25/26 Şubat gecesi önce top ve roket saldırılarıyla Hocalı Havaalanı kullanılamaz hâle getirildi. Şehrin dış dünya ile ilişkisi de tamamen kesildi. Savunmasız kalan şehre giren Rus destekli Ermeni askerleri, çocuk, yaşlı, kadın, bebek demeden yüzlerce Türk’ü vahşîce katlettiler. Hocalı’da dehşet verici olaylar yaşandı. Canlı canlı insanların kafa derilerini yüzdüler. Sağ olarak ele geçirdiklerini tıbbî deneylere tâbi tuttular.
Hızar ve testerelerle diri diri insanların kollarını ve bacaklarını kestiler. Genç kızların önce saçlarını, sonra da kafa derilerini yüzdüler. Babanın gözü önünde evladını, evladın gözü önünde babayı kurşuna dizdiler.
Türkler Viyana’dan ve Kafkaslardan çekilmeye başladıktan sonra hep soykırıma uğradılar. Türkler Viyana’da, Bosna’da, Mora’da, Balkanların çeşitli bolgelerinde; Kafkaslarda hep soykırımla karşılaştılar.
Biz Iğdır’da çocukluğumuzda hep dedelerimizden, ninelerimizden karşı karşıya kaldığımız soykırım hâdiselerini dinleyerek büyüdük. Irzı kırık Ermeni ve onların dığaları, Türk soykırım hâdiselerinde bizim atalarımızı camilere doldurup yakmışlar. Onların işbirlikçileri soykırımdan kurtulanları soyup birçoğunu da onlar öldürmüşler. Revan Hanlığı’nda, Erzurum’da, Kars’da, Nahçıvan’da, Şerur’da, Sederek’te, Ordubat’ta Tebriz’de, Bakü’de, Gence’de vb. Türk bölgelerinde katledilen hep Türkler olmustur.
Ne yazık ki suçlananlar yine hep Türkler olmuştur. Bugün Azerbaycan topraklarının yüzde 25’i (Gökçeli, Gökçe Gölü, Hadrut, Esgeran, Hocaüvend, Hocalı, Şuşa, Laçın, Kelbecer, Ağdam, Fuzuli, Zengilan, Cebrayıl, Gubadlı vb) işgal altındadır. Bir milyon Türk göçmen durumuna düşürülmüştür.
Ermeniler, ilk planlı Türk tehcirini ve soykırımını 1905-1907 yılları arasında yapmıştır. İkinci Türk tehcirini ve soykırımını 1918-1920 yıllarında uygulamışlar. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği döneminde Ermenistan’da/Âşık Elesger’in köyünün bulunduğu Gökçe Mahalı’nda yaşayan Azerbaycan Türkleri büyük bir tehcire ve soykırıma tabi tutulmuştur.
En son tehcir ve soykırım ise modern dünyanın(!) gözleri onunde 1987’de başlayan hâdiseler sırasında yapılmış, 20 binden fazla Türk şehit edilmiştir. 50 bin sakat, 5 bin kayıp/esir (çoğu çocuk) Türk…
En son yapılan Hocalı Türk Soykırımı’nı anlatan birkaç söz:
Cemil Cümşütoğlu Memmedov:
“ …Nehçivanik köyüne gidip torunumu almak istedim. Beni hapsettiler. Zindanda çok sayıda kadın, kız ve çocuk vardı. Hanımım, kızım, torunum da oradaydı. Ancak hiçbirini göremedim, onlardan haber alamadım. Tırnaklarımızı çektiler… Çeşitli işkencelerden sonra beni, Azerbaycan askerlerine esir düşen bir Ermeniyle değiştirdiler…”
Seriye Talıbov:
…Gözlerimin önünde bir Ermeni mezarının başında 4 Türk’ün başını kestiler… Ana ve babaların gözleri önünde çocuklarına işkence verip öldürdüler…” Cemal Allahverdioğlu
Orucov: “ …16 yaşındaki oğlumu gözlerimin önünde kurşunladılar. 18 ve 23 yaşındaki hamile kızlarımı elimizden alıp götürdüler…” Hatice Abdullayeva: “ …Bir süre yalın ayak ormanda kaldık. Anam, babam ve 16 yaşındaki kız kardeşim soğuğa dayanamayıp öldüler. Ben esir düştüm. Daha sonra taşnak esirlerle değiştirildim. Şimdi iki ayağımda yok....” Mirza Allahverdiyev: “ …Ermeniler köyü bastı. Ormana kactık.
Burada 3 gün aç-susuz kaldık. Bizi yakalayıp Askeran’da hücreye attılar. Her gün 5-6 adam götürüp öldürdüler. Altından yapılmış dişlerimi söktüler. Babamı, 2 kardeşimi ve kardeşimin oğlunu öldürdüler…
” Nesibe Aliyeva: “ …Ormandan çıkarken Ermeniler ates ettiler. Aralarında eşimin ve oğlumun da bulunduğu 26 kişiyi öldürdüler....” Hatice Orucova: “ …8 yaşındaydım. Ermeniler, gözümün önünde anamı, babamı, 6 yaşındaki kız kardeşimi öldürdüler. Beni de kurşun yarası aldım ama, ölmedim…”
Yüreğiniz dayanacak ise, Türk Soykırım sonrası yapılan birkaç otopsi raporunu okuyun:
Orucov Telinan Enveroğlu: Kafa derisi yüzülmüş,
Hasanova Fitat Ehedkızı: Tecavüz edilmiş, gözleri çıkarılmış.
Hasanova Gülçöhre kızı: Göğüs kafesinden ve karnından kurşun yarası almış, sol eli bilekten kesilmiş.
Hasanov Usuboğlu: Göğüs kafesinden ve karnından kurşun yarası almış, göğsü kesilmiş.
Selimov Bahadir Mikayiloğlu: Nahçıvanik yolunda yakılmış, cinsi uzvu kesilmiş, gözleri çıkarılmış.
Nuraliyeva Dilara Oruckızı: Gözleri çıkarılmış, memeleri kesilip götürülmüş.
Abbasov Taleh Umidvaroglu: Kulakları kesilmiş.
Abbasova Meruze Memmedkızı: Gözleri çıkarılmış, memelerinin uçları kesilmiş.
İmam Ağyar Salmanoglu: Üç yaşındaki bu çocuk yakılarak öldürülmüş.
Bedelov Tevfik: Gözleri çıkarılmış, kulakları kesilmiş.
Hocalı Türk Soykırım’na katılan Ermenilerin ve onların yardımcılarının yaptıkları, İnsan Hakları Beyannamesi’ne, Vatandas ve Siyasî Haklar Konusunda Uluslararası Sözlesmelere, Ateşkes Zamanında ve Askerî Çatışmalar Zamanı Kadın ve Çocukların Korunması Beyannamesi’ne karsı olarak işlenmiş bir soykırımdır.
Teklif: Türkler, Hocalı’da yaşatılan vahşetin bir Türk Soykırım olduğunu haykırmalı, Lahey Adalet Divanı’na Jenosit Sözleşmesi çerçevesinde dava açılmalı, Koçaryan ve Serkisyan vb.lerinin savaş suçlusu olarak yargılanması sağlanmalı,
Hocalı Türk Soykırımı’nı ifade eden çeşitli anıtlar yaptırılmalı, Hocalı Türk Soykırımı’nı anlatan çeşitli sergiler açılmalı,
25/26 Şubat 1992 günü “Hocalı Türk Soykırım Günü” ilân edilmeli.
Serkisyanlara, Koçeryanlara, Nalbantyanlara, Daşnaksütyunlara, Hınçaklara hizmette yarışan Türk ve Türkçü olarak geçinenlerin “nene sandıkları” açılmalı ve açıklanmalı.
Hocalı Türk Soykırımı’nı öğrenmek, öğretmek, unutmamak, unutturmamak için kendisini Türk hisseden ve bunu hayatı boyunca sözde değil, özde icra ettiğini ortaya koyabilen yürekli üniversite hocaları da Hocalı Türk Soykırım Gününü Anma kampanyası başlatmalıdırlar. 06.12.2008.
Yrd.Doç.Dr.Enver ARAS
Hızar ve testerelerle diri diri insanların kollarını ve bacaklarını kestiler. Genç kızların önce saçlarını, sonra da kafa derilerini yüzdüler. Babanın gözü önünde evladını, evladın gözü önünde babayı kurşuna dizdiler.
Türkler Viyana’dan ve Kafkaslardan çekilmeye başladıktan sonra hep soykırıma uğradılar. Türkler Viyana’da, Bosna’da, Mora’da, Balkanların çeşitli bolgelerinde; Kafkaslarda hep soykırımla karşılaştılar.
Biz Iğdır’da çocukluğumuzda hep dedelerimizden, ninelerimizden karşı karşıya kaldığımız soykırım hâdiselerini dinleyerek büyüdük. Irzı kırık Ermeni ve onların dığaları, Türk soykırım hâdiselerinde bizim atalarımızı camilere doldurup yakmışlar. Onların işbirlikçileri soykırımdan kurtulanları soyup birçoğunu da onlar öldürmüşler. Revan Hanlığı’nda, Erzurum’da, Kars’da, Nahçıvan’da, Şerur’da, Sederek’te, Ordubat’ta Tebriz’de, Bakü’de, Gence’de vb. Türk bölgelerinde katledilen hep Türkler olmustur.
Ne yazık ki suçlananlar yine hep Türkler olmuştur. Bugün Azerbaycan topraklarının yüzde 25’i (Gökçeli, Gökçe Gölü, Hadrut, Esgeran, Hocaüvend, Hocalı, Şuşa, Laçın, Kelbecer, Ağdam, Fuzuli, Zengilan, Cebrayıl, Gubadlı vb) işgal altındadır. Bir milyon Türk göçmen durumuna düşürülmüştür.
Ermeniler, ilk planlı Türk tehcirini ve soykırımını 1905-1907 yılları arasında yapmıştır. İkinci Türk tehcirini ve soykırımını 1918-1920 yıllarında uygulamışlar. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği döneminde Ermenistan’da/Âşık Elesger’in köyünün bulunduğu Gökçe Mahalı’nda yaşayan Azerbaycan Türkleri büyük bir tehcire ve soykırıma tabi tutulmuştur.
En son tehcir ve soykırım ise modern dünyanın(!) gözleri onunde 1987’de başlayan hâdiseler sırasında yapılmış, 20 binden fazla Türk şehit edilmiştir. 50 bin sakat, 5 bin kayıp/esir (çoğu çocuk) Türk…
En son yapılan Hocalı Türk Soykırımı’nı anlatan birkaç söz:
Cemil Cümşütoğlu Memmedov:
“ …Nehçivanik köyüne gidip torunumu almak istedim. Beni hapsettiler. Zindanda çok sayıda kadın, kız ve çocuk vardı. Hanımım, kızım, torunum da oradaydı. Ancak hiçbirini göremedim, onlardan haber alamadım. Tırnaklarımızı çektiler… Çeşitli işkencelerden sonra beni, Azerbaycan askerlerine esir düşen bir Ermeniyle değiştirdiler…”
Seriye Talıbov:
…Gözlerimin önünde bir Ermeni mezarının başında 4 Türk’ün başını kestiler… Ana ve babaların gözleri önünde çocuklarına işkence verip öldürdüler…” Cemal Allahverdioğlu
Orucov: “ …16 yaşındaki oğlumu gözlerimin önünde kurşunladılar. 18 ve 23 yaşındaki hamile kızlarımı elimizden alıp götürdüler…” Hatice Abdullayeva: “ …Bir süre yalın ayak ormanda kaldık. Anam, babam ve 16 yaşındaki kız kardeşim soğuğa dayanamayıp öldüler. Ben esir düştüm. Daha sonra taşnak esirlerle değiştirildim. Şimdi iki ayağımda yok....” Mirza Allahverdiyev: “ …Ermeniler köyü bastı. Ormana kactık.
Burada 3 gün aç-susuz kaldık. Bizi yakalayıp Askeran’da hücreye attılar. Her gün 5-6 adam götürüp öldürdüler. Altından yapılmış dişlerimi söktüler. Babamı, 2 kardeşimi ve kardeşimin oğlunu öldürdüler…
” Nesibe Aliyeva: “ …Ormandan çıkarken Ermeniler ates ettiler. Aralarında eşimin ve oğlumun da bulunduğu 26 kişiyi öldürdüler....” Hatice Orucova: “ …8 yaşındaydım. Ermeniler, gözümün önünde anamı, babamı, 6 yaşındaki kız kardeşimi öldürdüler. Beni de kurşun yarası aldım ama, ölmedim…”
Yüreğiniz dayanacak ise, Türk Soykırım sonrası yapılan birkaç otopsi raporunu okuyun:
Orucov Telinan Enveroğlu: Kafa derisi yüzülmüş,
Hasanova Fitat Ehedkızı: Tecavüz edilmiş, gözleri çıkarılmış.
Hasanova Gülçöhre kızı: Göğüs kafesinden ve karnından kurşun yarası almış, sol eli bilekten kesilmiş.
Hasanov Usuboğlu: Göğüs kafesinden ve karnından kurşun yarası almış, göğsü kesilmiş.
Selimov Bahadir Mikayiloğlu: Nahçıvanik yolunda yakılmış, cinsi uzvu kesilmiş, gözleri çıkarılmış.
Nuraliyeva Dilara Oruckızı: Gözleri çıkarılmış, memeleri kesilip götürülmüş.
Abbasov Taleh Umidvaroglu: Kulakları kesilmiş.
Abbasova Meruze Memmedkızı: Gözleri çıkarılmış, memelerinin uçları kesilmiş.
İmam Ağyar Salmanoglu: Üç yaşındaki bu çocuk yakılarak öldürülmüş.
Bedelov Tevfik: Gözleri çıkarılmış, kulakları kesilmiş.
Hocalı Türk Soykırım’na katılan Ermenilerin ve onların yardımcılarının yaptıkları, İnsan Hakları Beyannamesi’ne, Vatandas ve Siyasî Haklar Konusunda Uluslararası Sözlesmelere, Ateşkes Zamanında ve Askerî Çatışmalar Zamanı Kadın ve Çocukların Korunması Beyannamesi’ne karsı olarak işlenmiş bir soykırımdır.
Teklif: Türkler, Hocalı’da yaşatılan vahşetin bir Türk Soykırım olduğunu haykırmalı, Lahey Adalet Divanı’na Jenosit Sözleşmesi çerçevesinde dava açılmalı, Koçaryan ve Serkisyan vb.lerinin savaş suçlusu olarak yargılanması sağlanmalı,
Hocalı Türk Soykırımı’nı ifade eden çeşitli anıtlar yaptırılmalı, Hocalı Türk Soykırımı’nı anlatan çeşitli sergiler açılmalı,
25/26 Şubat 1992 günü “Hocalı Türk Soykırım Günü” ilân edilmeli.
Serkisyanlara, Koçeryanlara, Nalbantyanlara, Daşnaksütyunlara, Hınçaklara hizmette yarışan Türk ve Türkçü olarak geçinenlerin “nene sandıkları” açılmalı ve açıklanmalı.
Hocalı Türk Soykırımı’nı öğrenmek, öğretmek, unutmamak, unutturmamak için kendisini Türk hisseden ve bunu hayatı boyunca sözde değil, özde icra ettiğini ortaya koyabilen yürekli üniversite hocaları da Hocalı Türk Soykırım Gününü Anma kampanyası başlatmalıdırlar. 06.12.2008.
Yrd.Doç.Dr.Enver ARAS