Taraftarlar arasında büyük bir heyecan ve aynı zamanda yüksek beklentiler hakimdi. Ancak, maçın erken saatte oynanması ve hava sıcaklığının 38 derecelere kadar çıkması, güzel futbol için akıllarda soru işaretleri bıraktı. Beklendiği gibi, futbol sahada tutuk bir oyun olarak karşılık buldu. Her iki takım da ilk yarıya gol yememe önceliğiyle başladı ve bu yarıda iki takım da şut atamazken, gol girişimi dahi olmadı.İkinci yarıda, ilk yarıya kıyasla biraz daha atak yapma isteği gözlendi, fakat duran toplar dışında kayda değer bir pozisyon yaşanmadı. Sonuçta, taraflar golsüz beraberlikle sahadan ayrılmak zorunda kaldı. Bu tür pozisyon fakiri maçlarda, koşulların göz önünde bulundurulması gerektiği kanısındayım. Yalçın hocanın 3-4-3 oyun anlayışının, top rakipteyken 5'li savunmaya dönmesi ve oyuncu tercihleri, sıcak hava koşullarıyla birleşince, maçta pozisyon sayısını oldukça sınırladı. Gençlerbirliği'nin 4-2-3-1 formasyonuna rağmen, iki ön liberonun ve dört kişilik savunmanın atağa katılmaması, pozisyon zenginliğinin önüne geçti. Yalçın hocanın, böyle kapanan takımlara karşı bir B planı geliştirmesi gerekecek gibi görünüyor.Dikkat çekilmesi gereken bir diğer husus, takımın itici gücü olan Ova Beyleri'nin bu maçta tam anlamıyla organize olamamasıydı. Özellikle iç saha maçlarında taraftar desteğinin önemli dakikalarda takım için çok gerekli olduğunu düşünüyorum. Maç izlemeye gelen taraftarların da bazı anlarda Ova Beyleri grubunun tezahüratlarına eşlik ederek takımı desteklemeleri gerektiğini gözlemledim.Önümüzde uzun bir maraton ve zor bir Pendikspor deplasmanı var. Taraftarlarımızın, takımından umudunu kesmek yerine, şartlar ne olursa olsun destek vererek, tarihimizde ilk kez boy gösterdiğimiz 1. Lig'in tadını çıkarmalarını ve hafta sonunu iple çekmelerini öneriyorum. Haftaya yeniden buluşmak dileğiyle... 
Ali KAZANHaber Merkezi
Ali KAZANHaber Merkezi 
