Eğitim Bir Sen başkanı Erkan Çiğdem tarafından yapılan basın açıklamasında şu görüşlere yer verildi:”Ülkemiz 16 yıldır istikrarın sağladığı imkânlarla başta sağlık hizmetleri, sosyal politikalar, ulaşım ve altyapı yatırımları olmak üzere, pek çok alanda önemli bir büyüme göstermiştir. Bu istikrar döneminin kuşkusuz en sağlam dayanağı güçlü ekonomi politikalarıdır. Bu süreçte terör olayları, Gezi kalkışması, 17/25 Aralık yargı darbesi ve 15 Temmuz darbe girişimi gibi ülkeyi teslim almaya yönelik kaos senaryoları, Cumhurbaşkanımızın şahsında tecessüm eden ‘Millî İrade’nin birlik ve beraberlik ruhuyla akamete uğratılmıştır. Tüm bu badirelerin ekonomiye etkisi “sağlam irade” karşısında sınırlı kalmıştır.
Ülkemizin öz güvenli duruşu, vatandaşlarımıza ve tüm dünya mazlumlarına umut ve güven telkin etmiştir. Emperyalist emelleriyle, dünyadaki savaşların ve çatışmaların baş sorumlusu olan Amerika, ülkemize duyulan güveni sarsmak için türlü desiselere başvurmaktan geri kalmamaktadır. Sözde müttefikimiz olan Amerika’nın, Suriye ve Irak’ta Türkiye’nin toprak bütünlüğünü tehdit eden adımları, 15 Temmuz darbe girişiminin hain faillerine sahip çıkması, Halk Bankası’na yönelik sözde yargılamaları gibi pek çok konuda müttefik hukukuna aykırı ikiyüzlü politikaları artık herkesçe bilinmektedir. Türk yargısına müdahale etmeye çalışarak ekonomik yaptırım kararları alması ve döviz kurları üzerinden Türk ekonomisine karşı yapılan manipülatif saldırılar, hem Türkiye hem de dünya kamuoyunun dikkatlerinden kaçmamaktadır.
Trump’ın twitter üzerinden yaptığı “Türk lirası dolar karşısında hızla düşerken, Türkiye’yle çelik ve alüminyum ticaretinde gümrük vergilerinin iki katına çıkarılmasını az önce onayladım. Bundan böyle vergi alüminyumda yüzde 20, çelikte yüzde 50 olacak. Türkiye’yle ilişkilerimiz şu anda iyi durumda değil” şeklindeki açıklamayla yeni bir evreye girdi. Aslında ABD başkanının bu açıklamaları aşikârın beyanından başka bir anlam taşımamaktadır. Zira biz, son zamanlarda ekonomimize karşı yapılan operasyonların emperyalizmin Türkiye’ye dönük olarak geliştirdiği “grand stratejinin” daha önce terör örgütleri eliyle gerçekleştirdiği saldırıların, 15 Temmuz işgal girişimi gibi bir taktiksel devamı olduğunu biliyoruz. Bugün döviz kurları üzerinden ülkemize ağır bir ekonomik saldırı başlatılmıştır. Türkiye’nin millî ve yerli politikaları uygulamasını istemeyen karanlık güç odakları, ellerindeki tüm imkânları seferber ederek Türkiye ekonomisine saldırmakta ve hain emellerini Türkiye’ye dayatmaktadırlar.
“Bunun adı Türkiye’ye operasyon çekmektir. Operasyonun amacı da tüm alanlarda Türkiye’yi teslim almaktır.