İnsanlık tarihinin şahit olduğu planlı katliamlardan birisi olan, Ermenilerin 1918-20 yılları arasında bölgede yaptıkları Türk katliamını simgeleyen "Ermeni Mezalimi Anıtı" ziyaretçi akınına uğruyor kıymetli okuyanlarım. Anıt yapıldıktan sonra, bazı şuursuz çevreler eleştirse de, hatta yıkılması için birileri tarafından düğmeye basılsa da, milli duyarlığı olan çevrelerin sahip çıkması bu menfur eylemi sonuçsuz bıraktı.. Ülkemizin bazı yerlerinde tarihi tahrif ederek, gerçekler bir tarafa bırakılıp, asıl suçlular görmezden gelinip Ermeni propagandasının aleti olunurken, bunu Iğdır da başaramadılar.. Yüz yıllar boyu engin hoşgörü ile bağrına bastığı Ermenilerin, emperyalistlerin maşası olarak ihanetlerini gören, o acıyı yaşayan ve katliama uğrayan sayıları yüzlerle ifade edilen bölge halkının kemikleri halen orta yerde duruyor. Kulaktan kulağa aktarılan acı ve ibret alınması gereken, adeta insanın kanını donduran ihanet, kalleşlik ve kan içeren gerçek hikayeler halen canlılığını korumaktadır. Mağdurlarının acı dolu hikayeleri konu edildiğinde birçok insanımızın gözleri dolmaktadır. Çünkü bu olayların mağdurlarının çocukları yıllarca içlerinde taşıdıkları acıyı, hüznünü bir türlü unutamamışlardır. Arada bir gidip bu ibret anıtını ziyaret edip, yıllarca içinde bir uhde olarak kalan baba, ana, kardeş, dede, amca, dayı, hala,teyze…… hasretini bir nebze olsun bastırmaya çalışıyor.. Bu arada ihanete, kalleşliğe, teröre nahlet okumayı da ihmal etmiyor. Ancak bu kadar önemli anıt'ın, müze kısmı ne yazık ki olması gereken zenginlikten uzaktır. Bölgede, Ermenilerin emperyalist devletlerin oyunlarına gelerek yaptıkları katliamların izleri ve kanıtları bunun gibi birçok müzeyi dolduracak düzeydedir. Bu materyallerden bir kısmı bildiğim kadarı ile Erzurum Müze Müdürlüğünde bekletilmektedir. İster buradakiler, isterse diğer yerlerdeki materyallerle bilhassa müze kısmı zenginleştirilmelidir. Olayları gerçek boyutları ile bilmeyen insanlar, bu haliyle müzeyi gezdiğinde, bölgede yaşanan vahşeti gerçek manası ile anlayabilmesi mümkün değildir. Tarih boyunca, mağduru olduğumuz acı olayları engin hoşgörümüzle hafızalarımızdan silmek huyumuz, maalesef bu olayda da görüldüğü gibi aleyhimize neticelenmiştir. Bizler bütün kötülüklerin tarihin sayfaları içerisinde kaybolup gitmesini isteyen bir tavır sergilerken, olayların asıl failleri ile piyonları, bu tavrımızı bir zafiyet, hatta daha ileri giderek suçluluk psikolojisinin bir yansıması olarak görme gafletine düşmüşlerdir. Dolayısı ile bizim alicenaplık göstererek susmamız onlara cesaret vermiş, yalanlar ve iftiralar üzerine kurdukları "soykırım " masalına adeta dünyayı inandırmışlardır.. Bunun acı sonuçlarını içte ve dışta maalesef birlikte yaşıyoruz…… İster bu topraklarda yaşamaktan başka hiçbir günahı olmayan, Ermeniler tarafından katledilen dedelerimizin, ninelerimizin aziz hatıralarına karşı borcumuz diyelim, ister emperyalizme ve onun yerli - yabancı ortaklarına ve maşalarına karşı diyelim, İster Tarihi gerçeklere saygı diyelim.. İster Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı yapılan saldırılara bir haklı tepki diyelim… Adını ne koyarsak koyalım, yeter ki bir an önce bu anıtı ve Müzeyi olması gereken görkemli, ibret alınması, mesaj verir hale getirelim…