankara’da Cumhurbaşkanı, Başbakan ve birçok bakanla görüşmeler yaptığını öğrendim (30.4.2010-Yeşil Iğdır-Cabbar ŞIKTAŞ).
Sn. TALİPOV Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Devlet Bakanlarımızla yaptığı görüşmelerinde bakın hangi konuları, hangi sorunları dile getirmiştir:
“Iğdır Havaalanın tamamlanması, Nahçivan, Türkiye ve İran sınırlarının kesiştiği “Dilucu – Boralan bölgesinde Serbest Sanayi Bölgesinin kurulması, Nahcivan- Iğdır -Kars demir yolunun yapımı ve Nahçivan -Iğdır Doğalgaz Boru Hattının gerçekleştirilmesi.”
Bu sorunların tamamı Iğdır’la ilgili, tamamı Iğdır’ın gelecek yüzyıldaki ekonomik yapılanmasıyla ilgili olup “IĞDIR NELER İSTİYOR” adlı kitabımızda bizim tarafımızdan da dile getirilmiş, Iğdır açısından “olmazsa/ olmaz” konulardır…
Dile getirilen bu projelere bir de Ağrı Dağı’nın turizme açılmasını da eklediğimizde, nerdeyse “Iğdır’ın gelecek yüzyıllık ekonomik yapılanması konuşulmakta, tartışılmakta, şekillendirilmektedir” diyebiliriz…
Sn. Talibov bir sözcü, bir öncü gibi Iğdır’dan yana tesip tutmuştur:
Sn. Talibov’un Iğdır’la bu denli yakından ilgilenmesi, Iğdır’ı sahiplenmesi, tesip tutması hoşuma gitmenin de ötesinde, çoğaldığımız hissini yaşatmıştır bana. Bu duygumu sadece bir teşekkürle ifade etmekle yetinmeyeceğim.
Şunu bir kez daha anlamış oldum: “Kardeş Ülke Nahcivan kendi geleceğini planlarken Iğdır’ı ve Iğdır’daki gelişmeleri de dikkate almaktadır. Yoksa neden Nahçivan Cumhurbaşkanı Sn.TALİPOV tıpkı bir Iğdır sözcüsü, Iğdır öncüsü gibi “Iğdır’ın temel sorunlarını” Ülkemizin en etkili ve yetkili makamlarıyla görüşsün, dile getirsin, çözüm yolları arasın?
Iğdır ve Nahçivan’ın ekonomik kurtuluşu birlikte olacak: Iğdır’a yapılacak bir yatırımın aynı zamanda “Nahçivan’a yapılmış bir yatırım sayılacağı, yapılan yatırımdan Nahçivan’ın da aynı ölçüde yararlanacaktır.
Gerek Faaliyete açılacak havaalanı ve gerekse gerçekleşecek Nahçivan-Iğdır- Kars demir yolu ile Nahçivan kuşatılmışlıktan kurtulup Iğdır üzerinden dünyaya (insanlık denizine) Iğdır üzerinden açılacak. Oluşturulacak Serbest Sanayi Bölgesiyle, çağdaş teknolojilerden yararlanılacak, temel ihtiyaçlarını daha düşük maliyetle ve kolayca karşılayabilecek, yapılacak doğalgaz hattıyla da enerjisini hem de daha uygun fiyatla pazarlayarak, sürekli bir gelir kaynağına kavuşmuş olacaktır…
Biz tüm bunların adına “Nahçivanın ekonomik kurtuluşu” diyebiliriz.
Bu projeler Iğdır’için de ekonomik kurtuluş projeleridir. Zira iki yerleşim yerinin birbirine uzaklığı sadece ve sadece 45 kilometredir. Bu mesafe, İstanbul’un iki yakasından daha kısadır. Demek ki; Iğdır’a yapılacak bir yatırımdan bu İl dışında en çık yararlanacak (fayda sağlayacak) ülkelerin başında Nahçivan gelmektedir. Sn. Talibov gibi uzak görüşlü, zeki bir liderin bunu keşfetmiş olmasında şaşılacak durum göremiyorum.
Sn. Talibov’un bir Iğdır öncüsü, bir Iğdır sözcüsü gibi davranma hakkını kendisinde görmesini, bu sorunları sahiplenmesini ve taraf keşliğini büyük bir memnuniyetle karşılıyor, Nahçivan - Iğdır iş birliğinin ve kardeşliğinin daha da pekiştirilmesine, geliştirilmesine katkı sağlayacağına tamamen inanmaktayım.
Artık Iğdır’a yapılan ve yapılacak yatırımlardan sadece bu İl’imizin 200 bin nüfusunun değil, Nahçivan’ı da hesaba kattığımızda 500 - 600 bin nüfusun yararlanacağını düşünerek, hesabı buna göre yapmalı, yatırım kararlarını buna göre vermeliyiz. Zaten gerçek de budur.
İyi ki Iğdır var: “Sıkıştırılmış, kıstırılmış, kuşatılmış bir Nahçivan’a özgürlük kapası olarak, O’nun dünyaya açılımını, dünya ile bütünleşmesini sağlamak üzere; yürekten bir sesle iyi ki Iğdır var.” diyorum… İçimdeki mutluluk sınırları alabildiğince genişliyor… Ne güzel bir duygu bu…
Doğduğum, doyduğum, sokaklarında büyüdüğüm, Ankara’lardan özlemini, hasretini çektiğim, iyi ki Iğdır var… Elimde olmadan bu yazımın sonu da böyle bir duygusallıkla bitiverdi işte… İsmail ÇANKAYA Öğretim Görevlisi
1992 Yılında dar bir koridorla Iğdır–Nahçivan arasında “Dilucu Sınır Kapası” yoluyla bağlantı kurulması elbette çok önemli bir başlangıçtı. Nahçivan’ın özgürleşmesi, dünyaya açılması, büyüyüp gelişmesi anlamında önemli bir başlangıçtı.
Ancak, her iki tarafın da tarıma dayalı ekonomik yapısı nedeniyle ticari ilişki iki ülke arasındaki “kültürel ilişki” düzeyine taşınamamıştır. Ya da ben öyle düşünüyorum…
Iğdır’a yapılacak yatırım Nahçivan’a yapılmış sayılır mı? Ne zamandır “Iğdır ekonomisinin” Nahçivan üzerindeki etkilerini düşünmekteydim ki, “Nahçivan Cumhurbaşkanı Sn.Vasıf TALİBOV’un” Ülkemizi ziyaret ettiğini, ziyaret kapsamında Ankara’da Cumhurbaşkanı, Başbakan ve birçok bakanla görüşmeler yaptığını öğrendim (30.4.2010-Yeşil Iğdır-Cabbar ŞIKTAŞ).
Sn. TALİPOV Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Devlet Bakanlarımızla yaptığı görüşmelerinde bakın hangi konuları, hangi sorunları dile getirmiştir:
“Iğdır Havaalanın tamamlanması, Nahçivan, Türkiye ve İran sınırlarının kesiştiği “Dilucu – Boralan bölgesinde Serbest Sanayi Bölgesinin kurulması, Nahcivan- Iğdır -Kars demir yolunun yapımı ve Nahçivan -Iğdır Doğalgaz Boru Hattının gerçekleştirilmesi.”
Bu sorunların tamamı Iğdır’la ilgili, tamamı Iğdır’ın gelecek yüzyıldaki ekonomik yapılanmasıyla ilgili olup “IĞDIR NELER İSTİYOR” adlı kitabımızda bizim tarafımızdan da dile getirilmiş, Iğdır açısından “olmazsa/ olmaz” konulardır…
Dile getirilen bu projelere bir de Ağrı Dağı’nın turizme açılmasını da eklediğimizde, nerdeyse “Iğdır’ın gelecek yüzyıllık ekonomik yapılanması konuşulmakta, tartışılmakta, şekillendirilmektedir” diyebiliriz…
Sn. Talibov bir sözcü, bir öncü gibi Iğdır’dan yana tesip tutmuştur:
Sn. Talibov’un Iğdır’la bu denli yakından ilgilenmesi, Iğdır’ı sahiplenmesi, tesip tutması hoşuma gitmenin de ötesinde, çoğaldığımız hissini yaşatmıştır bana. Bu duygumu sadece bir teşekkürle ifade etmekle yetinmeyeceğim.
Şunu bir kez daha anlamış oldum: “Kardeş Ülke Nahcivan kendi geleceğini planlarken Iğdır’ı ve Iğdır’daki gelişmeleri de dikkate almaktadır. Yoksa neden Nahçivan Cumhurbaşkanı Sn.TALİPOV tıpkı bir Iğdır sözcüsü, Iğdır öncüsü gibi “Iğdır’ın temel sorunlarını” Ülkemizin en etkili ve yetkili makamlarıyla görüşsün, dile getirsin, çözüm yolları arasın?
Iğdır ve Nahçivan’ın ekonomik kurtuluşu birlikte olacak: Iğdır’a yapılacak bir yatırımın aynı zamanda “Nahçivan’a yapılmış bir yatırım sayılacağı, yapılan yatırımdan Nahçivan’ın da aynı ölçüde yararlanacaktır.
Gerek Faaliyete açılacak havaalanı ve gerekse gerçekleşecek Nahçivan-Iğdır- Kars demir yolu ile Nahçivan kuşatılmışlıktan kurtulup Iğdır üzerinden dünyaya (insanlık denizine) Iğdır üzerinden açılacak. Oluşturulacak Serbest Sanayi Bölgesiyle, çağdaş teknolojilerden yararlanılacak, temel ihtiyaçlarını daha düşük maliyetle ve kolayca karşılayabilecek, yapılacak doğalgaz hattıyla da enerjisini hem de daha uygun fiyatla pazarlayarak, sürekli bir gelir kaynağına kavuşmuş olacaktır…
Biz tüm bunların adına “Nahçivanın ekonomik kurtuluşu” diyebiliriz.
Bu projeler Iğdır’için de ekonomik kurtuluş projeleridir. Zira iki yerleşim yerinin birbirine uzaklığı sadece ve sadece 45 kilometredir. Bu mesafe, İstanbul’un iki yakasından daha kısadır. Demek ki; Iğdır’a yapılacak bir yatırımdan bu İl dışında en çık yararlanacak (fayda sağlayacak) ülkelerin başında Nahçivan gelmektedir. Sn. Talibov gibi uzak görüşlü, zeki bir liderin bunu keşfetmiş olmasında şaşılacak durum göremiyorum.
Sn. Talibov’un bir Iğdır öncüsü, bir Iğdır sözcüsü gibi davranma hakkını kendisinde görmesini, bu sorunları sahiplenmesini ve taraf keşliğini büyük bir memnuniyetle karşılıyor, Nahçivan - Iğdır iş birliğinin ve kardeşliğinin daha da pekiştirilmesine, geliştirilmesine katkı sağlayacağına tamamen inanmaktayım.
Artık Iğdır’a yapılan ve yapılacak yatırımlardan sadece bu İl’imizin 200 bin nüfusunun değil, Nahçivan’ı da hesaba kattığımızda 500 - 600 bin nüfusun yararlanacağını düşünerek, hesabı buna göre yapmalı, yatırım kararlarını buna göre vermeliyiz. Zaten gerçek de budur.
İyi ki Iğdır var: “Sıkıştırılmış, kıstırılmış, kuşatılmış bir Nahçivan’a özgürlük kapası olarak, O’nun dünyaya açılımını, dünya ile bütünleşmesini sağlamak üzere; yürekten bir sesle iyi ki Iğdır var.” diyorum… İçimdeki mutluluk sınırları alabildiğince genişliyor… Ne güzel bir duygu bu…
Doğduğum, doyduğum, sokaklarında büyüdüğüm, Ankara’lardan özlemini, hasretini çektiğim, iyi ki Iğdır var… Elimde olmadan bu yazımın sonu da böyle bir duygusallıkla bitiverdi işte… İsmail ÇANKAYA Öğretim Görevlisi