Azerbaycan ve Türki Cumhuriyetleri ile ilgili bir çok araştırması olan Mete Gürel Çukurova Üniversetisinde öğretim görevini sürdürmektedir. 1952 doğumlu Mete Gürel Türkün olmazsa olmazı Cumhuriyet isimli kitabının ön sözünde şu görüşlere yer verdi: "Ülkelerin ilerleyebilmeleri, yeterli bilgi birikimi ve bu bilgilerin objektif değerlendirilmesiyle mümkündür. Bilginin kaynağı ve kullanılacağı yer ne olursa olsun bu bilgi yanlı ve hissi kararlarla değerlendirildiğinde sonucun olumsuz olma ihtimali daha yüksektir. Tarihten ders almak ve tarihin bize kazandırdığı olumlu, olumsuz tecrübelerin ışığında, daha ilerilere gidebilmenin birinci şartı da yine tarihi olayların objektif değerlendirilmesidir. Tarihten ders almak ancak objektif değerlendirmeyle mümkün olur. Tarihi olayları bu günkü değer yargılarımızla, ideolojilerimizin bize emrettiği istikamette ve ideolojileri mizin şablonuna uygulayarak değerlendirdiğimizde çıkan sonuç, sadece kendimizi kandırmak olacaktır. Tarihi saptırarak değiştirmek mümkün değildir.
Atatürk'ün işaret etmiş olduğu "Muasır Medeniyetler Seviyesine Ulaşmak" hedefinde pekte hızlı yol aldığımız söylenemez. Çünkü biz Atatürk'ü kendi ideolojilerimizin kahramanı yapma gayretleri içerisinde halktan kopardık ve ondan yeterince istifade edemedik. Atatürk'ün fikirlerinden istifade etmenin yegâne yolu, bütün ideolojilerden ve ön yargılardan sıyrılarak O'nu anlamaktır.
Cumhuriyet aydını gereğinden fazla politize olmuştur ve bu yapısı onu objektif düşüncelerden ve üretkenlikten uzaklaştırmaktadır. İncelediğim, İnkılâp tarihi ile ilgili kitaplarda politik endişelerle ortaya atılmış teorileri çok yoğun olarak gördüğümden böyle bir kitabı yazma ihtiyacını hissettim.”
Atatürk'ün işaret etmiş olduğu "Muasır Medeniyetler Seviyesine Ulaşmak" hedefinde pekte hızlı yol aldığımız söylenemez. Çünkü biz Atatürk'ü kendi ideolojilerimizin kahramanı yapma gayretleri içerisinde halktan kopardık ve ondan yeterince istifade edemedik. Atatürk'ün fikirlerinden istifade etmenin yegâne yolu, bütün ideolojilerden ve ön yargılardan sıyrılarak O'nu anlamaktır.
Cumhuriyet aydını gereğinden fazla politize olmuştur ve bu yapısı onu objektif düşüncelerden ve üretkenlikten uzaklaştırmaktadır. İncelediğim, İnkılâp tarihi ile ilgili kitaplarda politik endişelerle ortaya atılmış teorileri çok yoğun olarak gördüğümden böyle bir kitabı yazma ihtiyacını hissettim.”